Çoban
Akşam oluyor yine
Gün kızıla koşuyor
Sarı başaklar aheste
Rüzgarla dans etmekte
Yaşlı söğüt
Günahlarını dallarına yüklemiş
Ağırdan ağır başını dövmekte
Önce kokusu erişir menzile
Ardından toz dumanı
Peşi sıra neşesi çıngırakların
Hoplaya zıplaya
Önde yürür anaları oğlakların
Çeşmeye ilk su içmeye
koşan çomarların
Geliyor işte aydınlık yüzü tarlaların
Dilinde yanık türküsü
Elinde azık ve örtüsü
Kızıl Çobanın kendisi
sonra iner çeşmeye
Önden gelir sürüsü
Akşam olmakta yine
Ezan yankılanmakta
Köyün eteklerinde
Çoban yürür
Dert yürür
Söğüt ağırdan içlenir
Her adımda gece, büyür
Kızıl Çoban yürür
Gece bütün dertler ölür
Nadir Atalay...