YÜREK YORGUNDA – DİL SERZENİŞTE…
İçimi üşüten… Ne bulutların kurşuni rengi… Ne havanın soğuğu… Beynimi kemiren… Senden ayrı kalmanın, daha ne kadar sürecek sorusu… Yetmedi üç hazan alışmaya… Sen kışın beyaz örtüsüne sakladın yüreğimi… Ben baharlarda göz yaşlarımla suladım ve yeşerttim… En kuytu köşelerini seçtim doğanın… Yaprak oldum… Dokunmanı bekledim… Ne sararmak ve ölmek üzdü beni… Ne de görmediğin için dokunmayışın… Bende kalan saç telindi kalemim… Seni anlatan şiirler yazdım, kır çiçeklerine… Sevgililere sunulan ucuz demetler oldu birer birer… Koparıldılar… Hoyrat ellerce… Gece gecekonduların soluk ışıklarını seçtim kendime… Fal bakmak için… Yanıyorsa düşünüyor… Yanmıyorsa unuttu diye… Mantığım ve duygularım arasında med - cezirleri oynamaktan yoruldum… Sevgimin, benden başka kimseye zararı yok ispatından sıkıldım… Ne zormuş seni, sensiz yaşamak… Ne zormuş seni, kendime dahi anlatamamak… Ne zormuş, insan kalabalığında yalnız bırakılmak… Güzelliklerde, sevinenlerin çok olması beni de sevindirmişti daima… Ayrılıklarda ise neden yalnızlığında kaybolur insan… Kendimde sürekli suç aramaktan, yorgun düştü düşüncelerim… Söz - lere sığındım yetmedi… Son - lara sığındım bitmedi… Kaç üç hazan daha sürecek alışmam… Kaç üç hazan daha sürecek sözümü tutmam… Yürek yorgunda can… Dil serzenişte… başlangıçtan bitime, hata hep bende… Biliyor musun… Aslında serzenişim… Yaşattıklarımdan ötürü özür dileyişim… Yürek yorgunda sensiz... Dil serzenişte kendine...
Üç hazan bana kalsın
Baharları sen yaşa
Bil ki
yakınmam özünde sevgimdendir…
Bir kır çiçeğine iliştireceğim
o teli
ve yazdığım son şiir
Veda busemdir…