Senden Kalan Yalnızca Buz Soğuğu
suskunluğun, ıssız dağların çığıdır zirvelerden sökülen,
uğultuların bir ölüm ürpertisiyle,
parçaladığı buzlardır avuçlarıma dökülen.
kayboldun hudutsuz akşamlarımda
şimdi vaktin neresinden gelirsen gel
düşeceksin yüreğimden öteye
kudretin bir yıldız gibi kayacak
sönecek bakışlarındaki o kor ateş
artık gözlerin gözlerimi yakmayacak
gönderdim sessizliği düşlerine
yüklenir duvarlarına olanca öcüyle
sen de unutursun sıcak geceleri
teninde yokluğumun her zerresi
titrerken nefesin
düşer avuçlarına binlerce çiy tanesi
hüzünler zorlar pencerelerini
anılar hançer olur sırtında
bakarsın yollarıma ‘belki’ diyerek
belki de bir umut ararsın
yalnızlık tutunca ellerini
sen de ağlarsın
işte o an…
yüreğinin dilsiz soğuğu
yüklenecek nabız atışlarına
her atışında bir çığ
her vuruşunda bir öfke düşecek uzaklara
yalnızca buz soğuğu
Müsade Özdemir 