Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Tek Mesaj #1906

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Mart 2007       Mesaj #1906
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
keşke uğurlaması





kim durdurabilir çocuk
salınıp gitmelere aşina yüreği
yabancılaşmaya görsün göğsüne sır yemin
rengi uçar esasından mavinin

masal kalır hatır cezvesinde kaynayan kahve
mırıldanılan söz kırıntıları
her bir nar tanesine yazılan çiçek sepkeni düşler
sol yaka cebinde yetim hurma çekirdeği

gök dökülür gözlerinden
yıkılırsın kendi içinde ay patikalarında
zamanın kesik kesik ilerlemesi
hayat ekinden koparır insanı
perdeler geceyi topladıkça

oysa sevince dağ gibi sevmesidir öz kalbin bildiği
yıkılmadan dimdik kalması ayakta
sırra kadem olsa da çekip giden
çizgileri çizemesen de boydan boya

kim bilir rüzgârın kendine çimdiğini
dile gelmesini çalıların
ketum dilber hüznün hışırtısını kayıp ses tonunda
sonsuz yarının, aşk yanının boynuna düşen ip gölgesini
çiyle ıslak kadın çıplaklığını yalnızlığında

durduramaz kimse bir ayağı eşikte olanı
takvim kolleksiyoncusu bilmez göznuruyla ışıyabilmeyi
sen yaşarsın son kertesinde
dünyanın kirini yıkama meylini

imge alevinden ağır ateşli dudağındır
kalemi öpen parmaklarındır terli
kal diyemezsin hiç senin olmamışa
jokeri imtiyazsızlık olan sahteye
öğretemezsin sadakati

nasıl anlatırsın ah! çocuk
asıl sırça köşkün gönül olduğunu
ara sıraların gök gürlemesinde yitmiş acize
sarı sayfalarda şiir tutan külkedisinin soluduğunu


S.Sevinç YILDIZ