Giderek soğuyor sözcüklemiz.
İkimizi toplayınca biz etmiyoruz artık
Ama öyle içiçe geçmişiz ki;
Bizden ikimizi çıkarmak daha zor.
Ömrüme saplanmış sensiz gecelerin siyah matemi.
Gözümde yaş diye dökmüşüm yokluğunu.
Bu sisli şehir, bu durmadan yağan yağmur,
Bu acı,hüzün, bu AŞK,
Ve bu kahreden umut.
Ne çok adın varmış senin,biri diğerine benzemeyen.
Durgun bir denizin fırtınası kaçmış dudaklarına.
Bu yüzden,tuzlu yosun tadında cümlelerin.
Gerçeğin acıtan güzelliği, özlemenin delirten yalnızlığı,
Hayallerinin vazgeçilmez cazibesiymiş
Senin uzak şehir düşlerine düşen.
Yanyana yürüdüğümüz yol bitti.
Baktım ki; bir arpa boyu bile değil.
Geriye bu yara izi kaldı ikimizden.
Eksik yaşanmış her aşktan ne kalmışsa,
O kadar eksik kaldım işte.
Sen böyle yavaşça silinirken hayatımdan,
Bitiremedim son cümlemi.
İncecik bir hüzün yağdı kirpiklerime.
Senin duymadığın bir boşlukta yankılandı AŞK.
Tanıdık,tanımadık gölgeler yürüdü karanlığıma.
En derindeydi saklı düşlerim,
Ve sen en derinden giden olmayı seçtin.
Sustuğum kadarını konuşmadım henüz.
Başladığım her cümle,can kırığı olup battı içime.
Oysa saçına düşen akları sayacaktım senin.
Hayatın kırdığı yanlarını,sevgim tutturacaktı.
Yorgun başın,dizlerimde dinlenecekti yalnız.
Hayallerine koşacaktın sen her sabah,
Ben yine susup,dönüşünü bekleyecektim.
Ve sen gittin...
Yağmurlu br gecede düşmüştün içime,
İnadına bahar kokan bir sabahta,
Kayıyorsun yüreğimin gökyüzünden
Ellerim çaresiz vedalaşıyor sıcaklığınla.
Beni ben yapan ne varsa,
İlikleyip hayallerinin üzerine gidiyorsun.
Ne söylenir ki kaybolmuş bir aşkın ardından,
YOLUN AÇIK OLSUN.....
nilgün yıldırım