türküledim gözlerimi bir eylül uykusunda
sarışın bir rüzgar eser bahçeme
kırılır kendime uzayan dallarım
bir baykuş konar omzuma
susar ağustos böcekleri
deniz'e koşar
kalesi göçük kumsallarım
eylül düşer takvime
tende izi kalır...
sokağımda
darbenin siren çığlığı
bir infaz saplanır dile
susarım...
mücevherdir bileğimde
kelepçenin sıyrığı
bir yiğit ölür
yasını tutar ünye'de meydan
sürgün olur martı
karadeniz akar damarımda kan
dört yanım çatışma
ben diyarbakır kokarım
diyarbakır zindan
yüküm ağır
sırtımda üç bıçak yarası
gecem duvar
günüm iki parmaklık arası
bir türkü sardım akşamına
beni an
derdime yan harran ovası...
Ferhat Gülsün