Arama


vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
6 Mart 2007       Mesaj #319
vain - avatarı
Ziyaretçi
KALP KRİZİ RİSKİNİ 7 FAKTÖR İLE ORTADAN KALDIRIN

Bir kişinin hiçbir risk faktörü altında olmasa bile hayatı boyunca kalp krizi geçirme riski yüzde 1’dir. Ancak; yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, sigara kullanımı , ailede kalp hastalığı öyküsü, hareketsiz yaşam ve 40 yaş üzeri olma gibi faktörler, kişinin kalp krizi geçirme riskini yüzde 50 oranında artırıyor.

Ancak kalp krizi geçirme riskini en aza indirmek kişinin elinde. Sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam kalp krizini önlemenin en etkili ve klasik yolları. Ancak göz ardı ettiğimiz bazı ayrıntılar var ki, işte onları uygulamak bu riski en aza indirmeye yeterli oluyor.

Özel Hizmet Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hamulu’ya göre 7 risk faktörünü ortadan kaldırmak, kalp krizi riskini yarı yarıya azaltıyor.

Mutlu evlilik kalbi koruyor

Düzenli ve mutlu bir evlilik, kalp krizi riskini düşürmektedir. Evli olmak, genelde toplumda kabul görme anlamına geldiği için evli olan insanlar toplumda sosyal barışı yakalar ve bunun getirdiği stres faktörlerinden de uzak olurlar. Mutlu bir evlilik ve düzenli bir yaşam, kişinin kafasındaki bir takım sorumlulukların eve yönlendirilmesine neden olur. Her şeyden önce eş ve çocuklar ile belli sorumluluklar düşünülür. Bu durum kadın için de erkek için de geçerlidir. Bekar insanların konsantrasyonları dağınık olur. Sosyal açıdan da toplum tarafından kabul görmedikleri için büyük bir stres altına girerler. Bu stres de kalp krizi riskini tetiklemektedir.

Gülmek kalp sağlığı için çok yararlı

Gülmek ve ağlamak…

Klinik olarak ağlamak ve gülmek aslında aynı şey. Yani her ikisi de duyguların boşalması anlamına geliyor. Genellikle aşırı üzüntü, öfke, aşırı yük gibi faktörler ağlama ya da gülmeye neden oluyor. Kişi gerçekten durumu kafasında algılayarak mizah duygusu ile hareket ederek gülerse, büyük oranda rahatlar. Gülmek, keyif hormonlarını salgılar ve stres hormonlarının baskılanmasına yardımcı olur. Bu sayede kalbe zararlı olan faktörler de ortadan kalkar.

Çevrenizdeki olayları dert edinmekten kaçının

Savaşlar, doğal afetler ve patlayan bombalar kalbi yorar. Anlık üzülmeler kalbe çok büyük zarar vermez. Yani kişinin bir yakınını kaybetmesi halinde üzülmesi çok olağan bir durumdur, bunun dışında hareket etmesi düşünülemez. Ancak kişilik yapısı üzülmeye çok meyilli olan insanlar kendisi dışında çevresinde gelişen olaylara ve insanların yaşadıklarına çok hassas yaklaşabilir. Sürekli kederlenebilir ve olayları kendine dert edinebilir. Bu durum özellikle doğu kültürlerinde çok yaygın ve insanlar kendilerine acı çektirebiliyorlar. Günlük yaşantıda bunun dışına çıkabilmek çok önemli. Çevredeki olayların çok fazla etkisi altında kalmak ve onlar için kederlenmek, kalbe oldukça zararlı. Çünkü kişinin sürekli kendini memnun ve mutlu edecek bir şeyler bulması, kalp krizi geçirme riskini düşürüyor. Mutluluk, var olan hastalıklarının ilerlemesi de yavaşlatıyor. Bizim hastalara önerilerimiz, kendilerini mutlu edebilecek ayrıntıları yakalamaları. Bunun için bir uğraş bulmak, bahçe işleri, hayvan besleme, beyni mutluluk verici detaylarla doldurmak gerekir. Savaşlar, doğal afetler, patlayan bombaları sürekli düşünmek kalbi hırpalıyor.

Aşık olun

Kişi aşık olduğu zaman fizyolojik açıdan vücutta bazı yararlı hormonlar salgılanır. Bu hormonların kalp sağlığı üzerinde çok olumlu etkileri vardır. Aşk kişi için çok büyük bir konsantrasyondur. Kişiyi olumsuz çevreden koparıp, tek başına keyifli hale getiren bir olgudur.

Sürekli masa başında çalışıyorsanız, kol ve bacaklarınızı çalıştırın

Sürekli masa başında olan insanların kalp hastalıklarına yakalanma riski çok yüksektir. Bu kişilerin öncelikle masa başından kalkmaları gerekir. Hareketsiz olarak 2 saati masa başında geçirmek ciddi bir kalp krizi riski oluşturmaktadır. Öncelikle günlük 45 dakikalık yürüyüş yapmak çok önemlidir. Otururken yapılabilecek egzersizler çok önemlidir. Bunlar; boynunuzu çevirin, bacaklarınızı karnınıza çekip uzatın, pedal hareketi yapın ve kollarınızı arkaya doğru açarak gerin.

