Arama

Beyaz Ölüm - Tek Mesaj #61

dArkCodeS - avatarı
dArkCodeS
Ziyaretçi
21 Şubat 2007       Mesaj #61
dArkCodeS - avatarı
Ziyaretçi
Esrar (KENEVİR) HaKKında YazıLanLarınn Tümü YanLıstırrrr !

TekeLLerin Dahada GücLenmesiii AğaLarın Cebine daha Cok para Girmesi için Esrar YasakLanmıstır ama ALkoL diiL Unutmayın İsLam Dİnene Gore İçki Haramdır ama SatıLmayan dükkan yoktur ! Biraz oLsun Düşünün







Yeşil Hazine: Kenevir

Savunanlar, giyim sektöründeki yerini, kâğıt yapımında kullanılabilmesi nedeniyle ağaç katliamını önlemesini, yakıt ve ilaç sanayiindeki katkılarını öne sürüyorlar. Karşı çıkanlar ise, uyuşturucu etkisine dikkati çekiyorlar. Tarihin ilk zamanlarından beri var olan kenevir, artıları ve eksileriyle birçok tartışmaya konu oluyor...
Kenevir, tarım alanında son yılların en önemli keşiflerinden biri... Halk arasında daha çok uyuşturucu maddelerin yapımında kullanıldığından, "günah bitkisi" diye anılıyor. O nedenle de, insanlık için gerçek yararları ne yazık ki pek bilinmiyor. Birçok ülke, kenevir bitkisinin (Cannabis sativa) ekimini ve yetiştirilmesini yasaklamış durumda. Bazı Batı Avrupa ülkelerinde, sadece deney amaçlı kullanım için ilgili bakanlıktan alınan özel izinlerle ekimi yapılıyor. Doğanın bir parçası olan bir bitkinin bu denli denetim altında tutulmasının nedeni ise, içerdiği bir maddeden kaynaklanıyor: Thc (tetraidrocannabinolo)... Doğal kenevir az miktarda Thc içeriyor ve bu nedenle de asla uyuşturucuya dönüştürülemiyor. Öte yandan, tarladan elde edilen kenevir liflerinden, tekstil sanayiinde, çekirdeklerinden de kozmetik sektöründe yararlanılıyor. Odunsu sapı ise, kâğıt ve kumaş üretiminde kullanılıyor. Kısaca kenevir, derisinden, etinden, sütünden yararlanılan bir çeşit büyükbaş hayvan olarak nitelendirilebilir. Ana maddesi kenevir olan keten giysiler, hafiflikleri ve terletmemesi nedeniyle, tüm dünyadaki modacıların kreasyonlarında yer alıyor. Hatta, İsviçre'de "Her şey kenevirden" adlı mağazada, kitaptan şampuana ve biraya kadar birçok ürün kenevirden üretiliyor. Kenevirle yakından ilgilenen en ilginç sektör ise otomotiv sanayi. Son üretilen Opel Astra'nın kaplamasında hangi bitkiden yararlanıldı dersiniz?
"Kâğıt, kumaş ve gıda ürünlerinin yapımına, endüstriyel ve özel enerji üretimine katkısı olan ve aynı zamanda havayı temizlerken toprağı besleyen bir tek doğal kaynak bulunuyor: marihuana yani kenevir." Bu cümlenin sahibi 50 yaşındaki Jack Herer, birçok engellemeye rağmen halen faaliyet gösteren Hemp'in (Help end marijuana prohibition) 20 yaşından beri önderi. Hemp, Amerika'da yasaklanamayan en önemli gruplardan biri. Herer, kenevirin en ateşli savunucularından... Bazı botanikçiler, çevre ve tarım bilimciler de onunla aynı kanıyı paylaşıyorlar. Öte yandan, Almanya'da bulunan çevre bilimleriyle ilgili bir enstitüde yapılan araştırmaya göre, kenevir, elverişsiz topraklarda ve bataklık bölgelerde yetiştirilebilen ender bitkilerden biri. Araştırmada varılan bir başka sonuca göre, derinlerde filizlenen kökleri toprağın verimliliğini artırıyor. Ayrıca, pamuk gibi lifli bitkilerin tarladan toplanmadan önce %50'si ziyan olabili-yor. Ama araştırma, kenevirin çürümeye yol açan asalakların saldırısına daha az maruz kaldığını gösteriyor.

2006 yesilhazineparfumKozmetik sektöründeki bir Fransız firmasında üretilen parfümlerin esansı için kenevir bitkisi test ediliyor. Parfümeride kenevir yağı esansının kullanımı giderek yaygınlaşıyor.

