Bir ruhun sessiz feryadı
...özlemimi yarınlara umutsuzluklara bıraktım...
I
benimki
biraz eski bir dosya
küflenmeye yüz tutmuş
istediği gibi olgunlaşamadan
seneleri geride birakan
hoş kırışıklarımı
beyaz saclarımı
kaldırım taşlarında yürümeyi
denize taş atmayı seviyorum
sadece gecen yıllar nereye gitti
daha hiç bir seyi düzeltmemişken
onu anlamıyorum
bazen dünyanın yükü üzerimdeymiş gibi
kaldıramıyorum
ne kadar kopuk yaşadığımi söyleme
bilmiyorum
yaşiyorum bu yalnızlığı
yorgun
yalnız
II
...Ruhumun özlemiş tarafina ne kadar girebilirki masum bir su damlası hayat...
yaşanan firtınalar
buz içindeki
kristal taneleri
kadar berrak
tünellerde yankıyan
vakitsiz trenin
çığlıkları
hüzünlü ilişkilere
karıştı
egoistce
kaybolan güneşin
gözlere vurulan damgası
bükülen dudakların
sessiz feryadı oldu
ruh
sevmenin
ürkek tadı
gözlerin altına
damlayan
bıkkın yıllardı
Fulya