Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Tek Mesaj #1949

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mart 2007       Mesaj #1949
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yılkı



Yasak bir çayırda
Kızıl yeleli bir yılkıydım
Bembeyaz tenime dokunan yoktu
Gem vurulmaz çılgın
Vahşi, uysal bir yılkı…

Yasaktı biliyordum
Toprak sıvalı damlarda
Sıradan olmalıydım
Bana verilenle yetinmeliydim.
Oysa ben,
Özgür aşkların yasak otlağında
Doludizgin koşmak için vardım.
Ben kızıl yeleli bir Yılkı
Bulutlarla yarıştım.


Kim bilir kaç kere düştüm toprağa
Kim bilir kaç kere kalktım yeniden
Benim için doğaldı yasak dedikleri
Kim bilir kaç kere yedim yasak meyveleri
Eliyle silerdi terimi
Çöl kokulu yarim
Gözyaşlarım düşerdi iri iri
Dayanamaz hıçkırırdı
Sevdamı paylaşırdım
Ben kızıl yeleli bir Yılkı
Rüzgara aşıktım



Karanlık gecelerde ürkerdim
Uğuldardı dört yanımda hırçın otlar
Mahzunlaşır çocuk gibi
Korkardım üstelik erkekçe
Şarkılar söylerdim aşka dair
Sonra utanırdım gökteki Ay’ dan
Duyulmasın isterdim, bilinmesin
Sarsılırdı yer-gök yüreğimle bir…
Toprak çekerdi ellerimden
Çaresiz, huysuzlanırdım
Ben kızıl yeleli bir Yılkı
Yalnızlığımı kıskanırdım.


Bıkmadım beklemekten
Biliyordum gelecekti…
Bekle demişti ipek yelelim
Kara gözlerini bana adamıştı
Yasak çayırların prensesi,
İlk kar düşmeden gelecekti…
Kaç kar gördü kaç yağmur
Yaktı kavurdu üstelik hasret sıcağı
Sabır diye fısıldıyor hala
Mevsimler yalan söyledi haydi!
Ya sen! Ya sen nasıl kandırdın?
Ben kızıl yeleli bir Yılkı
Zamana inanmıştım…



Nadir Atalay