Kenevirin kullanım alanlarını daha iyi inceleyebilmek için uygarlığın ilk dönemlerine bakmak yeterli. Örneğin, 1920'li yılların sonlarına kadar giysi için üretilen kumaşların %80'i, denizcilerin kullandıkları sicimlerin %90'ı ve kâğıt üretiminin %75'i, tüm dünyadaki yüzlerce hektarlık kenevir tarlalarından sağlanıyordu. Gutenberg 15. yüzyılda matbaayı icat edip hammaddesi kenevirli yüzlerce sayfadan oluşan İncil'i çoğalttı. 1776'da kenevirin üretiminde katkısı olduğu kâğıtlara Amerika'nın ilk bağımsızlık bildirgesi yazıldı. 1900'lü yıllarda, İtalya ve Rusya, yüzbinlerce hektarlık ekilmiş topraklarıyla dünyanın önde gelen kenevir üreticileriydi.
Mucizevi bitki kenevirin kullanım alanları ve yararları geçtiğimiz yıllarda çok sayıda araştırma ve yazıya konu oldu. Bu kitaplardan biri olan "Kenevir", Amerikalı kenevir savunucularından Jack Herer tarafından kaleme alındı. Kenevir hakkında 1940'lı yıllardan beri süregelen önyargıları ve bilgi eksikliğini bu kitapla gidermeye çalışan Herer, birçok alanda kullanılabilen bu bitkinin, sadece "uyuşturucunun suç ortağı" olarak anılmasına karşı çıkıyor. 1937 ise, kenevir için en önemli yıl oldu. Ağaçtan ilk kez kâğıt üreten ve petrolden plastik (naylon) elde etmeyi başaran, her iki buluşun da belgesine sahip Lammont Du Pont firması, Amerika'da hızla yayılan kenevirin tarlalardan toplanması ve selülozlarının korunması amacıyla yeni makineler icat etti. Bu gelişmelerin ardından aklanmaya başlayan kenevir, kimya devlerinin ilgisini çekmeye başladı. Aynı dönemlerde, otomotiv sektörünün efsanelerinden Henry Ford, tamamıy-la kenevirden imal ettiği ve kenevirle çalışan "Biomasscar" adlı arabasıyla bir devri-me imza attı. Ford'un yeni icadı, kısa sürede insanların ilgi merkezi oldu. Bu durumu fark eden bazı kesimler, kenevirin zararlarını öne sürerek bitkinin karşı propagandasını yapmaya başladılar. Dönemin ünlü basın krallarından William Randolph Hearst, gazetesinde kenevir karşıtı haberlere yer verirken, Narkotik Federal Büro Başkanı Harry Anslinger de, kenevirden üretilen marihuananın insanlık tarihindeki en tahrip edici özelliğe sahip uyuşturucu olduğunu belirtiyordu. Anslinger'in 1948'de yapılan bir kongrede iddia ettiğine göre, komünistler Amerikan askerlerini etkisiz hale getirebilmek için, onları marihuanaya alıştırıyorlardı. Kenevir, zaman içinde siyahların tekeline girdi ve insanlara bir çeşit rahatlatıcı olarak pazarlanmaya başladı. Artık günahkâr ilan edilen bitkinin diğer özellikleri göz ardı edildi ve dünyanın birçok yerinde yasaklandı.
Öte yandan, Avrupa Birliği, 1989'da bu çok tartışılan bitkiye kendi üslubuyla onay verdi. Kenevir bitkisinin içerdiği ve uyuşturucuya dönüştürülmesini sağlayan Thc maddesinin oranı %0,3'ün altında (marihuanada ise %7,8 civarında) bulunacaktı. Bugün ise kenevirin durumu bir hayli farklı: 1996'da yeryüzünde 13.722 hektarlık a-landa yetiştirilirken, günümüzde 22.850 hektarlık alanda üretiliyor. Kenevirin katkıda bulunduğu ürünlerin başında kâğıt ve yağ geliyor. Avustralya'da sabun, şampuan ve hatta vücut şampuanına kadar çeşitli ürünlerin içeriğinde rastlamak mümkün. Kenevir konusunda lider ülke olan Fransa'da, Thc maddesi 0,1 ve 0,2 oranında olmak üzere 10.900 hektarlık bir alanda kenevir yetiştiriliyor. Ülkedeki "Le Mans la federation nationale du chanvre" adlı kuruluş, kenevir bitkisiyle ilgili araştırmalara yer veriyor. Ayrıca, bitkinin lifli kısmının arabaların fren ve debriyaj mekanizmasında kullanılma-sını hedefliyor.
Peki ya giyim sektöründe? Pamuklu kumaşlar nemin %8'ini emiyor. Ancak, keten giysilerde bu oran %12'ye yükseliyor. O nedenle, yazın tercih edilen kumaşları arasında yer alan ketenin ana maddesi kenevir, tekstil sektöründe de prestij sahibi bir bitki olarak yerini koruyor. Modanın öncü ülkelerinden İtalya'nın Milano kentinde bulunan Vimercate şirketine, Çin ile Doğu Avrupa ülkelerinden yılda 130 bin ton kenevir ihraç ediliyor ve bitkiden 500.000 metre kumaş dokunuyor.

2006 yesilhazine

Şifalı bitki kenevirin her zaman uyuşturmayan öyküsü:
Sigarasını içiyorlar. Hap ya da şurup olarak kullananlar, tatlı ya da kekle birlikte tüketenler de bulunuyor. San Francisco'daki Kenevir Severler Derneği'ne, kenevir bitkisini arzu ettiğiniz şekilde sipariş edebiliyorsunuz. Tıpkı uyuşturucunun serbest olduğu Avrupa'nın en uçuk ve uyuşuk kenti Amsterdam'daki 300 coffee-shop'ta ısmarlayabileceğiniz gibi...İnsanlar uyuşarak dünya sorunlarından biraz sıyrılmak ve kendilerine has eğlenme anlayışlarını gerçekleştirmek için bu tip yerlere ilgi gösteriyorlar. Peki ya polis bu durumda ne yapıyor? Birkaç yıl önce Dannis Peron adlı bir Amerikalı tarafından kurulan ve 1996'da zorla kapatılan kenevir dostu bir dernek, Amerika'da geçtiğimiz yıl yeniden faaliyete geçti ve büyük bir gelişmeye ön ayak oldu: Marihuana iyileştirici özelliklerinden ötürü artık serbestti.
İsrailli kimya profesörü Raphel Mechoulam'ın 1964'te keşfettiği Thc, yani tetraidcannabinolo, kenevirin içerdiği en önemli maddelerden biri. Uzmanların belirttiğine göre, Thc, AIDS'li ve kanserli hastaların iştahını açmak için kullanılıyor. Yapılan bir araştırmada, kemoterapi tedavisine geçilmeden önce, Thc takviyesi alan kanserli çocuk hastalarda, mide bulantısına rastlanmadığı ortaya çıktı. Dahası da var. Bir başka araştırmada, çocukluğunda beyin felci geçirmiş iki hastaya sentetik Thc hapları verildi. Bir süre sonra, hastaların ağrılarının azaldığı, hareket yeteneklerinin geliştiği ve ağrı kesici hap kullanımında azalma görüldüğü kaydedildi.





<DIV class=style17 id=lijevi>








<H2><FONT color=#0000ff>-------------------------------------------------------
Esrar Nedir ?

Esrar, kenevir otundan (Cannabis) elde edilen maddenin ismidir. Yetiştirilmesi oldukça kolay ve maliyeti düşük bir bitki olduğundan yüzyıllar boyu Anadolu'nun köylerinde alkole alternatif olarak kullanılmıştır. Kenevir, sanayide, keyif verici olarak, eski toplumlarda dinsel ayinlerde, tıp alanında vb. bir çok alanda binlerce yıldır insanların hayatında var olmuştur. Ancak tüm bunlara rağmen halen üzerinde en çok tartışılan konulardan biridir. Bir kesim uyuşturucu olarak nitelerken, diğer bir kesim esrarın uyuşturucu olmayıp, keyif verici bir madde olduğunu ve hatta sigara ve alkolden daha zararsız olduğunu savunur. Esrar üzerine tartışmalar ve savunanların yasallaştırma çalışmaları tüm dünyada sürmektedir. Bir çok ülkede esrar belli miktarda "kullanım amaçlı" olarak serbest bırakılmıştır.

