Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Mart 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Safeviler İlhanlıların Tekrarı Gibidir

Safevîlerin bunları Çağataylardan aldıklarında şüphe yoktur. Bir de bunlara Çağatay edebiyatının Safevîler arasında çok revaçta olduğu ilave edilirse Safevî devletine bir çok bakımlardan İlhanlı İmparatorluğu'nun ihyası nazarı ile bakmak hiç de isabetsiz bir görüş sayılmaz.
Bilindiği gibi İran Selçukluları (hatta Anadolu Selçukluları) divanından çıkmış hiç bir Türkçe vesikaya sahip değiliz. Kara-Koyunlular için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Ak-Koyunlu beylerinden bir kaçının Türkiye'ye Türkçe mektuplar gönderdikleri biliniyor. Safevîlere gelince daha Şah İsmail'den itibaren bu devletin divanında pek fazla olmamakla beraber Türkçe mektuplar da yazılmakta idi.
Safevîlerin İran'ı, Türk unsurun daha önceki devirlere nazaran en fazla kesafet peyda ettiği bir ülke haline gelmiş bulunuyordu. Bunun sebebi Safevî devletinin kuruluşu ile ilgili olarak Türkiye'den vuku bulan kümeler halindeki devamlı göçlerdir.Bu göçler bir asırdan fazla sürmüştür. Hatta XVIII. yüzyılın başlarında bile bu ülkeye göçler yapıldığına belgeler vardır. Daha önce başka yerlerde yazıldığı gibi Anadolu'dan İran'a XIV. yüzyıldan beri siyasî faaliyetlerle ilgili olarak göç hareketleri yapılmakta idi. Hatta XIX. yüzyılda İran'daki Türk oymaklarından bir çokları Anadolu'dan geldiklerini unutmuşlardı. Bu göçlerin ilki Moğolların Diyarbakır Valisi Uyrat Ali Padişah'ın 1336'da İlhanlı hükümdarı Arpagaun'un üzerinde yürümesi ile başlamıştır. Ali Padişah'ın Arpagaun'u yenerek iktidarı ele alması üzerine Güney-Doğu Anadolu bir kısım Doğu-Anadolu yörelerinden kalabalık sayıda bir Moğol ve Türk topluluğu İran'a gitti. Bunu aynı yılda Moğollar'ın Anadolu umumî valisi Celâyir Şeyh Hasan idaresinde Orta-Anadolu'dan gelen bir diğer Moğol-Türk kümesi takip etti. Çobanlı Şeyh Hasan ile Düzmece Demirtaş'ın yine daha ziyade Orta-Anadolu'dan İran'a getirdikleri topluluk ise ilk ikisinden çok daha kalabalık idi.
XV. yüzyılda İran'a Kara-Koyunluların göç ettiklerini biliyoruz. Bunlar yalnız Doğu-Anadolu ile Güney-Doğu Anadolu'da yaşayan Türk oymaklarının pek mühim bir kısmını götürmekle kalmadılar, Orta-Anadolu'daki Türk oymaklarıdan bazılarının da İran'a göç etmelerine âmil oldular. Mesela Kara-Koyunlular Maraş-Elbistan bölgesindeki Ağaç-Eriler'den bir kolu İran'a göçürdüler ki, bu kol orada varlığını zamanımıza kadar devam ettirmiştir. Fakat aşağıda verilen bilgilerden de anlaşılacağı üzere Safevî devletinin kurulması ile gerçekleşen göçler diğerleri ile mukayese edilemeyecek derecede yoğun ve devamlı olmuştur. Hatta Safevî devleti kurulduktan sonra da uzun bir zaman -bilhassa insan gücü bakımından- Anadolu'dan beslenmiştir. Böylece bir birinin amansız düşmanı olan Osmanlılar ile Safevîler bir asır kadar bu ülkeden müştereken faydalanmışlardır.