Arama

Fecr-i Ati Edebiyatı - Tek Mesaj #1

virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
18 Şubat 2007       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Fecr-i Ati
Fecr-i Ati bir Türk edebi akımıdır veEdebiyat-ı Cedide’ye tepki olarak doğmuştur. Fecr-i Aticiler, 24 Şubatta 1909 da sanat anlayışlarını ,amaç ve ilkelerini bir bildiriyle açıklamışlardır. Fecri Ati geleceğin tanı anlamına gelir. Topluluğun sanat anlayışı şu ilkede odaklaşır:
“Sanat kişisel ve saygındır”
Amaçlarını ise şöyle özetlediler:
*Dilin yazının ,edebiyatın ,ve bilimin gelişmesine çalışmak
*Topluluk üyelerinin yapıtlarını içeren bir kitaplık kurmak
*Yetenekli sanatçıları bir araya getirmek
*Batının önemli eserlerini çevirmek
*Herkese açık toplantılar düzenleyerek halkın edebiyat ve sanat konularındaki bilgileri artırmak
*Batıdaki benzer kurum ve kuruluşlarla ilişki kurarak ülkemizin yazınsal ürünlerini batıya, batının ürünlerini de doğuya tanıtmak
Fecr-i Ati'nin Edebiyat-ı Cedide’ye tepki olarak doğan bir akım olduğunu savlamıştır. Fecr-i Ati batıdaki benzerlerinde olduğu gibi belli ilkeler çevresinde birleşen bir yazın topluluğu biçiminde ortaya çıkmıştır.
24 Şubat 1909'da sanat anlayışlarını, amaç ve ilkelerini bir bildiriyle açıklayan topluluk şu adlardan oluşmuştur: Ahmet Samim, Ahmet Haşim, Emin Bülent Serdaroğlu, Emin Lami,, Tahsin Nahit, Celal Sahir, Cemil Süleymen, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Refik Halit Karay, Şahabettin Süleyman, Abdülhak Hayri, İzzet Melih Devrim, Ali Canip Yöntem, Ali Süha Delilbaşı, Faik Ali Ozansoy, Fazıl Ahmet Aykaç, Mehmet Behçet Yazar, Mehmet Rüştü, Fuat Köprülü, Müfit Ratip, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, İbrahim Alaettin Gövsa. Bu üyelerden kimileri anlaşmazlık ya da başka nedenlerle topluluktan ayrılmışlardır. 1912 sonlarında dağılan topluluğa önce simgesel olarak Faik Ali, sonra sırasıyla, Fazıl Ahmet, Hamdullah Suphi ve Celal Sahir başkanlık etmişlerdir.
Babıali’deki Hilal basımevinin bir odasında ilk toplantısını yapan ve Faik Ali’nin bulduğu Fecr-i Ati adını benimseyen topluluğun sanat anlayışı, yayımladıkları bildiride yer alan şu düşüncede odaklaşır: "Sanat şahsi ve muhteremdir." Örnek olarak da şiirde simgeciler, öykü ve romanda Maupassant, tiyatroda İbsen alınır.
Ama Fecr-i Aticiler, kurumlaşmak isterken gözettikleri, yazının ve topumsal bilimlerin ilerlemesine çalışmak, sanatçılar arasında birlik ve dayanışmayı sağlamak gibi amaçları yaşama geçiremediler. Edebiyat-ı Cedide’ye karşı olmakla birlikte ne tepkilerini açık seçik ortaya koyabildiler, ne de özellikle dil açısından ondan kopabildiler. Üstelik her fırsatta tersini belirtmelerine karşın Edebiyat-ı Cedide’nin süreği sayıldılar. Bir dergi çıkaramamaları ve başlangıçta Servet’i-Fünun dergisi çevresinde toplanmaları da buna yol açtı.
Meşrutiyet’le gelen görece özgürlük ortamından yararlanarak çıkarılmış değişik eğilimlerdeki dergilerde yazmaları ise dağınıklık getirdi. Ayrıca, "sanat şahsi ve muhteremdir" ilkesini, herkesin ayrı ayrı görüşlere sahip olması, sanatı değişik biçimlerde anlaması olarak yorumlamaları bu dağınıklığı çabuklaştırdı. Belli bir sanat anlayışında, belli değer ölçülerinde birleşmeyi değil, bireysel özgürlüğü ve bunun sonucu olarak da çeşitliliği savunuyorlardı. Her biri yalnız kendi duyuşuna, kendi beğenisine göre bir güzellik yaratma çabası içindeydi.
Bu durumun, Fecr-i Ati’nin bir yazın akımı değil, birbirlerine arkadaşlık duygularıyla bağlı genç sanatçıların oluşturduğu bir topluluk olduğunu gösterdiği savlanır. Nitekim, her biri sanatını bir başka yolda geliştirecek, değişen toplum koşullarında değişik sanat anlayışlarına varacaktır.