Kenevir bitkisinin boyu yetiştirildiği yere göre değişir ve bazen 1-2 metreye
kadar uzar. Liflerinden ip, halat, çuval vb. yapılır. Kenevir bitkisi dişi ve erkek olarak ikiye ayrılır. Esrar dişi kenevirden elde edilir. Esrardaki temel aktif içerik THC (Tetrahidrokannabiol)’dür.

bitki 1
Kenevir Bitkisi

Esrar Türkiye'de genellikle tütünle birlikte sarılarak içilir. İkinci olarak "kova" daha sonrada "şaşal" olarak isimlendirilen yöntemler gelir. Nargile ile birlikte de kullanılır. Esrar dumanının çekilmesinin dışında kek gibi yiyecekler içerisine katılarak ta kullanılabilir.

Esrarın tüketilen farklı çeşitleri mevcuttur. Türkiye'de en yaygın tüketilen çeşitleri ot, gubar ve afgandır. Bunlar kenevir bitkisinden farklı işlemler sonucu elde edilir.
Türkiye'de esrar en fazla ot halinde olarak tüketilir. Olgunlaşmış dişi kenevir bitkisinin kurutularak kullanılmasıdır ve en doğal halidir.

kuru ot 2
Kurutulmuş kenevir bitkisi

Bununla birlikte Türkiye'de toz (gubar) olarakta kullanımı yaygındır. Toz esrar (Gubar) Kenevir bitkisinin baş kısımlarının (sömek) çok ince elekten geçirilmesiyle elde edilir. Kınaya benzer ve kalitesine göre farklı renk ve kokulardadır. Toz esrar kullanılmadan önce "basma" olarak nitelendirilen bir işlemden geçirilir. Bu, toz halindeki esrarın nemli kağıt ve aluminyum folyoya sarılarak ateşte ısıtıldıktan sonra, üzerine basınç uygulayarak plaka haline getirilmesi işlemidir.

gubar
Gubarın (toz esrar) basılarak plaka haline getirilmiş hali

Afgan olarak isimlendirilen türüde fazla olmasada kullanılmaktadır. Afgan cam macunu rengi ve kıvamındadır, Afganistan, Fas, Suriye, Pakistan gibi ülkelerde yaygındır ve Türkiye'ye de buralardan gelir. Afgan toz halindeki esrara farklı karışımlar katılarak elde edilir. Zaten afgan çeşidinin tutulmamasının bir sebebi de içinde kimyasal maddelerin bulunabileceği ihtimalidir.

afgan
Afgan

Dişi kenevir bitkisinin çiçekli tepe kısımlarında reçine denilen koyu bir
sıvı vardır, buna da reçine esrar denir.

Türkiye'de esrar kullanımı ve satışı yasaktır. Türkiye'nin belli bölgelerinde kaçak yollardan yetiştirilen kenevir, kurutullarak ya da toz haline getirilerek (gubar) yine kaçak olarak piyasaya sunulur. Türkiye'de yoğun olarak Hatay, Mersin, İzmir/Ödemiş, Samsun/Bafra'da yetiştirilir. Sanayide ve tıpta kullanımı için kenevir bitkisinin ekimi denetimli olarak yapılmaktadır.

Esrar Avrupa'ya Doğu'dan gelmiştir. Napolyon 1798-99 yıllarında Arap yarımadasına geçmek için Mısır'da kamp kurduğunda, askerler arasında esrar kullanımının giderek yayıldığını görmüş, bir emirle bunu yasaklayarak kullananların şiddetle cezalandırılmalarını istemiştir. Bütün bu sıkı önlemlere karşın, esrar askerler arasında yayılmaya devam etmiştir. Askerler yurda döndüklerinde, alışkanlıklarıyla birlikte esrarı da Fransa'ya sokmuşlar, ayrıca Orta ve Yakındoğu'ya seyahat eden ya da orada çalışan Fransızlardan bazıları bu maddeyi Fransa'ya dönüşlerinde beraberlerinde getirmişlerdir.

life
"Life" Dergisi Ekim 1969 Kapağı

Zamanla Avrupa'da Cannabis (esrar) başlı başına bir sektör olmuştur. Konu hakkında yapılmış sağlığından, eğlencesine, yetiştirilmesinden, satışına, televizyonundan, müzik gruplarına hatta parti organizasyonlarına kadar bir çok oluşum ve internet sitesi mevcuttur. Özellikle serbestliğin bulunduğu ülkelerde evde kenevir yetiştirmek yaygındır. Evde yetiştirme (indoor) hakkında bilgi içeren bir çok site mevcuttur ve bu sitelerde yetiştirme aletleri ve farklı ırklardan kenevir tohumları satılmaktadır. Avrupa'da esrar genellikle ot şeklinde kullanılır. Pipe, bong gibi ot içmek için materyaller Avrupa'da yaygın olarak kullanılır. Ayrıca Avrupa'da esrarın çok etkili bir çeşidi olan skunkta yaygındır.

avrupa
Hollanda'da shoplarda cannabis satışı yapılmaktadır.

Esrara ilk olarak milattan önce 2700 yıllarında yazılan Çin metinlerinde esrara rastlanmaktadır. Perslerin kitabı olan "Zerdüşt" te esrardan bahsedilmektedir.
Hint kaynaklarında da yaygın olarak esrar adı geçmektedir.
Bergamalı Galen de (MS 131-201) kenevirin etkilerinden sözetmiştir.
Esrarın Arap dünyasına girişi Müslümanlık'tan çok sonra olmuştur. Esrar Uzakdoğu, Çin ve Hindistan'dan gelmiştir. Ibn-i Sina kunnaptan nasıl ilaç yapılabileceğini anlatmıştır. Birçok tarikatta ilaç ve keyif amacıyla kullanılmıştır. Esrar Avrupa'ya ilk olarak gezginlerin seyahatleri, daha sonra ise Napolyon'un seferleri sırasında askerler aracılığıyla girmiş ve çok hızlı bir biçimde yaygınlaşmıştır. Bu bilgilere ayrıntılı olarak nostalji bölümünden ulaşabilirsiniz.

