Arama


NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
2 Mart 2007       Mesaj #4
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Bulgaristan ve Bulgaristan Tarihi4.jpg
Gösterim: 1798
Boyut:  54.1 KB

ll. DÜNYA SAVAŞI.


31 Temmuz 1938’de Balkan Antantı ile bir saldırmazlık antlaşması imzalayan Bulgaristan artık resmen yeniden silahlanabilecek ve ordu kurabilecekti. 15 Şubat 1940’ta Bogdan Filov başbakan oldu. Filov hükümeti açık biçimde Alman yanlısıydı. Almanlar Romanya’yı, Güney Dobruca’yı Bulgaristan’a vermeye zorladı. Mart 1941’de Bulgaristan Anti- Komintern Pakt’a katıldı. Alman birlikleri Bulgaristan’da üslendiler ve Yunanistan ile Yugoslavya’ya karşı giriştikleri harekâtlar için bu üslerden yararlandılar. Buna karşılık daha sonra Bulgar birliklerinin Trakya’nın Yunanistan sınırları içinde kalan bölümü ve Makedonya’nın Yugoslavya sınırları içinde kalan bölümü ile Sırbistan’ın bir bölümünü işgal etmesine izin verildi. 1941’de Hitler Sovyetler Birliği’ne saldırdığında Bulgarlar bu ülkeye savaş ilan etmekten çekindiler, ama ABD ile İngiltere'ye savaş ilan ettiler. 28 Ağustos 1943’te Kral III. Boris esrarengiz bir biçimde öldü.

Altı yaşındaki Prens Simeon reşit olana değin naipler konseyi yönetimi devraldı. Almanya’ya boyun eğen yeni bir hükümet kuruldu. Bu sırada, Komünistlerin yönettiği ve Askeri Birlik ile sol-kanat Çiftçilerin desteklediği direniş hareketi güçlenmekteydi. 1942’de kurulmuş olan Vatan Cephesi büyük gelişme göstermişti. 2 Eylül 1944’te devrimci bir ayaklanmanın başlatılması planlanıyordu. İç savaş tehlikesi karşısında Bojilov hükümeti Mayıs 1944’te istifa edince yerini alan başbakan İvan Bagriyanov Almanlarla ilişkilerini kesti ve Müttefikler’le ayn bir barış yapmak istedi. 26 Ağustos’ta Bulgaristan savaştan çekildiğini açıkladı ve 1 Eylül’de Bagriyanov istifa etti. Yerini alan Kosta Muraviev 5 Eylül’de tam tarafsızlığını ilan etti, ama Sovyet hükümeti Bulgaristan’ın tarafsızlığının “kesinlikle yetersiz” olduğunu belirtti. Bulgaristan hükümeti Ankara'daki büyükelçisi aracılığıyla Almanya’ya savaş açtığını Sovyet hükümetine duyurdu ve ayn bir ateşkes imzalamak istedi. Sovyet hükümeti bunu kabul etmedi ve Sovyet ordusu Bulgaristan’a girdi. Bu arada Vatan Cephesi 2 Eylül’de genel bir ayaklanma başlatmış ve partizanlar bazı bölgelerin denetimini ellerine geçirmişlerdi. 8-9 Eylül gecesi General Kyril Stançev komutasındaki ordu birlikleri hükümet binalarını ele geçirdiler ve Vatan Cephesi, Kimon Georgiev’in başbakanlığında yeni bir hükümet oluşturdu. 28 Ekim’de Müttefikler’le ateşkes imzalandı.

HALK DEMOKRASİSİ.


Yönetimin el değiştirmesinden sonra eski kral naipleri, bazı siyasal ve askeri yöneticiler, devlet memurları ve işadamları tutuklandı ve yargılandı. Aralık 1944’te başlayan yargılamalardan sonra 2 Şubat 1945’te üç kral naibi, 22 bakan, 68 meclis üyesi ile Kral III. Boris’in danışmanlarından sekizi idam edildi. Yargılamalar sonucunda toplam 2.680 kişiye idam cezası, 6.870 kişiye de hapis cezası verildi.

16 Mart 1945’te Georgi Dimitrov Sovyetler Birliği’nden Bulgaristan’a döndü. 8 Eylül 1946’da yapılan referandumda halkın yüzde 92’si Bulgaristan’ın cumhuriyet olması yönünde oy kullandı. Kral II. Simeon ve ana kraliçe 16 Eylül’de Bulgaristan’ı terk etti. 27 Ekim 1946’daki seçimlerden sonra Vatan Cephesi’nce kurulan hükümette Dimitrov başbakan oldu. İngiltere Şubat 1947’de, ABD ise Mart 1947’de Bulgaristan’ı tanıdıklarını açıkladılar. 4 Aralık’ta yeni bir anayasa yürürlüğe kondu. Aynı yılın sonunda Sovyet işgal birlikleri Bulgaristan’dan ayrıldı.

