Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Şubat 2007       Mesaj #513
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
An, Öfke, Şehir...
Suskun bir öfke yağmurunda
Kurşuna dizdiğim harflere toplu mezarlar kazdım
Islaktım
Sırılsıklam korkmuştum üstelik

Yoktun
Çokluğuna şiir yazdım…


Acemi ****** pazarlığında
Şehir ucuza satarken namusunu
Yeni yetme utangaç dokunuşlar
Tenimi yakıyordu…

Bacakları yalnızlığıma dolanıyordu
Şehvetle sarıyordu irkilen bedenimi
Gözlerinden ayıramadım gözlerimi
Vakitsiz arsızdı gece
Penceremin altında taze bir gül kanıyordu…

Sabaha kadar dinledim…

Adam kadının saçlarına dokundu
Ezan okundu canım yandı
İnledim…

Seni seviyordum
Özlemek sabrıma işlediğim nakıştı
Belki bir yakarıştı sessiz dualarımda
Devrik duyguların söz düşümü
Satır başlarında ettiğim küfür
İnce saz nağmesinde hüzün
Ah o öpülesi dudakların
Ah o sevdalı yüzün…

Bu şehir bana düşman
Yol kenarında isimsiz mezar taşıyım
Kimliksiz bir eşkıya hükmündeyim ey güzel!

Siren seslerinde kaybolur çığlığım
Müebbet mahkumların yanık sesiyim
Bir memleket türküsüyüm bazen
Ter içinde kalmış demirci ustasının
Örse çekiç sallayan nefesiyim…

Yani hiç kimsesiyim bir sokak çocuğunun
Saçlarımda kir ellerimde tiner kokusu
Düşlerimde o hep aynı telaş
Büyümek korkusu…

……

Suskun bir öfke yağmurunda
Neydim, niyeydim, neredeydim bilmiyorum…

Demli bir çay kıvamında
Tek şekerli hüzündü yalnızlık dediğin
Usulca içtim…

Sonra gözlerin geldi aklıma
Yastığıma sinen kokun
Bana her dokunduğun
An’la seviştim…


...........