Arama

Astım - Tek Mesaj #12

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mart 2007       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
· ASTIM

Astım nefes darlığı, öksürük ve bazen de koyu kıvamlı balgam çıkarmayla seyreden, akut ya da subakut dönemlerle belirlenen bir hastalıktır.

- Nedenleri

Astımın iç ve dış nedenlere bağlı iki türü bilinir. Organizmaya dışardan giren alerjik nitelikli etkenler dış nedenlere bağlı astıma; enfeksiyonlardaki gibi hastanın vücudunda bulunan etkenler ise nedenlere bağlı astıma yol açar.
Bronşiyal astım daha çok alerjik bir hastalık olarak bilinir, ama hastalığın üçüncü bir türünden daha söz edilmelidir. Astım olgularının üçüncü türü, solunum yolu enfeksiyonlarının kötü sonuçlarına bağlıdır, bu durum özellikle çok genç ya da çok yaşlı kişilerde görülür. Etkenleri genellikle bakteri ya da virüsler olan enfeksiyonlar sıradan bir soğuk algınlığındaki gibi görece hafif gidişli olabilir. Ama görünürde çok sıradan olan bu hastalık tabloları sessizce astıma doğru ilerler. Bronşiyal astımı olan hastaların üçte birinde, ruhsal ve duygusal gerginlikler de önemli bir neden oluşturur.
Bronşiyal astımla ruhsal süreçler arasındaki karşılıklı etkileşim oldukça karmaşıktır. Duygusal değişimler astım nöbetlerini başlatmakla kalmaz, aynı zamanda alerjik ya da enfeksiyona bağlı astım biçimlerinin şiddetini artırarak ya da azaltarak nöbetlerin klinik tablosunu da değiştirebilirler. Bronşiyal astım yaşamın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir, ama olguların üçte biri ergenlik döneminden önce başlar ve ileri yaşlarda sıklığı azalır. Kentsel alanlarda yaşayanlara oranla, kırsal bölge nüfusunda daha az görülür; hava kirliliği oranı üksek olan ortamlarda çalışan ya da yaşayanlarda daha yaygındır.

Bronşiyal astımı başlatan nedenler

Ø Solunum yolu ile alınan alerjenler: Duyarlı bir organizmaya girdiklerinde alerjik tepkimelere neden olan tüm maddelere alerjen denir. Astımda rolü olan alerjenle daha çok solunum yolu ile organizmaya giren maddelerdir. Bunlar çiçek tozları, mantar sporları, hayvan kılları ve küçük deri asalaklarıdır.
Ø Aspirin ve başka ilaçlar: Bazı alerjik hastalarda aspirin alerjik bir nöbete neden olabilir. İlaçlara bağlı alerjik görünümler değişik tablolara yol açabilir. Astımın yanı sıra kızarıklık ve yaygın kaşınma ile seyreden kurdeşen ve deri iltihapları da görülebilir.
Ø Çevreyle ilgili etkenler: Bazı kişiler, alerjenlerin ve hava kirliliğine yol açan maddelerin yüksek yoğunlukta olduğu çevre koşullarında astım bulguları gösterirler. Bu durum özellikle büyük kentlerde ve sanayi bölgelerinde, ısı değişimlerinde ya da atmosfer hareketlerinin durgunlaştığı dönemlerde ortaya çıkar.
Ø Mesleki etmenler: Endüstride kullanılan kimyasal maddelerden birçoğu astıma yol açabilir. İşyerinde bulunan herhangi bir madde astım nöbeti doğurabilir. Bu nedenle her iş sektöründe alerjik görünümler ortaya çıkabilir.
Ø Enfeksiyonlar: Üst solunum yolu enfeksiyonları bir astım nöbetini ortaya çıkaran ya da belirtileri ağırlaştıran en önemli uyaranlardan biridir. En çok virüs enfeksiyonlarının etkili olduğu bilinir.
Ø Fizik egzersizleri: Şiddetli egzersiz yapmak da astım nöbetine yol açabilir. Fizik egzersizin yol açtığı astım nöbeti özellikle çocukluk yıllarında ağır ve çözülmesi güç bir sorundur. Çünkü çocuklar oynama, koşma gibi etkinliklerinin sınırlandırılmasını istemezler.
Ø Duygusal gerginlikler: Bazı kişilik özellikleri ve ruhsal zedelenmelerle bronşiyal astımın doğuşu arasındaki ilişki halen tam olarak aydınlatılamamıştır. Ama çocukluk çağında başlayanlar başta olmak üzere nöbetlerin hiç değilse yarısının altında ruhsal kökenli bir mekanizmanın yer aldığı sanılır.

- Belirtileri

Hastalığın başlangıcı birden başlayan astım nöbeti biçiminde olabilir. Ama nöbet öncesinde, hafif bir soğuk algınlığına benzeyen bazı geçici belirtiler de görülebilir. Göğüs kemiği çevresinde ağrı nöbeti, bronşlarda balgam artışı, solunum güçlüğü, göğüste baskı duygusu gibi bulguların kaynağı bazı kokular, bazı maddeler ya da hayvanlar olabilir. Huzursuz, sıkıntılı, çöküntü içinde ve uykusuz olan hasta astım nöbetinin ilk belirtilerini genellikle iyi tanır. Astım nöbetinin en sık görülen ilk bulgularından biri koku duyusunun yitirilmesidir; nöbetin sonlarına doğru bu duyu genellikle geri gelir. Nöbetlein tipik tablosu balgamsız hırıltılı bir solunum, göğüste sıkışma ve boğulma duygusu ile başlar; daha sonra boğulma duygusu, sıkıntılı bir hava açlığına dönüşür, hasta giderek artan bir korkuyla tüm çabalarına karşın, etkili solunum yapamaz, göğüs kafesinin genişlemesinin engellendiğini zanneder. Korkulu, gergin ve huzursuz olan hasta, solunumunu kolaylaştıracak bir konum arar. Yüzü solgunlaşır ve morarır, gözleri dışarı fırlar, konuşma güçlüğü çeker. Soluk alma kısa sürelidir, çok az hava alabilir ve aldığı havayı hemen dışarı verir.
Bronşiyal astım nöbetlerinin süresi oldukça değişkendir. Birkaç dakikadan birkaç saate kadar uzayabilir. Solunum yavaş yavaş normale döner, sıkıntı yerini bir rahatlama duygusuna bırakır. Ağır tehlike şimdilik aşılmıştır, yüz çizgileri yumuşar, öksürükle birlikte son derece yapışkan, beyaz renkli bir balgam çıkarılır; kas gerginliği kaybolur. Derin bir yorgunluk duygusuyla hasta uykuya dalar. Nöbetin sonunda genellikle fazla miktarda açık renkli bir idrar çıkarılır.

- Tedavi

Astımda tedavinin iki amacı vardır:
1-) Bronş kaslarının kasılmasının giderilmesi, bronş mukozasında ödemin ve mukus salgısının azaltılmasıyla astım nöbetinin denetlenmesi
2-) Duyarlı olunan etkenlerden (çiçek tozları, ev tozları vb) duyarsızlaştırma, ruhsal etkenlerin belirleyici olduğu olgularda ruhsal tedavi ile nedenlerin ortadan kaldırılması (özgül tedavi).
Duyarsızlaştırma tedavisinde alerjik madde özütü giderek artan dozlarda hastaya şırınga edilir. Başarılı bir sonucun elde edilebilmesi için bu tedavinin en az 3-4 yıl sürdürülmesi gerekir. Bronş enfeksiyonlarıyla birlikte görülen, içsel etkenlere bağlı astım biçimlerinde en etkili koruyucu tedavi, antibiyotik tedavisidir.
Ruhsal tedavi özellikle çocukların bronşiyal astımlarında yararlıdır. Bazı olgularda anne babasının da ruhbilim muayenesinden geçmesi ve gerekirse tedavi görmesi gerekebilir.