Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Tek Mesaj #1134

kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
13 Şubat 2007       Mesaj #1134
kambis - avatarı
Ziyaretçi

HASRETİN SÜKUNETİ...


dün gece

yine,

yeniden okudum yazdıklarını

hecelerin tamamladığı kelimelerini

yüreğinin kelimeleri sürüklediği dizeleri...


kaleminin nerde durup,

nerde alıp başını gittiğini...

yüreğinin nerde durup,

nerede deli taylar gibi

rüzgar olup estiğini...


bir daha

bir daha

bir daha okudum

ezberledim bir tanem...

ezberledim...

anladım ki ben ,

hep sendeymişim ezelden beri...


mısra mısra yaşamışız biz bu sevdayı

mısra mısra düşmüşüz bu yangınlara

leylanın mecnunu

mecnunun leylası olmuşuz da

yanıp kavrulmuşuz

serapsız, vahasız çöllerde

ellerimizde kuru hurma yaprakları

saçlarımızda solgun nar çiçekleri...


ondanmış

hasreti vuslat bildiğimiz,

ondanmış

bin tövbe edip,

bin tövbe bozarak sevda kapısından geçtiğimiz,

tutuşturduğumuz ondanmış mesafeleri...


hasret denilen şey nedir ki?

bir daha yüzünü görmeyecek

sesini duymayacak olmanın eziyeti mi?

ben çoktan geçtim o işkenceleri....


eğer düşümde görmüyor

adını anmıyorsam

aramıyor sormuyorsam

sildiysem yolundan izlerimi

ne unuttuğumdan,

ne unuttuğundan değil sevgili...

öylesine kaplamışız ki dört yönü

dört mevsimi,

günleri, geceleri...

farketmiyor artık gözgöze olmanın şenliği...

biz,

çoktan aşmışız bu zahiri hali...


şimdi,

bir fanus gibi örttüm üstüme

zamanın sislerini...


yalnıca yüreğimde

o çok sevdiğimin

ve sevildiğimi bilmenin sükuneti...


kıyameti bekleyen bir ölü gibi

sevdana yattım

ölmeye yatmak gibi...



CEYDA GÖRK
22 Aralık 2006 sa: 4.58