Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
07:49, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cuma, 05 Aralık 2025 - 07:49
Arama
MaviKaranlık Forum
Çirkin Ördek Yavrusu
-
Tek Mesaj #1
Misafir
Ziyaretçi
22 Şubat 2007
Mesaj
#1
Ziyaretçi
Çalıların içinde bir ördek kuluçkaya oturmuş yumurtalarını bekliyormuş. Uzun süredir tek başına oturmaktan sıkıldığı için yumurtaları çatlar çatlamaz sevinçle vaklayarak üzerlerinden kalkmış.
“Artık çiftliğe dönüp oradakilere yeni ailemi gösterebilirim!” diye düşünmüş. Hepsi tamam mı? diye, cik cik öten yavrularını saymaya başlamış. “Yo, olamaz!” demiş yumurtalardan birinin henüz çatlamamış olduğunu görünce.
O sırada oradan geçen bir ördek, “Yuvanda hâlâ çatlamamış iri bir yumurta var,” demiş. “Bahse girerim bir hindi yumurtasıdır.”
“Hindi yumurtasıymış, höh! O benim yumurtam,” demiş anne ördek ters ters. İç çekerek yumurtanın üstüne oturmuş.
Bu son yumurta da çatlayınca içinden iri, çirkin bir
ördek yavrusu çıkmış. Anne ördek bu yavruyu görünce onun çirkinliğinden biraz utanç duymuş.
“Neyse ki diğer yavrularım güzel,” diye düşünmüş ve artık daha fazla vakit kaybetmeden çiftliğe gitmek istediği için yavrularını peşine takarak suya girmiş.
“Çirkin olanı hiç olmazsa iyi yüzüyor..”
demiş anne ördek kendi kendine.
“Öyleyse hindi olamaz.
Çünkü hindiler yüzemez. Belki büyüdükçe güzelleşir.
Belki bir süre sonra da büyümesi durur.”
Ne yazık ki tam tersi olmuş.
Çirkin Ördek giderek
daha da büyümüş ve diğer ördeklerden daha da farklılaşmış.
Çevresindeki hayvanlar onu hiç rahat bırakmıyor, onunla hep ‘Çirkin Ördek’ diyerek alay ediyormuş. Kardeşleri bile vak vak edip başının etini yiyor,
“Seni bir kedi kapsa da senden kurtulsak..” diyorlarmış.
Tavuklar onu kovalıyor, onlara yem veren kız da ayağıyla onu ittirerek yemlerin yanından uzaklaştırıyormuş.
Çirkin Ördek bütün bunlara daha fazla
dayanamamış. Çitlerin üzerinden uçarak atlamış
ve çiftliği iyice geride bırakıp yaban ördeklerinin yaşadığı yere gelene kadar hiç durmadan yürümüş.
Fakat yaban ördekleri de onun çirkin olduğunu düşünmüşler ve
onunla dostluk kurmak istememişler.
Çirkin Ördek yapayalnız ortada kalmış.
Ağaç dallarıyla çitlerdeki küçük kuşlar bile onu görünce kaçışıyorlarmış. “Çirkin olduğum için kaçıyorlar,” demiş kendi kendine.
Tek başına oradan oraya dolaşmış durmuş. Bir ara, iki yaban kazıyla dost olmuş, fakat onlar da avcıları görünce uçup gitmişler. Bir seferinde de yaşlı bir kadın onu tutup evine götürmüş, ama kadının kedisiyle tavuğu, “Hem suyu seven, hem de yumurtlamayan kuş mu olur?” diyerek onunla alay edince dayanamayıp oradan da kaçmış.
Sonra mevsim değişmiş. Ağaç yaprakları sararıp solmaya
başlamış. Bir akşam üzeri, güneş batarken
bembeyaz tüylü, büyük ve güzel kuşlardan oluşan
bir kuş sürüsü Çirkin Ördek’in tam önünden,
çalıların arasından havalanmış. Uçarken dalgalanıyormuş gibi hareket eden çok zarif,
uzun boyunlu kuşlarmış bunlar.
“Bekleyin beni!” diye seslenmiş Çirkin Ördek,
ama kuşlar kocaman kanatlarını açar açmaz gökyüzünün derinliklerinde kaybolmuşlar.
Çirkin Ördek sevincinden suyun içinde bir fırıldak gibi dönmeye başlamış,
sonra hızını alamayıp suyun dibine dalıp çıkmış.
Boğazından çıkan garip sesler onu bile korkutmuş.
O beyaz tüylü kuşları bir türlü aklından çıkaramıyormuş.
Ne cins kuşlarsa onlar, onları çok sevmiş.
Kış pek uzun ve sert geçmiş.
Çirkin Ördek birkaç kez ölümden dönmüş.
Bir seferinde buzun üstünde az kalsın donuyormuş.
Neyse ki oradan geçmekte olan bir çiftçi
onu görmüş de kurtarmış.
Sonunda kış bitmiş bahar gelmiş ve Çirkin Ördek uçabildiğini keşfetmiş,
öyle suyun üstünde değil çok daha yüksekte, gökyüzünde. Bir gün kanatlarının gücünü denerken aşağıda,
bir derede daha önce gördügü o beyaz tüylü kuşlardan birçoğunun yüzdüğünü görmüş.
Bir an bile düşünmeden,
“Aşağı iniyorum,” diye kararını vermiş.
“Çirkin de olsam onların yanlarına gideceğim.”
Böylece dereye, suyun üzerine inmiş. Kıyıda iki çocuk beyaz kuşlara ekmek kırıntısı atıyormuş. Çirkin Ördek’i görünce hemen annelerine, “Anne bak!” demişler. “Bir kuğu daha var orada! Bu kuğu diğerlerinden daha güzel hem de!”
Çirkin Ördek çocukların ne demek istediğini anlamamış. Beyaz kuşlar arkalarına dönüp ona bakınca utancından boynunu bükmüş. “İsterseniz siz de Çirkin Ördek diye alay edin. Umurumda değil artık!” demiş içinden.
Sonra, başını kaldırırken suda ilk kez
kendini görmüş. Upuzun bir boynu, bembeyaz, harika tüyleri varmış.
“Merhaba!” demişler diğer kuğular. “Hosgeldin.” Sonra hepsi suyun üstünde ona doğru süzülmüşler. Hiçbiri çiftlikteki kuşlar gibi ona alay ederek bakmıyorlarmış. Boyunlarını zarifçe eğerek,
“Ne kadar güzelsin,” diyorlarmış sanki.
Çirkin Ördek, “Demek ben Çirkin Ördek değilmişim. Bir kuğuymuşum!” diyerek sevinçle çırpmaya baslamış kanatlarını.
Hans C. Andersen
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 07:49
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...