Arama

Hikayeler ve Öyküler -2- - Tek Mesaj #508

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Mart 2007       Mesaj #508
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
FEDAKÂRLIK

Yüksek dağlarla çevrili bir ovada, komşu iki köy vardı. Bu iki köyü bir birinden küçük bir akarsu ayırıyordu. Sanki akarsu yalnızca köyleri fiziki olarak değil insanlarının özelliklerini de kesin bir çizgiyle ayırıyordu. Köylerden birinde yaşayan insanlar, bencillikleriyle tanınır. Başkalarına değer vermez, ben eksenli bir hayat sürerlerdi. Hatta bencillikte o kadar ileri gitmişlerdi ki, aynı evin fertleri bile birbirini çekemezdi. Bu kötü özelliklerinden dolayı köylerinin ismi ‘’bencil köy’’ olarak kalmıştı. Akarsuyun öbür tarafındaki köy ise, birbirini seven ve saygı duyan insanlarla doluydu. Kendi arzuladığı bir şeyi komşusu için terk eder yani komşusunu kendisine tercih ederdi. Sevgi, bu köyün insanlarında bambaşka bir hal almış, adeta ulvi hislerle bir bağlantı haline dönüşmüştü. Burası bir köy değil sanki kocaman bir aileydi. İnsanları birbirini çok sever, kısa süre görüşmeseler birbirlerine özlem duyarlardı. İçlerinden birisinin derdi olsa hep beraber kendi dertleriymiş gibi sahiplenir, o sorunu elbirliğiyle çözerlerdi. Bu muhabbetin neticesi olarak bu köye ‘’sevgi köyü ‘’ derlerdi. Sevgi köyünde Ahsen isminde bir genç yaşardı. Köydeki her insan birbirini çok severdi ama Köy halkının Ahsen’e duyduğu sevgi daha bir farklıydı. Ahsen, yakışıklı, zeki, kuvvetli ve çok ahlaklı bir gençti. Köyde genç kızı olan aileler Ahsen’i damatları olarak görmek için can atarlardı. Ahsen bir gün akarsuyun öbür tarafına geçmiş balık tutuyordu. Tam bu sırada bir yardım çığlığı duydu.—Kuzum, kuzum suya düştü. Yardım edin ne olur!Ahsen akarsuya atladı ve küçük kuzuyu sudan çıkardı. Onu çobana teslim etmek için çobana doğru yürüyordu. Birde ne görsün çoban genç ve bir o kadarda güzel bir kızdı. Güzel kız Ahsen’i, Ahsen güzel kızı uzun süre seyrettiler. İkisi de bir başka aleme dalmış, derin düşünceler içerisinde kaybolup gitmişlerdi ki, küçük kuzunun ‘’meee meee’’ sesiyle kendilerine geldiler. Ahsen kuzuyu teslim etti ve arkasına baka baka köyüne doğru yola koyuldu. Yol boyunca genç kızı düşündü. Onun güler yüzünü, gamzeli yanaklarını… Düşündü… Düşündü.
Ahsen güzel çobana aşık olmuştu. Yalnız ortada bir sorun vardı. Bencil köy ile sevgi köyü arasında hiç evlilik olmamıştı. Ahsen bu durumun sorun olmasından çekiniyor ama aşkından da emin olduğu için aşacağına inanıyordu. Köyün büyüklerine bu durumu söyledi. Onlarda köy meclisini toplayıp karar vereceklerini söylediler. Sevgi köyünün ileri gelenleri toplanmış Ahsen’in karşı köyden evlenip evlenemeyeceğini tartışıyorlardı.