FECR_İ ATİ EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ
*Örnek olarak Fransız edebiyatını aldılar.
*Eserlerinde aşk ve tabiat konusunu işler.
*Duygulu ve romantik bir aşkı dile getirdiler.
*Gerçekten uzak tabiat tasvirleri yaptılar.
*Fransız sembolistlerinden etkilendiler.
*Şiirlerinde aruz veznini kullandılar.
*Serbest müstezatı geliştirerek kullanmaya devam ettiler.
*Ağır bir dil kullandılar.dil Arapça,Farsça kelime ve tamlamalarla yüklüdür.
*Herhangi bir yenilik getirememişlerdir.Serveti Fünun edebiyatının devamından öteye gidememişlerdir.

Fecr-i Ati topluluğu
Refik Halit Karay,Ali Canip Yöntem,Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ahmet Haşim, Celal Sahir gibi sanatçılardan oluşur.


AHMET HAŞİM (1884-1933)
*Topluluğun en önemli şairidir.
*Topluluk dağıldıktan sonra sanat hayatını bağımsız olarak sürdürmüştür.
*Piyale adlı şiir kitabının önsözünde şiir hakkındaki düşüncelerini Şiir hakkında bazı mülazahalar başlığı altında toplamıştır.Şiir hakkındaki görüşleri:
Şiir duyulmak,hissedilmek için yazılmıştır.
Şiirde musiki anlamdan önce gelmelidir.Şiirde anlam aranmaz.
Şiirin dili musiki ile söz arasındadır,sözden ziyade musikiye yakındır.
*Şiirlerinde dış dünyayı kendi iç dünyasıyla birleştirir ve iç dünyasında ,ruhunda aldığı şekillerle yansıtır.
*Şiirin kaynağı Haşim’e göre şuuraltıdır.
*Sembolizmin en önemli temsilcisidir.
*Sanat sanat içindir.görüşüne bağlıdır.
*Şiirlerinde tabiat ile ilgili kavramlar, akşam, gurup, şafak, mehtap, gece, çöller gibi kavramları bolca kullanır.
*Hece veznini köylü vezni olarak nitelendirir.
*Dili süslü ve sanatlıdır.Serbest müstezatı bolca kullanır.
Eserleri:
Şiirleri:Göl Saatleri,Piyale
Nesirleri:Gurabahane-i Laklahan,Bize göre
*NOT: Düz yazılarında açık anlaşılır,yalın bir anlatımı benimsemiş fıkra ve denemeler yazmıştır.


REFİK HALİT KARAY (1888-1965)
*Edebi hayata çeşitli gazetelerdeki yazıları ve fıkralarıyla başlayan Refik Halit Fecr-i ati edebiyatının sonra milli edebiyat akımı içinde yer almıştır.
*İlk yazılarında günlük hayatı dile getirmiş,hayatın gülünç yanlarını karikatürize etmiştir.
*Sosyal hayattaki çarpıklıkları nükteli bir şekilde anlatır.
*Eserlerinde mizah,eleştiri,ve hiciv önemli yer tutar.
*Şahısları kendi sosyal çevreleri içinde yer alır.
*Çok iyi bir gözlemcidir.Olayları ve karakterleri en ince ayrıntılara kadar inceler.
Eserleri:
Hikayeleri: Memleket hikayeleri,Gurbet hikayeleri
Romanları: Sürgün ,Nilgün ,Çete ,Bugünün Saraylısı,Kadınlar Tekkesi, Anahtar