Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
13:24, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cumartesi, 13 Aralık 2025 - 13:24
Arama
MaviKaranlık Forum
Sahipsiz Mektup'lar
-
Tek Mesaj #293
Misafir
Ziyaretçi
26 Şubat 2007
Mesaj
#293
Ziyaretçi
NaR-I HiCRaN
Senin düşlerine hiç kar yağdı mı sevdiğim?
Benim tüm şehirlerim ölüme uyuyan morg soğukluğunda buz tutuyor şimdi.
Sözlerim “tüm vakitlerde” isyanlara gebe…
Kanata kanata tüketiyorum gecenin sessizliğini.
İhtilaller koparıyorum içimin ayrılığa sürgün “gittin” taraflarında
Ve tüm militanlığıyla acûze bir yalnızlık tırmanıyor izbe sokaklardan şakaklarıma.
Tam şah damarından kesiyorum geceyi;
ki simsiyah karanlığa boyanıyor gözlerimin hicran zifiriliği.
Ne vakit sana revan olsam yüreğimin aşk çukurlarından
Uçurum kesiliyorsun yollarıma.
Aralıksız zulmünü kusuyorsun yorgun ayaklarımın altına.
Ah ü firaz ediyor çocukluğum.
Ve kâbuslara bulanmış zamanlara gömüyorsun düşlerimi;
Bî-dâr kalıyorum olmadığın soysuz sabahlara.
İz düşürdüğün tüm sokaklar metrûk çıkmazlara açıyor gözlerini.
De hele! Adının hangi harfinden yol tutsam ucu “ikimizliğe” çıkar şimdi?
Yoksun!
Yokluğuna uzanan yolların her durağında durmaksızın kanatıyorum gözlerimi.
Ve isli tren garlarında ben’liğimi ararken buluyorum kendimi…
Yokum!
Viyana kapılarında Süleyman gibi eli boş dönüyorum şehirlerinden.
Ecelim oluyorsun…
“Sen” uçurumlarımdan düşüyorum “kan” çukurlarına…
Ben ölüyorum;sen gülüyorsun!
Sonra Kızkulesi oluyorsun;
İstanbul düşüyorsun sevda taraflarıma.
Kıyılarına geliyorum bir zaman.
Fethedilmez gibi duruşun takılıyor bakışlarıma…
Kimler yitip gitmedi ki vurgun düştüğüm gözlerinin efsunkâr maviliğinde(?)
Muradların muradıydın ezelden;
Kaç sevdalını boğdun sularında..
Ben elimi uzatsam Ulubatlı gibi vurulup kalırım surlarında.
Bilirim sen Fatih’ini arıyorsun
Ve belki de Beyazıd olmak düşüyor bana..
Senden çok uzakta,bozkır ayazında esir olmak…!
Ahh dört mevsim kışa çalan ömrümün yitik uykularında adı “bekleyişlerim” olan sevdam!
Bil ki ben hâlâ kendi kalabalığıma karışıp
Ayaklarımı eskitiyorum şehrin en tozlu sokaklarında.
Hercaî kuşların kanatlarında arıyorum saçlarının kokusunu
Ve ıssız günbatımlarını sarıyorum yaralarıma…
Gelseydin ya da hiç gitmeseydin!
Belki o dem bir yağmur geliverirdi şehre güvercinlerin koynunda.
Belki “aşk” olur düşerdin karanfil kokulu düş kırıklarıma…
El ele soluklanırdık dilimizde puslu bir suskunlukla
Gözlerinde yitmiş sarhoş gündoğumlarını
Belki de yan yana uzanırdık İstanbul’un tepelerinden mavinin uçukluğuna…
Oysa yoksun!
Ve azar azar tükeniyorum yokluğunun dikiş tutmaz yokuşlarında…
Gelmiyorsun…!!!
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 13:24
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...