—Ahsen, ahlaklı bir gençtir. Şayet o köyden evlenirse onu kaybederiz. O da zamanla onlar gibi olur ve içindeki sevgisini kaybeder…Ve buna benzer duygularını dillendirdiler ve kararı verdiler. Ahsen’in evlenmesini istemiyoruz. Sıra bu kararı Ahsen’e söylemeye gelmişti. Ahsen’i içeriye çağırdılar. Köyün en büyüğü ve toplantının başkanı Ahmet amca konuşmaya başladı:—Ahsen evladım. Aşk, sevginin en güzel şekilde hayat bulmasıdır. Ancak sevgi ve bencillik aynı anda yaşayamayacak duygulardır. Seni çok severiz. Bencil köyden bir kızla evlenirsen seni kaybedeceğimizi düşünüyoruz ve seninde zamanla bencil bir ruh hali alacağından endişe ediyoruz. Bu sebeple senin o köyden biriyle evlenmeni istemiyoruz.Ahsen, bu cevaba üzüldü ama büyüklerine bir şey öğretmesi gerekiyordu. Ve konuşmasına büyük bir saygı ile başladı:—Ahmet amca, sizler benim büyüklerimsiniz. Sizlerin verdiği kararı, bana bu yaşıma kadar vermiş olduğunuz erdemli duygular sebebiyle kabul etmiyorum. Çünkü sevgi fedakârlık ister. Başkasını kendimize tercih etmediğimiz müddetçe gerçek sevgiyi bulmuş olmayız. Beni kaybetme korkusuyla, evlenmeme karşı çıkmanız, bencil bir duygudur. Bir tarafta beni kaybetme öbür tarafta ise bir köyü kazanma ihtimali vardır. Şayet bu fedakârlığı gösterirsem, o köyde bir sevgi köyü neden olmasın? Sevgi, fedakârlık ise ben bu fedakârlığı göstereceğim.Odada bir sükûnet oluşmuş. Ahsen’in verdiği cevap büyüklerin yüzlerinin kızarmasına sebep olmuştu. Ahsen, ismi gibi bir yanıt vermişti.Ahmet amca:—Evlat, sen doğru kararı vermişsin. Düğüncü başın ben olacağım. Ahsen ve bir gurup köy büyüğü, karşı köye kızı istemeye gittiler. Haliyle diğer köy haklıda bu evliliğe soğuk bakıyor, sorun çıkarmaya uğraşıyordu. Ama Ahsen ne yapsalar kabul edecekti. Kızın babası:—Kızımı veririm ama Ahsen köyümüzde yaşayacak.Ahsen’in yanındakiler bu isteğe çok kızmışlardı. Ahsen:—Peki, efendim, siz nasıl isterseniz, öyle olsun dedi.Ahsen, sevgi için fedakârlık nasıl yapılır iki köy halkına da göstermişti. Bunu yaparken nelerden vazgeçmemişti ki; doğup büyüdüğü köyünden, arkadaşlarından, ailesinden ve daha nelerden vazgeçmişti. Değer miydi, peki?Ahsen’e göre değerdi. Çünkü fedakârlık olmazsa kuru bir sevgi neye yarardı ki!Her şey yolunda gitmiş ve Ahsen güzel çobanıyla evlenmişti. Haliyle yeni köyüne alışması kolay olmamıştı. Üstelik insanlar hep kendini düşünüyordu. Ne olursa olsun herkesi sevecek hiçbir zaman kendini düşünmeyecekti, aynı sevgi köyünde ona öğretildiği gibi. Zaman su gibi geçiyor. Köy halkı Ahsen’e de bencilce tavırlarını sergiliyorlardı. Lakin ne yapsalar karşılığında Ahsen’den güzel bir karşılık buluyor ve mahcup oluyorlardı. Bencil köyünde işler eskisi gibi değildi. Ahsenin bu güzel tavırları köy halkını etkilemiş, onlarda sevgi tohumları kendisini göstermeye başlamıştı. Birbirlerini artık seviyor, haset etmiyorlardı. Yıllar geçmiş ve Ahsen’in evlatları olmuştu, aynı babaları gibi yakışıklı, zeki ve ahlaklıydılar. Ahsen’in yıllar önce yaptığı büyük fedakârlık meyvesini vermiş. O bir zamanlar bencil olan köyden eser kalmamıştı. Artık köy halkı birbirini seven, sayan ve kendisini komşusuna tercih eden insanların yaşadığı ‘’Ahsen bir köy ‘’olmuştu. Sevgi için fedakârlık yapan daima meyvesini alacaktır. Kendimizden bir şeyler feda etmediğimiz müddetçe hissedilen her duygu gerçek bir sevgi değil, sadece kuru bir his olarak kalacaktır. Fedakârlık eden anneler olmasa yeni nesiller var olmayacaktır. Sevdiği için fedakârlık eden âşıklar olmasa, Mecnunlar yaşasa da değerini bulmayacaktır. Fedakârlık eden Ahsen gibi, sevgi tohumları saçmak ne güzel!


MUSA KARAKAYA