Esrarın öfori (neşe, keyil) etkisi binlerce yıldır bilinmektedir. Ağrı kesici ve uyku verici etkisi 19. ve 20. yüzyılda keşfedilmiş ve tıpta kullanılmaya başlanmistir.
Kenevir asırlar boyu tıp için en önemli kaynaklardan biri olmuştur. Esrar, kanser tedavisi sırasında oluşan kusmayı azaltmak, AlDS'li hastalarda iştahı artırmak amacıyla ve glokom
adı verilen göz tansiyonunun arttığı durumların tedavisinde kullanılmaktadır.

Tedavi alanından çıkarılıp yasaklanıyor.

1860 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde esrar üzerinde yapılan araştırmaların sonucunda, bu maddenin uzun süreli öksürükve belsoğukluğu tedavisinde etkili olduğu belirtilmiştir. Bu araştırmalara dayanarak, 1902 yılında, Amerika Birleşik Devletleri'nde esrar ilaç olarak kabul edilmiş, tedavi alanına girmiştir.
Esrar Birinci Dünya Savaşı sırasında başağrısı, durgunluk, iştahsızlık, zayıflama gibi bedensel-ruhsal yakınmalarda, döl yatağının gevşemesi sonucu görülen kanamalarda ve sara hastalığında ilaç olarak kullanılmıştır.
1937 yılında esrar Amerika Birleşik Devletleri ilaç kodeksinde yer almış, ancak aynı yıl çıkarılan bir yasayla esrar içeren otuz sekiz ilacın satışı yasaklanmıştır.
1937 yılına kadar birçok Avrupa ülkesinin ilaç kodekslerinde yer alan esrar içeren ilaçlar yavaş yavaş kodeksten çrkarılmış, satışları yasaklanmıştır.
Türk ilaç kodeksinde "Herba Cannabis Indica" ve "Extra Cannabis Indica" adıyla yer alan ilaçlar 1940 yılından sonra kodeksten çıkarılmış, satışı yasaklanmıştır.
1990'lı yıllarda esrarın ve etkili maddesi olan tetrahîdrokanabinolün kesin tedavisi olmayan hastalıklarda ağrı kesici olarak kullanılmasının yararlı olduğuna ilişkin yayınlar yapılmış; yeniden tedavi alanına girmesi, ilaç kodekslerine alınması konusunda öneriler olmuştur.

Esrar Hakkında Diğer Notlar:
  • Çin ve Hindistan’da İÖ 3. binden beri kullanılmaktadır. Geçmişte lifleri
    giysi, yay, kağıt yapımında kullanılmıştır.
  • Taoizm’de zevk almak için kullanımı yasaklanmıştır.
  • Dinsel ve büyü törenlerinde kullanılmıştır.
  • Hindu Veda’larında tanrı Siva’nın esrarı bulduğu söylenmektedir.
  • 11. yy’da Orta Doğu’da Sufiler vecd için kullanıyordu.
  • Orta Doğu’da Sabbahiler denilen grup esrarı yoğun biçimde kullanıyordu.
    Devrin büyüklerüne yaptıkları suikastlarla ünlü olan bu grup verilen
    “Ashishin” adı, haçlılar vasıtasıyla batı dillerine “assassin” yani
    suikastçi olarak geçti.
  • Doğuda esrar, binlerce yıldır batıda alkolün bulunduğu sosyal rolde
    olmuştur
  • Afrika tarihinde de popülerdir. Napolyon’un Mısır’ı almasından sonra esrar
    Fransa’ya yayıldı.
  • 19. yy’ın ortasında Paris’teki “Club des Hachichins” üyeleri arasında
    Victor Hugo, Alexandre Dumas, Theopile Gautier vardı.
  • 18. yy’da ABD’de lifleri için yetiştirildi.
  • 19. yy’da ilaç rehberinde nevralji, gut, tetanoz, hidrofobi, kolera,
    epilepsi, kore, depresyon, histeri, delilik ve uterus kanaması için tavsiye
    ediliyordu. Migren ve morfin bağımlılığı için de öneriliyordu.
  • Amerika’da 1920’lerde yasaklandı. Meksikalılar ve cazcı zenciler (Louis
    Armstrong vs) yoluyla popularize olması yasaklanmasında ırkçılığın etkili
    olduğu iddalarını doğurdu.
------------------------------------------------------

Esrarın etkileri nelerdir?

Esrarın insan üstündeki etkisi, esrarın cinsine, kullanım miktarına, kullanılış tarzına, çevresel koşullara, kullanan kişinin ruhsal durumuna göre değişiklik gösterir.

Esrarın fizyolojik ve pisikolojiye etkileri şeklinde ayrım yapmak gerekir. Bunlardan psikolojiye olan etkileri, fizyolojik etkilerinden daha önemli bir konumdadır. Psikolojik etkileri konusunda araştırmalar dünyada halen devam etmektedir.

Esrarın etkileri konusuna bir çok internet sitesinden ulaşabiliriz. Ancak bu bilgilerin çoğu yanlıştır. Özelliklede esrarın uyuşturucu maddelerle bir zikredildiğini ve etkileri konusunda, bağımlılık adı altında ortak başlıkta yer verildiğini görüyoruz. Esrarın etkileri konusunda verilen bilgilerde kullanım miktarının baz alınmaması en büyük yanlıştır. Türkiye'de esrarın etkileri konusunda aktarılan bilgiler hangi kullanım şekli ve miktarı için yazılmıştır bilinmez.
Bu ayrım çok önemlidir çünkü, arada bir (15 günde bir gibi) esrar kullanan ile kullanmayan kişi arasındaki fark, arada bir esrar kullanan ile hergün kullanan kişi arasındaki farktan daha azdır.

Marihuananın içindeki başlıca aktif madde keyif verici, THC (delta-9-tetrahydrocannabinol)'dir. THC, kanabinoidler denen maddeler arasında yer alır.
Esrar kullanıldığında, cinsi ve kullanım şekline göre, keyif verici etkisi birkaç dakika içinde vücudu sarar. Yarım saat içinde etkisi en üst düzeye gelir ve bu etki 2-4 saat devam eder.

