Arama

Hikayeler ve Öyküler -2- - Tek Mesaj #433

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Mart 2007       Mesaj #433
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sessizce öldürülüşlerimizi seyrediyorduk önceleri.


Sessizce öldürülüşlerimizi seyrediyorduk önceleri. Kaza süsü veriliyordu. Kimimiz açlıktan, kimimiz yoksulluğa yenik düşüşle, kimimiz işsizlikten, kimimiz amansız hastalıklardan kırılıyorduk...
Yüzyılın sonları, yenisinin başlarıydı. Dünya, son derece dayanılmaz acılarla kıvrandığını saklamaya çalışan bir çaresizlik içindeydi. En kötüsü de olanca uyuşmuşluğumuzla farkına varamıyorduk hiçbir şeyin. Renkli ve neşeli bir rüya
izletiliyordu bize beyaz camdan. Kanmaya hazır beyinlerimiz, hayal ürünü dünyalara çekilip duruyordu. Kendimize de çoktan yabancılaşmıştık. Belki elimizde kalan son birkaç gerçekliği korumaya çalışıyorduk umarsızca...
Bedenlerimizden sızan geçmiş eziyetleri derleyip toplamalı, yarın için korunaklı bir çatıya toplanmalıydık. Çocuklar tarihi unutmuş, acımasız değirmende bir yalanı yaşadıklarını bilmeden, bu güne sarılmaya çalışıyorlardı. Dünya hızla kirletiliyordu. Kaçacak yer kalmayıncaya kadar. Kirliliğe uyum sağlamayı öğrenmek üzerine, insan doğasını sorgulamaya başlamıştık nerdeyse. Ama olmuyordu. Yan yollarda, çıkmaz yollarda dolaşma kolaycılığıyla zaman yitirdik. İçsel itkileri cılızlaşmış bir toplumsal enkaz gibi uyuyorduk tarihin bir köşesinde. Her yandan kıstırılmışlığın verdiği gücü fark etmek, eski bir masal kahramanı ile yüzleşmek kadar uzaktı o zamanlar.
Çeşitlenmiştik. Tanımlarımız artmıştı. Her şeyi kendine göre doğru kabullenir hale getirilmiştik. O onun doğrusuydu, bu diğerinin. Doğrular çoğalırken yargılamalar azaltılıyordu doğal olarak. Mozaik sözcüğü modaydı ama dilim dilim yaparak yenen bir somun ekmek gibiydik aslında. Artık kahramanlar da aramıyorduk, yaşamak bir kahramanlık olmuştu... insan gibi yaşamak...İlkelerimizden bir kısmını olsun bıraktık geçmişe çaresiz...
Öldürülüşümüz, yıllara yayılmıştı. Topsuz tüfeksizdi bu kez... O yüzden kimse fark etmedi... Öldüren güç, kader diye öğretilmişti...
İş yaparken, ellerimizdeki gücü tanıdık sonra, iş yaparken yaşanan coşkuyu... heyecanı... iş yaparken yaşanan o tertemiz anı...doğum sancıları gibi, acısından mutluluk
duyulan ellerimizin becerisine inanmaya başladık...ellerimiz tertemizdi... yüreğimizi,
ellerimiz temizledi.. beynimizi, ellerimiz temizledi uyuşmuşluktan...ellerimizle arındık...
Evet...kolay olmadı ama öldürülüşe seyirci kalamazdık...İzledikçe, yaşanan yüzyıla
tanıklığımız, bizi öldürenler safına itiyordu çünkü...