Dimitrov Temmuz 1949’da, yerine geçen Vasil Kolarov da 1950 başlarında öldü. Komünist Parti merkez komitesi başkanı Vulko Çervenkov başbakan oldu. Şubat 1950’de ABD Bulgaristan’la diplomatik ilişkilerini kesti.
Bulgaristan’da toplum yapısı sosyalist modele göre yeniden biçimlendirilmeye çalışıldı. Doğal kaynakların azlığı göz önüne alınmaksızın hızlı bir sanayileşme programı izlemeye girişildi. .Ayrıca hızlı bir kolektifleştirme programı uygulandı.
1953’te Stalin’in ölümünden sonra Komünist Partisi’nin merkez komitesi yeniden oluşturuldu. Todor Jivkov parti sekreteri oldu. 1956’da, bazı devlet görevlilerinin ihanetle suçlandığı 1949 yargılamaları gözden geçirilerek siyasal hava yumuşatılmaya çalışıldı; bu yargılamalar sonucunda idam edilmiş olan eski başbakan yardımcısı Kostov’un itibarı iade edildi. Stalin’in ölümünden sonra Bulgaristan’ın dış ilişkilerinde de değişiklikler gözlendi. Aralık 1955’te Bulgaristan Birleşmiş Milletler’e üye oldu. Mart 1959’da ABD ile ilişkiler yeniden kuruldu.

1961'de tarımda kolektifleştirme konusunda Komünist Parti içinde anlaşmazlıklar görüldü. “Parti düşmanı bir grup” oluşturduğu iddia edilen bazı yöneticiler tasfiye edildi. 1965’te barışsız bir hükümet darbesi girişiminde bulunuldu. 1967’de, Bulgaristan öbür sosyalist blok ülkeleriyle olan 20 yıllık karşılıklı yardım antlaşmalarını yeniledi. 1971’de yeni bir anayasa kabul edildi ve yeni bir ulusal meclis seçildi. Stanko Todorov başbakanlığa getirildi. Jivkov ise Devlet Konseyi başkanı oldu. 1970’lerin sonunda Parti merkez komitesi yeni düzenlemelere sahne oldu, parti üyeleri arasında büyük çapta temizlik yapıldı. 1980 ortalarından itibaren merkezî planlamanın daha esnek bir biçimde uygulanması yönünde girişimler gözlenmeye başladı. Bulgaristan’ın Yugoslavya ile ilişkilerinde Makedonların hakları sorunu çözülmemiş olarak kaldı. Türkiye ile ilişkileri de Bulgaristan’daki Türk azınlığın durumu nedeniyle gerginleşti. 1985’ten sonra Türk adlarının Slavlaştırılması, Türkçe eğitim ve dini ibadete sınırlamalar getirilmesi iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gerginleşmesine ve kitlesel göçlere yol açtı.

1989’da Türkiye’nin Bulgar vatandaşlarına vize uygulamasını durdurması, Bulgar yönetiminin de Türk azınlığa pasaport vermeye başlamasıyla göçler hızlanarak doğrudan Türkiye’ye yöneldi. Başlangıçta bütün sığınmacıları kabul eden Türkiye, sığınmacı sayısı 310 bini aşınca 22 Ağustos’ta Bulgar vatandaşlarına vize zorunluluğunu yeniden yürürlüğe koydu. Bunun üzerine sığınmacı olarak kabul edilmeyi bekleyen göçmenlerin bir bölümü geri dönmeye başladı. Jivkov yönetiminin düşmesi geri dönüşleri daha da hızlandırdı. Yapılan tahminlere göre 1989 sonuna gelindiğinde aklaşık 92 bin kişi geri dönmüş, buna
arşılık Türkiye’de kalanlara 22 Ağustos’ tan sonra vize alarak gelen 14.500 kişi daha eklenmişti.

1980’lerin sonunda SSCB’de başlayıp sonradan öteki Doğu Avrupa ülkelerini saran reform hareketi Bulgaristan’ı da etkiledi. Gitgide güçlenen muhalefet karşısında Kasım 1989’da Jivkov istifa etti, yerine Petar Mladenov getirildi. Aralıkta Türk azınlığa yeniden kendi adlarını kullanma ve serbest ibadet hakkı tanındı. Nisan 1990’da Bulgaristan Komünist Partisi’nin adı Bulgaristan Sosyalist Partisi olarak değiştirildi. Haziranda yapılan genel seçimlerde çoğunluğu Sosyalistler kazandı. Seçimlerin ardından Mladenov istifa etti ve yerine Jelyu Jelev geçti. Jelev yönetimi sırasında Türkiye’yle olan ilişkiler yumuşamaya başladı. Temmuz 1991’de Bulgaristan’ı “demokratik ve anayasal bir sosyal devlet” olarak tanımlayan yeni anayasa kabul edildi. Ekimde yapılan parlamento seçimlerinden Demokratik Güçler Birliği birinci parti olarak çıktı; Bulgaristan Sosyalist Partisi ikinci sırayı aldı. Çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi ise parlamentoya 23 milletvekili sokmayı başardı.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 22 Eylül 2016 00:23