Gelen olarak;
Gözlerde kırmızılık, gözbebeklerinin genişlemesi, kalp atışının hızlanması, iştah artışı, ağız kuruluğu esrar kullanımı sonrasında ortaya çıkan belirtilerdir. Kişinin dışarıdan gelen uyanlara duyarlılığı artar, yeni ayrıntılar keşfeder, renkleri daha parlak ve canlı görür, zamanın akışı yavaşlar. Kişinin hareket becerilerini ve motor performansını düşürür. Zamana ve yere karşı yönelim bozulur. Esrar yağ dokusunda birikir. Bunlar daha çok beyin ve üreme organlarıdır. 30 güne yakın burada depolanabilir.

Yoksunluk:
Aş erme (craving), yeniden esrar kullanmak için ani bir arzu oluşabilir.
Esrar kullanımı kesildiğinde, kısa dönemde, sinirlilik, rahatlayamama, uykusuzluk, iştahsızlık ortaya çıkabilir.



Fizyolojik etkileri:

Akciğere etkisi:
Bu noktada esrarın kullanım şekli ön plana çıkar. Eğer esrar sürekli, tütün ile sarılıp kullanılıyorsa tütünün neden olduğu, kuru öksürük, balgam, kuru bronşit gibi sorunlarla karşılaşılabilir. Buradaki etkilerde tütün başroldedir.Esrarlı sigara genellikle hava ile sert şekilde ciğerlere çekildiğinden tütünün etkiside normal sigaradan fazla olacaktır. Şaşal, bong, kova diye tabir edilen kullanım yöntemleri akciğer için daha zararlıdır. Özellikle "kova" yani, dumanın pet şişeye doldurulup, birden çekilmesi uzun süreli tekrarlanmada akciğer için oldukça tehlikelidir.
Bir süre esrar kullananlarda burun mukozasında ve konjuklivalarda kuruma olur.

Kalbe Etkisi:
Esrar, kalp hızı ve kan basıncını arttırır.

Beyne etkisi:
Esrar, algısal bilgilerin hipokampusa girişini ve işlenmesini baskılar.
Böylece öğrenme, bellek, ve algıların duygu ve motivasyonla entegre olmasını sağlayan limbik sistem etkilenir. Ayrıca hipokampusa bağlı olan öğrenilmiş davranışlar bozulur.
Beyinde küçülme (serebral atrofi) görülebilir. Unutkanlığa sebep olur.

İştahı artırır.
Nature dergisinin 2001 Nisan sayısındaki bir çalışma, marihuananın neden iştah artırdığını daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. Endokanabinoidler denen moleküller, yani beynimizde zaten var olan marihuana benzeri kimyasalların görevi, beyindeki resöptörlere bağlanıp açlığı harekete geçirmektir. Beynin hipotalamus bölgesinde yer alan bu endokanabinoidler, gıda alınımından sorumlu olan kanabinoid reseptörlerini uyarırlar. Marihuanadan gelen kimyasallar ise bu kanabinoid reseptörlerine bağlanıp açlığa neden olurlar. Biraz karmaşık değil mi? Belki de kafanız bunu almayacak kadar iyidir.



Psikolojik etkileri:

Esrar kullanıldıktan kısa süre sonra keyif verici etkisini gösterir. Esrar Önce sempatik sistemin etkinliğini artırır. Bu anda kişinin yaşadıkları kullandığı esrarın cinsi, kalitesi ve miktarına göre farklılık gösterir. Esrar alındıktan sonra duygu durumu değişiklikleri ortaya çıkar. Bu değişiklikler elemle haz arasında yer alan geniş bir duygulanım yelpazesi içinde bulunur. Kimi kez bunlara algı ve düşünce değişiklikleri de eklenir.

Duygulanım ve coşkuda haz yönüne doğru artma olabilir. Aşırı neşeyle birlikte konuşma ve hareket artar. Çağrışım ve düşünce akışı hızlanır. İmgeleme ve tasarım gücü canlanır. Çevreyle ilişki artar.
Neşe dönemini algı ve düşünce bozukluklarının bulunduğu dönem izleyebilir. Görme hallüsinasyonları olabilir. Zaman ve mekân algısı bozulur. İrade zayıflar, cinsel istekte artma olabilir. Cinsel sapmalarla ilgili davranışlara rastlanır.

Esrar kullanan kişi her kullanışında aynı psikoloji ve duygular içerisinde olmayabilir. Kullanan kişi "good trip" diye adlandılan mutlu ruh haline bürünür. Bununla birlikte "bad trip" olarak adlandırılan kötü bir ruh haline girildiğide görülebilir. Bunlardan birinin etken olması kullanan kişinin o anki psikolojik durumuna göre değişkendir.

Kişinin dışarıdan gelen uyanlara duyarlılığı artar, yeni ayrıntılar keşfeder, renkleri daha parlak ve canlı görür, zamanın akışı yavaşlar.

Esrar kısa vadedeki bu etkileriyle birlikte yaşam tarzı olarak insan üzerinde oldukça etkilidir. Bu noktada esrar kullanım miktarı çok önemlidir. Belli aralıklarla düzenli şekilde ömür boyu esrar kullanıp, normal bir aile ve iş yaşantısı sürdüren kişiler azımsanamaz. İlk esrar kullanmaya başlandıktan sonra aşama aşama farklı bir psikoloji ve yaşam tarzına girilebilir. Sosyal çevresi esrar kullandığını bilmesede, bu kişinin iş hayatında, ortaya koyduğu eserlerde, aile yaşantısında esrar etkilidir. Geçmişten günümüze bir çok sanat erbabının esrarın bu etkisiyle harmanlanıp, eserler icra ettiği görülmüştür.

Düşünme yeteneğini artırarak, düşüncede boyutlanmaya sebep olur ve farklı fikirler doğmasında etkendir.

Bazı kullanıcıların normali yakalamak için belli aralıklar ve düzenle kullanarak, bunu bir hayat biçimi haline getirmeleri görülebilir.

Düzenli esrar kullanımı ile birlikte şüpheci, mantıklı ve sorgulayıcı düşünce yapısı gelişir. Bu durum kullanan kişinin psikolojik yapısına göre bazen tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Burada bahsedilen tehlike boyutunu şu şekilde açıklayabiliriz; Düzenli esrar kullanan kişi bu şüpheci düşünce yapısını artık hayatının belli kademelerine yayar. Bu zamanla bazı olaylar hakkında takıntı haline dönüşebilir. Örneğin bu durum yani şüpheci ve mantıklı yaklaşım kişiyi inançla ilgili konularda inançsızlığa götürebilir.