Öğlen bir saat uyuyun

Öğle saatlerinde ya da öğle sonrası bir saatlik uyku, son derece dinlendiricidir ve vücuttaki bütün stresi alır. Uyuduktan sonra geri kalan zamanı daha verimli değerlendirmeyi sağlar. Öğle uykusu uyuyanların uyumayanlara göre kalp krizi geçirme riski yarı yarıya düşmektedir. Çünkü uykuda beden ile birlikte ruhsal dinlenme de vardır. Fizik olarak uykusuzluğa dayanılabilir ama ruhsal olarak dayanmak mümkün değildir. Ruhsal gerilim de vücutta zararlı hormonların salgılanmasına neden olur bu da kalp krizi riskini tetikler.

Doğum kontrol hapı kullanmayın

Doğum kontrol hapı kullanımı, kalp damarlarında pıhtılaşma meylini artırmaktadır. Bu pıhtının damarların dışında akciğerlerde ve beyinde oluşma riski de çok yüksektir. Doğum kontrol hapını çok büyük bir mecburiyet yoksa kullanmamakta yarar vardır. Hele ki kişide kalp hastalığı söz konusu ise doğum kontrol hapından kesinlikle uzak durması gerekir. Çünkü uzun kullanımlarda damar içindeki pıhtı

DAHA ZAYIF OLMALIYIM DERKEN SAÇLARINIZDAN OLMAYIN

Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Ayfer Bankaoğlu, şok diyetlerin saç dökülmesi üzerindeki etkisi hakkında bilgi verdi.

Şok diyetler ve bu diyetlerin yol açtığı kansızlık saçların güçsüzleşmesiyle birlikte hızla dökülmesine neden oluyor.

Şok diyetler saç dökülmesine neden oluyor!

Şok diyetler, hızla dökülen, cansız, çabuk kırılan saçlara neden oluyor. Dengeli ve uzun sürede verilen kilo ise saç sağlığını olumlu yönde etkiliyor. Kullandığınız şampuanlar ve bakım ürünlerinin saçlarımıza ne kadar etkisi olduğunun önemi yoktur. Çünkü saç, köklerinden ve kan yoluyla beslenir. Yani saçlarımızı sadece yediklerimiz besler. Bu nedenle saçlarımızın sağlıklı kalabilmesi için önemli olan yeterli ve dengeli beslenmedir. Ağır ve bilinçsizce zayıflamak için yapılan diyet sonrasında saçlar beslenemeyeceği için ciddi saç kayıpları oluşabilir. Bu kayıpların tedavisi de zaman alan bir süreçtir. Çünkü ağır diyet sonrası kansızlık dediğimiz Anemi (demir eksikliği anemisi) görülebilir. Bütün besin ve vitaminlerin eksikliğinin yanı sıra tabloya eklenen demir eksikliği saçın daha yoğun dökülmesine neden olur. Saçlar yeniden kazanılır. Ancak bu tedavinin zaman ve sabır gerektiren uzun bir süreç olduğu unutulmamalıdır.

Hangi besinler saç sağlığını doğrudan etkiliyor?

Saç sağlığını korumanın yolu düzenli ve dengeli beslenmekten geçer. Son yıllarda fast-food tarzı beslenme alışkanlıklarının hızla arttığını görüyoruz. Bu tarz dengesiz ve düzensiz beslenme alışkanlıklarının saç sağlığı üzerindeki zararları her geçen gün artıyor. Sağlıklı ve dökülmeyen saçlar istiyorsanız beslenmenizde protein, çinko, B 12 vitaminleri, folik asit ve bakır eksikliği olmamasına özen göstermeniz gerekiyor. Bu besinlerin eksikliği saç sağlığınızı olumsuz yönde etkiliyor.

Sigara kullanımının saç üzerindeki etkileri nelerdir?

Düzenli sigara ve alkol kullanımı tüm sağlığı etkilediği gibi saç sağlığını da olumsuz yönde etkiliyor. Alkol ve sigara kullanımını alışkanlık haline getirmek saçların ölmesine neden oluyor. Özellikle sigara kullananlarda saçların erken beyazladığı saptanmıştır. Ayrıca sigara saçlarda yağlanmaya ve kırılmaya da neden olmaktadır.

Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Ayfer Bankaoğlu’nun önerileri:

-Diyet yapmak isteyenlerin bunu bir beslenme uzmanının kontrolünde yapması ve bilinçsizce yapılan diyetlerden uzak durmak.

-Karbonhidrat ağırlıklı beslenmeden kaçınmak, protein ağırlıklı beslenmeye özen göstermek.

-Uyku saatlerini düzenli ve günlük yaşamınızı aksatmayacak hale getirmek.

-Stresten uzak durmak.

-Çinko, B12, bakır, folik asit içeren besinler tüketmek.

-Sigara ve alkol kullanımını alışkanlık haline getirmemek. Mümkünse ikisinden de uzak durmak.

-Antioksidan yiyeceklere (sebze meyve gibi) sofranızda yer vermek. Fast food tarzı beslenme alışkanlıklarından uzak durmak.

-Uzman kontrolü dışında saç sağlığınız için önerilen ilaçları kullanmamak.
Son düzenleyen vain; 6 Mart 2007 15:55 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi