Temmuz ayıydı günlerden Cuma
Sana veda etmiş eve dönüyorum
Güneş inatla kanımı donduruyor
Gözlerim kararıyor,başım çatlıyordu
Soluk almak için bir banka oturdum
Tam o sırada çingeneye rasladım
Elinde bir avuç tohum vardı
Yanıma oturdu. Bana bu tohumlardan almamı istedi
Çiçeğin adını sordum
– Neye yakıştırırsan o dedi
Kokusunu sordum
- nasıl kokmasını istersen öyle kokar dedi
Rengini sordum
-Rengi sahibinin yüreğine benzer dedi
Nerede büyütebilirim dedim
-En uzun yaşadığın odada dedi
Neyle büyür bu çiçek dedim
-Toprağına deyen her şeyle dedi
Çantamda ne kadar para varsa çingeneye verdim
Tohumları avucumda saklayıp devam ettim
Tüm bu olanlar bir yıl önceydi
Bugün ayrılığımızın yıldönümü
Her zamankinden erken uyandım
Sana bir çicek hediye ediyorum
Adı [ ölüm çiçeği ]
Kokladığında kan kokusundan miğden bulanacak
Rengi kapkara,ona baktığında için kararacak
Evin karanlık köşesine götür onu,sana benim hayalimi anlatacak
Dikenleri eline battığında,ellerin simsiyah kana bulanacak
Sakın sulama onu! O gözyaşlarına ve içki damlacıklarına alışıktır
Sakın şaşırma! Sana senin eserini yolluyorum
Koparıp parçalasanda,ogün aynı saatte aynı çiçeği yollayacağım
Şimdi git iki kadeh al eline
Biri kendine biri ölüm çiçeğine
Bende kadehimi kaldırıyorum
AYRILIĞIN ŞEREFİNE BİRDE ÖLÜM ÇİÇEĞİNE! .....
*ALINTIDIR*