Sosyal açıdan pasif olan, kişilerde özgüvenin arttığı ve sosyalleşme açısından olumlu gelişmeler gözlenmiştir.

Esrarın kendisinin agresyona ya da “amotivational syndrome” denilen isteksizlik ve uyuşuklukla giden bir hale neden olup olmadığı tartışmalıdır.

Esrar kullanımının yol açtığı ruhsal durumlar ilk kez 1845 yılında Fransa'da, Moreau de Tours tarafından tanımlanmıştır. Moreau de Tours ruhsal bozukluk tablosu içinde aşırı neşe, duygusal bozukluk ve dengesizlik, algı bozuklukları, düşüncede taşkınlık, sapma, saplantı, takıntı, sabuklama, bellek karışıklığı ve kaybı gibi belirtileri saptamıştır.
Hey ve Porot, Moreau de Tours'un saptadığı belirtilerin kişisel Özellikler ve kullanılan esrar miktarına göre değiştiğini belirtmemistir.



"Esrar Psikozu"

İngiltere'de birçok uzmanın katılmasıyla sürdürülen uzun araştırma ve çalışmalar 1968 yılında, Home Office tarafından Cannabis raporu olarak yayınlanmıştır.
Bu raporda, esrarın uzun süre kullanılması sonucu ruhsal bozuklukların ve hastalıkların ortaya çıkabileceği görüsü kabul edilmiş, esrarın neden olduğu davranış bozuklukları akut (esrar kullanımı sırasında) ve kronik (uzun süre esrar kullanımından
sonra) olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Raporda bu tür bozukluklara ilişkin olarak şu bilgiler verilmiştir:
Akut bozukluklar çoğunlukta esrar kullanmaya yeni başlayanlar arasında sık görülür. Bilinç bulanır. Yer ve zaman yönelimi karışır. Korku, sıkıntı ve panik durumu olur. Bu dönem geçtikten sonra yeniden anımsanmaz. Tam bir unutkanlık olabilir. Bu tablo içinde korku, endişe, düşünce sapmaları ve sabuklamalar olabilir. Ender de olsa şizofreninin katatoni tipini andıran belirtiler gözlenmiştir.
Uzun süre esrar alanlarda topluma ve kişiye bağlı olarak değişik belirtileri ortaya çıkan ruh hastalıkları görülebilir. Bu tablolara "Esrar Psikozu" (Cannabis Psychosis) adı verilir. En Çok basit ve katatoni tipinde şizofreniyi andıran belirtiler görülür. Ayrıca bunama, durgunluk, mani, melankoli ve paranoid ruh hastalıklarını andıran tablolar da yazılmıştır. Uzun süre
esrar kullananlarda görülen bu ruhsal durumlara karşın, esrarın ciddi bir ruh hastalığına, özellikle şizofreni ve erken bunamaya neden olup olmadığı sorunu henüz açıklığa kavuşmamıştır.
Genel olarak esrar kullanıcılarında görülen şizofreni ve erken bunama tablolarının daha çok bu hastalığa eğilimi olanlarda ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Ancak bu görüşün değer kazanabilmesi için henüz yeterli araştırma yapılamamış ve veri toplanamamıştır.
Özetle, uzun süre esrar kullananlarda, Esrar Psikozu adı verilen, belirtileri bakımından şizofreniyi andıran, ayırıcı tanısı güç olan ruh hastalıkları sıklıkla görülebilir. Son yıllarda ülkemizde, Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkelerinde olduğu gibi, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinde de uzun süre esrar alanlarda ruh hastalıklarının, şizofreni ve erken bunamaya benzer tabloların daha sık ortaya çıktığını belirten araştırmaların sayısı artmıştır.



Tıbbi kullanımları:
  • Antikonvülzan: epilepsi nöbetlerini azaltır.
  • Antiemetik: bulantıyı giderir
  • Analjezik: ağrı kesicidir
  • Kanserli hastalarda öforizan (neşe verici)
  • Astımda brokodilatör (solunum yollarını açıcı)
  • Glokom (göz tansiyonu) tedavisinde göz içi basıncını azaltır.
  • Aidisli hastalarda iştah artırıcı olarak kullanılır.
Unutmayalım ki esrar, kullanan kişinin bünyesine, psikolojik yapisina ve daha bir çok faktöre göre değişik etkiler gösterir. Bu yüzden, yaşadığınız farklı durumları bildiriniz ve paylaşmaktan çekinmeyiniz.


<DIV class=box style17 style18 style15>EMCDDA 2006 Raporundan, Esrar Kullanımının Sağlığa Etkileri:

Son yıllarda, esrar kullanımının sosyal ve sağlığa ilişkin potansiyel sonuçlarına dair duyulan endişe artmıştır. Her ne kadar eldeki kanıtlar konuların tam anlamıyla anlaşılmasına yetmese de, bazı sonuçlar çıkarılabilir. Örneğin, yoğun esrar kullanımının ruhsal hastalıklarla ilişkili olduğu açıktır ama bir hastalığa diğer hastalıkların eşlik etmesi sorunu, sebep sonuç sorunlarıyla içiçedir. Bu bağlantının getirdiği karmaşıklıklar, yeni çıkacak olan bir EMCDDA kitabında incelenmekte ve tartışılmaktadır.
Yoğun esrar kullanımının genellikle uyuşturucu tipine özel olmayan ruhsal sorunlarla birlikte meydana gelmesi gerçeğinin uygulamaya yönelik sonuçları vardır. Esrar kullanıcıları için bir tedavi planı oluştururken, klinisyenler için uyuşturucu kullanımından mı yoksa ruhsal sağlık sorunundan mı başlamak gerektiğini bilmek güç olabilir. Sorunlu esrar kullanımı tedavisinin etkilerine dair çalışmalar hala seyrek olup, var olan birkaçı da yalnızca belirli psikososyal tedavileri kapsamaktadır. Tüm diğer tedavi şekilleri üzerinde ya hiç çalışılamamış ya da yeterince çalışma yapılmamıştır; dolayısıyla etkinlik ve verimliliğe dair kanıt bulunmamaktadır
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Esrarın Hukuki Yönü:


KULLANMAK İÇİN SATIN ALMAK, KABUL ETMEK VEYA BULUNDURMAK

MADDE 191. - (1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendisi tarafından kullanılmak üzere uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran bitkileri yetiştiren kişi, bu fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur.
(3) Hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen kişi, belirlenen kurumda uygulanan tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmakla yükümlüdür. Hakkında denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmakla yükümlüdür. Hakkında denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen kişiye rehberlik edecek bir uzman görevlendirilir. Bu uzman, güvenlik tedbirinin uygulama süresince, kişiyi uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanılmasının etki ve sonuçları hakkında bilgilendirir, kişiye sorumluluk bilincinin gelişmesine yönelik olarak öğütte bulunur ve yol gösterir; kişinin gelişimi ve davranışları hakkında üçer aylık sürelerde rapor düzenleyerek hakime verir.
(4) Tedavi süresince devam eden denetimli serbestlik tedbirine, tedavinin sona erdiği tarihten itibaren bir yıl süreyle devam olunur. Denetimli serbestlik tedbirinin uygulanma süresininn uzatılmasına karar verilebilir. Ancak, bu durumda süre üç yıldan fazla olamaz.
(5) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı hükmolunan ceza, ancak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmaması halinde infaz edilir. Kişi etkin pişmanlıktan yararlanmışsa, davaya devam olunarak hakkında cezaya hükmolunur.

İMAL VE TİCARETİ

MADDE 188. - (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye'de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(4) Uyuşturucu maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Msn Demon Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, dört yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Msn Note Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hasta bakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

KULLANILMASINI KOLAYLAŞTIRMA

MADDE 190. - (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırmak için;
a) Özel yer, donanım veya malzeme sağlayan,
b) Kullannaların yakalanmalarını zorlaştıracak önlemler alan,
c) Kullanma yöntemleri konusunda başkalarına bilgi veren,
Kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hasta bakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendiren veya bu nitelikle yayın yapan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.




------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Mitoloji, Din, Edebiyat


Hintililere göre, kenevir Tanrı Visnu'nun sırtında bulunan tüylerden meydana gelmiştir. Hint rahipleri bu bitkiye başarı ve mutluluk anlamına gelen "Vijemia"; doğuran, yaratan anlamına gelen "Ananda" adını vermişlerdir.
Göklere egemen olan Tanrı İndra savaşçılarına tanrısal bir güç verebilmek için Hint kenevirinden yapılmış "Soma" içkisini sunmuştur. "Soma" havanda ezilen bitkinin mayalanmış olan özsuyudur. Tanrı'ya kurban edilecek olanı beslemek, sarhoş etmek ve güçlendirmek için kullanılmıştır.
Perslerin kutsal kitabı olan Zerdüşt'tie kenevir bitkisinin insana mutluluk ve neşe verdiği, keder ve üzüntüyü dağıttığı yazar.
Herodot (M.Ö. 480-425) gerek Mezopotamya'da yaşayan Asur ve Sümerlilerin, gerek Aral ve Hazer bölgesinde yaşayan İşkillerin kenevir olduğunu düşündüğü bir bitkinin yapraklarını ateşe atarak çıkan dumandan sarhoş olduklarını yazmıştır. İskitler kenevir tohumlarını sıcak suya atıp havaya karışan buharı soluyarak neşelenirlermis.
Farsçadan Arapçaya geçmiş olan ve kenevir karşılığı kullanılan "Şah Tohumu" (Şah Danaç) adı da bu bitkiye verilen önemi göstermektedir


Esrarın Doğu'dan Batı'ya yolculuğu



Ortaçağ İslam döneminin ortak bir görüşünü aktaran Binbir Gece Masalları'nda (X. yüzyıl) Hint kenevirinin İran, Mısır ve Bağdat'ta bilindiği ve kullanıldığı anlatılmaktadır. Bu masalların Batı dillerine çevrilmesiyle ve Marco Polo'nun (1254-1323) Uzakdoğu yolculuğuyla, esrar ya da haşiş Batı'ya tanıtılmış, böylece tüm dünya Tanrı İndra'nın ünlü Soma içkisinden ve onun yarattığı mucizelerden haberdar olmuştur.
Hint keneviri XVI. yüzyılda Spamiaros tarafından Avrupa'da da kullanılmaya başlamıştır. İspanyol farmakolog Nicolas Mo-nardes (1493-1588) Cannabis Saîiva bitkisinden elde edilen ve Hintlilerin "Bhang" dedikleri maddenin çok yaygın olarak kullanılmasına karşın, tedavide pek ise yaramadığını yazmıştır.
VII. yüzyılda Güney İran'da yetişen bitkiler üzerinde araştırma yapan Alman botanikçisi ve hekimi Engelbert Kapfer 1685' te Hint kenevirini inceleyerek, bunun "erkek ve dişi bitkilerin yapısı bakımından bir yumurtanın başka bir yumurtaya benzemesi gibi, Avrupa kenevirine benzediğini" göstermiştir. Hatta çok sıcak bir bölge oian Bandar Abtaas'dan getirdiği kenevir tohumlarını İsfahan'ın en yüksek ve soğuk bölgesine ekince, bunların "uyuşturucu" etkisinin kaybolduğunu görmüş, bunu daha başka deneylerle de doğrulamıştır.
Napolyon 1798-99 yıllarında Arap yarımadasına geçmek için Mısır'da kamp kurduğunda, askerler arasında esrar kullanımının giderek yayıldığını görmüş, bir emirle bunu yasaklayarak kullananların şiddetle cezalandırılmalarını istemiştir. Bütün bu sıkı önlemlere karşın, esrar askerler arasında yayılmaya devam etmiştir. Askerler yurda döndüklerinde, alışkanlıklarıyla birlikte esrarı da Fransa'ya sokmuşlar, ayrıca Orta ve Yakındoğu'ya seyahat eden ya da orada çalışan Fransızlardan bazıları bu maddeyi Fransa'ya dönüşlerinde beraberlerinde getirmişlerdir


Esrar macunu satan dükkanları


1611-1682 yıllan arasında yasayan Evliya Çelebi, Seyahat-name'sinde, İstanbul'da esrar yapan ve satan dükkânların bulunduğunu yazmıştır, "Esnafi Benkciyan" denilen bu dükkânların sayısı on altı olup, buralarda altmış "Nefer" çalısmaktaymış. En çok Süleymaniye'deki tiryakiler çarşısında bulunan bu dükkânlardan kolayca "Esrar Macunu" sağlama olanağı varmış.
IV. Murad'dan sonra da zaman zaman yasaklar çıkmasına karşın, İstanbul'da, Batı ve Güney Anadolu'da esrar kullanımı yayılmaya devam etmiştir. O dönemlerde, özellikle Bursa bölgesinde yetişen Hint keneviri günümüzde bile en iyi cins olarak kabul edilmiştir. Hint keneviri daha sonra Konya ovasında da yetiştirilmiştir. Orada bu bitkiye verilen ad "Ban Otu" ya da sadece "Ban"dif. Osmanlılar devrinde afyon alışverişi önemli olmakla birlikte, afyon içimi esrar kadar yaygın değilmiş.


İstanbul'un esrar tekkeleri



XV. yüzyılda "Macunu Müferriha" ve XVIII, yüzyılda "Cevahir Macunu" adı verilen ve afyon içeren macunlara, daha sonra yalnızca esrar karıştırılmıştır. Esrar, bal ve baharatla karıştırılarak "Devaimisk" (güzel kokulu deva) adı altında satılırmış. Zamanla Avrupa'ya da yayılan bu macunlar "Devamesk" ya da "De-vamsk" olarak tanınmıştır.
Bu macunlan çok kullanan ünlü şair Baudelaire, onları "ye-şil renkli, özel ve garip kokulu bir reçel" olarak tanımlamış ve çok zevk verdiğini yazmıştır.
Ülkemizde uyuşturucu maddeler ve esrarla ilgili araştırma-^. lar yaparak Hachisch adlı bir kitap yazan P.Broüeau'ya görs, ^ XIX. yüzyıl sonlarında istanbul'da esrar kullananların çoğunluğunu "yoksul sınıftan" gelenler oluşturmakta, az olarak da zenginler arasında kullananlara rastlanrnaktayrnıs. Esrar kullanan zenginler üçer, beşer toplanarak kentin uzak ve kenar semtlerine giderler, evlere kapanıp kapıya gözcüler koyarak esrar âlemleri yaparlarmış. Büyük kentlerde, özellikle istanbul'da seyyar satıcılar, hammaflar, kahveciler, berberler, manavlar, kayıkçılar, balıkçılar arasında esrar kullananlar çoğunluğu oluşturuyormuş. Esrarkeşler çoğu kez gizli ve kuytu yerlerdeki kahvelere toplanıp "Keyif Âlemi"ne geçerlermiş. Özellikle istanbul'da bu şekilde esrar içilen yerler çok olup bunlara "Esrar Tekkeleri" deniimek-teymiş. Ancak esrar tekkelerini bazı mezheplere ait tekkelerden ayırmak gerekir. Gerçi Bektaşi ve Nakşibendi tekkelerinde de esrar içildiği olmuştur, ama bizim burada sözkonusu olan "Esrar Tekkeleri"dir. Gizli olan bu evlere parola verilerek girilir, tekke sahibi para karşılığı nargile ya da kabak denilen kabın içine "Cuk" adı verilen siyah ve kıvamlı bir madde halindeki esrar otu tozunu koyup ateş üzerinde hazıriarmış.


İlk örgütlü terör: Haşşaşin Devleti



Tarihte, Haşşaşin, Haşhaşiler, Haşii, Batmiye, Melahide, El-mutiye gibi adlarla anılan ve 1091-1276 yılları arasında İran'da yüksek bir dağ üzerinde bulunan Alamut kalesinde yaşayan ilginç bir devlet vardır.
Devletin kuruluşu Alamut kalesinin 1091 yılında Hasan Sabbah (1056-1124) tarafından alınmasıyla gerçekleştirilmiştir. Ancak Hasan Sabbah'tan önce, Haşşaşin Devleti'nde geçerli olan değerlerin, ilkelerin ve kuralların geliştiği uzun bir dönem yaşanmıştır. Bu gelişme İslam dininde İsmaili tarikatının çıkmasıyla başlamışîır.
Alamut kalesinde otuz üç yıl egemen olan Hasan Sabbah devletini İsmaili tarikatındaki derecelere göre örgütlemiş; alkol, esrar ve telkinden yararlanarak uyguladığı "beyin yıkama" yöntemiyle yetiştirdiği fedailere tarihte önemli yeri olan birçok ünlü kişiyi öldürtmüştür. Fedailerle doğrudan doğruya ilişki kuran, üçüncü derecede olan Dailer'le, dördüncü derecede bulunan büyük Dailer'di. Hasan Sabbah bunlarla ya doğrudan doğruya ilişki kurar ya da beşinci ve altıncı derecede bulunan kişiler aracılığıyla ilişkisini sürdürür, isteklerini yaptırırmış.
Hasan Sabbah ve Haşşaşin Devleti, daha sonra değişik biçimlerde karşımıza çıkan gizli örgütlenme ve militan yetiştirme, beyin yıkama açısından üzerinde önemle durulacak tarihi bir olgudur.
Hasan Sabbah'ın ilk ve en önemli siyasi cinayeti, eski medrese arkadaşı, yakın dostu Selçuk Veziri Nizam-ül Mülk'ü öldürtmek olmuş; bunu birçok siyasi cinayet izlemiş, Hasan Sab-bah'a ve İsmaili tarikatına karşı olan birçok bilim, devlet ve sanat adamları acımasızca ortadan kaldırılmıştır.

Esrar Dede ve Esrar Baba


XVIII. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış ünlü bir sair ve mev-levî dervişi ofan Esrar Dede yaşamını Galata Mevlevîhanesi'nde geçirmiştir. Çağdaşı Şeyh Galip'in yakın dostu otan Esrar De-de'nin 1797'de Ölümü üzerine Sururİ şu tarihi düşürmüştür.
"Hayflar göz yumup Esrar Dede sır oldu."



( KimyasaLar konusunda da Size katıLıyorum )



Esrar Hakkında YapıLan sacma Sapan YorumLarı YazıLarı düzeLtmek için Girdim DüzeLtim ve gidiyorum !


'' HırsLa Çakarım Kibriti İLk Nefeste YarıLanır [ CİGARAM ]
Bir Duman ALırım Bir Duman Kendimi ÖLdüresiye
BiLiyorum Sendemi Diyeceksin
Ama AkŞam Erken İniyor MAPUSHANEYE
Dışarda DeLikanLı Bir Bahar Seviyorum Seni

ÇILDIRASIYA ...
Son düzenleyen dArkCodeS; 21 Şubat 2007 17:48 Sebep: Gerektiği için '' DüzenLeme Sebebi die Sorumu oLur ''