Arama

Monitör - Tek Mesaj #3

vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
2 Nisan 2007       Mesaj #3
vain - avatarı
Ziyaretçi
DOKUNMATİK EKRANLAR
Dokunmatik ekranlar nasıl çalışıyorlar?
Dokunmatik ekranların çalışma prensipleri, kullanım amaçlarına ve bulunacakları yere göre birkaç farklı çeşitte olabiliyor. Bu tür ekranlarda günümüzde kullanılan üç temel teknoloji mevcut: Dirençli (Rezistif) Teknoloji, Yüzey Dalgası (Surface Wave) Teknolojisi ve Kızılötesi (Infrared) teknolojisi.

Dirençli Teknoloji
Rezistif ve kapasitif teknolojiler, dokunmayı algılamak için bir nevi devre anahtarlama sistemiyle çalışırlar. İçi açılmış bir uzaktan kumanda veya hesap makinesi gördüyseniz, tuşların temasını sağlamak üzere basınç noktalarında birbirine çok yakın iki yüzey yerleştirildiğini ve bunların
üzerine baskı uygulandığında temas ederek devreyi tamamladıklarını görmüşsünüzdür. İşte rezistif ve kapasitif dokunmatik ekran teknolojilerinin de dokunulan yeri algılamak için kullandıkları prensip
aynıdır.
Rezistif teknolojide önemli olan, öncelikle tüm ekranı basınçla çalışan bir anahtarlama sistemi haline dönüştürebilmek. Bunun için özel bir yapıya sahip kaplama ekran üzerine sıkı bir şekilde yerleştirilir. Bu kaplama iki katmandan oluşur: Üstte dış etkilere dayanıklı polyester panel, altta ise direnç özelliği gösteren panel. Üstteki panelin de ön ve arka yüzeyleri de farklı özelliklere sahiptir. Ön yüzey dış etkilere dayanıklı bir yapı sunarken, arka yüzey ise yarı iletkendir. Dokunma
işleminin algılanması için, öncelikle üst kaplamadaki iletken yüzey ve alttaki dirençli kaplamanın bir şekilde birbiriyle temas etmesi gerekir. Ancak bunun bir dokunma etkisiyle olması gerektiğinden dolayı, her iki kaplama arasına yerleştirilen yüzlerce şeffaf ayıraç sayesinde paneller
arasından bir hava boşluğu oluşturarak iki kaplamanın durup dururken birbiriyle temas etmesini engellenir.

Dirençli dokunmatik ekranlarda kullanılan kaplamanın yapısı
Ekranı kocaman bir anahtar haline getirdikten sonra sıra dokunulan pozisyonun nasıl algılanacağını ayarlamaya gelir. Alttaki dirençli kaplama, dört adet tel tarafından sürekli olarak sırayla düşey ve yatay eksenler üzerinde hareket eden +5 volt gerilimle beslenmektedir ve kaplamanın direnç özelliği sayesinde bu voltaj bir taraftan diğer tarafa doğru azalan bir değerle ilerler. Yani dirençli kaplamaya voltajı verdiğinizde bir tarafta +5 volt ile yola çıkan voltaj, diğer tarafa doğru yol alırken giderek azalır ve diğer uçta topraklamayla sonlanor. Ancak X ve Y eksenlerinde dönüşümlü olarak verilen bu elektrik akımının voltajındaki azalma, dirençli kaplamanın özelliği sayesinde ekran üzerinde öyle düzenli bir dağılım oluşturur ki, örneğin X ekseni üzerinden akım verilirken +2.5 volt ölçüm yaptığınız bir noktanın ekranın X ekseni üzerinde tam olarak nereye denk geldiği konusunda tutarlı bir tahmin yapabilir hale gelirsiniz.

Gelelim iletken kaplamaya. Herhangi bir dokunma olmadığı zaman iletken kaplama üzerindeki voltaj değeri doğal olarak sıfırdır ve bu değer bir kontrolcü tarafından sürekli olarak takip edilir. Ancak ekranın herhangi bir yerine dokunarak iletken ve dirençli kaplamalar arasındaki teması
sağladığınızda, bir anda iletken yüzey üzerindeki voltaj değişir ve kontrolcü bunun farkına varır. Daha sonra kontrolcü, koordinatları belirlemek için sırayla şu işlemleri gerçekleştirir:

1- Öncelikle X ekseni üzerinde hareket eden bir elektrik akımı oluşturarak iletken yüzeye bağlı kontrolcüde beliren voltaj değerini okunur ve kontrol kartındaki işlemci tarafından X konumu belirlenir.
2- İkinci olarak aynı işlem bu kez Y ekseni üzerinde hareket eden bir elektrik akımı üzerinde gerçekleştirilir ve Y konumu belirlenir.
Özetle elde edilen X ve Y konumlarına dair elde edilen voltaj ölçümleri kontrolcü tarafından ölçülüp yorumlandığında, iletken kaplamanın dirençli kaplamaya hangi noktada değdiği anlaşılır ve bu bilgi sayısal hale çevrilerek ilgili yazılıma gönderilip, ilgili işlemin yapılması
sağlanır.

Bu teknolojinin kullandığı kaplama görüntü kalitesini bir miktar etkilemekle birlikte, yine kaplamanın özelliklerinden ileri gelen ciddi avantajları mevcuttur. Örneğin kaplama olarak ullanılan polyester malzeme, dış ortam koşullarına ve ağır kirlilik şartlarına camdan daha fazla dayanıklılık gösterebilir. Ayrıca üzerine yapışan toz, kir gibi etkenler dokunma etkisi yaratmadığından dolayı ve eldiven, kalem gibi ekrana baskı uygulayabileceğiniz her türlü dokunma etkisiyle çalışabilirler. Bu özelliği nedeniyle açık alan uygulamalarında ve ağır kirlilik koşullarında çalışılması gereken durumlarda; örneğin endüstride, hastanelerde, sürekli yanınızda dere tepe gezdireceğiniz el bilgisayarlarının ekranlarında ve kamuya açık alanlarda kullanılan
cihazlarda bu teknolojiden faydalanılır.

Yüzey dalgası Teknolojisi
Yüzey dalgası teknolojisi, dokunmayı algılamak için nispeten daha ilginç bir prensip kullanır: Ekran yüzeyini ultrasonik ses dalgalarından oluşan bir ızgarayla kaplamak ve olası bir dokunmanın ızgarada oluşturacağı kesintinin yerini tespit ederek konum belirlemek.
Bu ilginç prensip, yine taşıdığı fikirle paralel olarak ilginç bir şekilde işler. Öncelikle ekran üzerine yüzey dalga sistemini oluşturmak üzere, özel bir şekilde üretilmiş cam bir plaka yerleştirilir. Bu cam plakanın her iki tarafında, X ve Y eksenleri üzerinde iki adet yaklaşık
5,53KHz’lik ultrasonik ses dalgaları oluşturan vericiler yerleştirilir. Cam kaplamanın dört bir yanına ise, gelen ultrasonik ses dalgasını direkt ekran üzerine yönlendirecek şekilde 45 derece açıyla yerleştirilmiş gümüş kabartma yansıtıcılar bulunur. Bu kabartma yansıtıcılar, aynı zamanda üzerlerine gelen ses dalgasının yaklaşık %99’unu geçirirken, geri kalan %1’lik bir kısmı ekranın üzerine yansıtma özelliğine sahiptirler. Böylece sıra sıra dizilmiş yansıtıcılardan, ilk sırada olanının sesin bütününü yansıtması engellenmiş olur.
Vericiden çıkan ses dalgası, yansıtıcıya çarpıp ekranın üzerinde bir uçtan diğer uca geçerek karşı tarafa ulaştığında bu kez ters açıyla yerleştirilmiş diğer bir yansıtıcı grubuyla karşılaşır ve ekranın bir diğer ucundaki alıcıya yönlendirilir. Bu verici ve alıcı sisteminden hem X ekseni için, hem de Y ekseni için birer tane mevcuttur. Böylece ekran üzerinde ultrasonik seslerden bir ızgara oluşur.

Yüzey dalgalarının X ekseninde nasıl dolaştığını gösteren şema. Aynısı Y ekseninde de tekrarlanır
Gelelim algılamanın nasıl yapıldığına... Vericiden yansıtıcılara gönderilen tek bir ultrasonik ses dalgası, tek tek tüm yansıtıcılardan geçerek alıcıya ulaşır. Ancak her yansıtıcı, ultrasonik ses kaynağına olan uzaklığına bağlı olarak değişen sürelerde bu cevabı alıcıya ulaştırır. Örneğin ekran üzerinde toplam 10 adet yansıtıcı olduğunu düşünürseniz; vericiye en yakın yansıtıcıdan ekrana yönlendirilen ultrasonik ses dalgasının alıcıya ulaşması diğerlerine oranla en kısa zamanı alır ve en uzaktaki yansıtıcıdan gelen ses dalgası vericiye en uzun sürede ulaşır. Dolayısıyla alıcı, tek bir ultrasonik ses dalgasına karşılık birbirinden farklı zamanlarda kendisine ulaşan 10 farklı
cevapla karşılaşır. Yani ses dalgasının vericiden çıktığı yerdeki ilk yansıtıcıdan ekranı dolaşıp alıcıya ulaşması 1 saniye sürse, 2. yansıtıcıdan gelen ses dalgası için 2 saniye ve 3. yansıtıcıdan gelen için 3 saniye sürer.

Alıcıya bağlı olan kontrol kartında, kullanılan cam kaplamanın boyutu gibi özelliklere bağlı olarak kaç yansıtıcı olduğu ve her yansıtıcıdan ekrana yönlendiren ses dalgasının alıcıya ne kadar sürece ulaşacağı baştan tanımlanmıştır. Dolayısıyla ultrasonik ses dalgası vericiden bir kez gönderildikten sonra alıcı bunun yansımalarını kontrol etmeye başlar: A süresinde ulaşması gereken birinci yansıma yerine ulaştı mı?
Ulaştı... B süresinde ulaşması gereken ikinci yansıma ulaştı mı?
Ulaştı... C süresinde gelmesi gereken 3. yansıma yerine ulaştı mı?
Ulaşmadı... Bu durumda alıcı, 3. yansıtıcının ekrana gönderdiği ses dalgasının bir engelle karşılaştığını düşünüp bu noktada bir dokunma gerçekleştiğini anlar. Aynı işlem Y eksenine de uygulanarak hangi yansıtıcıdan cevap gelmediği belirlendiğinde dokunmanın koordinatı belirlenmiş olur ve bu bilgi kontrol yongalarında işlenerek yazılıma gönderilir. Bu süreç, yani vericinin ses dalgaları göndermesi ve alıcı tarafından yansıtıcılardan gelen bütün cevapların kontrol edilmesi
işlemi her saniye 25-50 kez tekrarlanır.

Yüzey dalgası teknolojisinde kullanılan cam kaplama.
Ekranda ultrasonik seslerden oluşan bir ızgara oluşturmak üzere yerleştirilen gümüş yansıtıcıları resimde görebilirsiniz.
Bu teknoloji, dirençli teknolojiye oranla daha modern bir tekniğe sahiptir ve ekranın üzerinde polyester bir kaplama olmadığından dolayı bu teknolojiye sahip dokunmatik ekranlar kullanıcılarına daha canlı bir görüntü sunarlar. Bu nedenle sunumun ön plana çıktığı durumlarda,örneğin pazarlama, bilgi sağlama, oyun, elektronik katalog gibi uygulamalarda bu teknoloji tercih edilir. Ancak ses dalgalarının uzun mesafede giderek etkisini yitirmesi yüzünden, belli bir boyutun üzerindeki ekranlar için bu teknolojinin kullanılması uygun değildir.
Kızılötesi Teknolojisi
Bu teknoloji, diğerlerine oranla anlaşılması en basit olanıdır. Kızılötesi teknolojisini kullanan dokunmatik ekranlarda X ve Y eksenlerine belli sayılarda kızılötesi diyot, bunların tam karşılarına
da birer kızılötesi algılayıcı yerleştirilir. Sonrası tahmin ettiğiniz gibi; elinizi bu ekranın bir yerine dokundurduğunuzda, algılayıcının karşısındaki kızılötesi ışığı görmesini engellemiş olursunuz ve X-Y eksenlerindeki algılayıcılardan hangilerinin bağlantısının kesildiği bulunarak kesişme noktalarındaki koordinat hesaplanır. Bu teknolojiye sahip cihazlar, geniş mesafede dokunma algılama yeteneğine sahipler ve direkt güneş ışığından veya sudan etkilenmezler. Bu nedenle özellikle dev plazma ekranların dokunmatik hale getirilmesinde tercih edilirler.Infrared teknolojisi, kolay monte edilen bir çerçeve sayesinde hemen her ortama kolayca adapte edilebilme özelliğine sahiptir. Hatta bu işe özgü yazılımı geliştirmek şartıyla bu tarz bir çerçeveyi vitrine yerleştirilerek dokunmatik bir vitrin bile oluşturabilirsiniz. Örneğin vitrindeki bir ürün hakkında bilgi almak isteyen müşteri, vitrinde o ürünün karşısına dokunarak yine vitrine yerleştirilmiş özel bir yazılıma sahip bilgisayar ekranından fiyat ve garanti bilgilerine bile ulaşabilir.

Bazı durumlarda malzemenin dışarıdan montajıyla, dokunmatik özelliği olmayan ekranları dokunmatik ekran haline çevirmek mümkün.
Son olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu bilmek lazım. Ancak bunların arkasında bunlar kadar önemli iki unsur daha var: Birincisi aldığı fiziksel verileri yorumlayarak sayısal koordinat bilgilerine dönüştüren ve bunun yanında ortalama hesabı ve tolerans kontrolü gibi tüm işlem yükünü üzerinde barındıran kontrolcü, ikincisi de teknolojinin işletim sistemiyle entegrasyonunu kurarak yazılımlarla uyumlu hale gelmesini sağlayan sürücü.





CRT’NİN (CHATOD RAY TUBE) ÇALIŞMA PRENSİBİ
Çalışma prensibi televizyonla aynı olan katod ışınlı ekranlar, günümüzde en çok kullanılan ekran çeşididir. İlk zamanlarda sadece siyah üzerine yeşil yazı yazabilen ekranlar yerini artık milyonlarca renkle gösterebilen ekranlara bırakmış durumdadır.
CRT monitörlerin çalışma prensibi hemen hemen tüm monitörlerde (monochrom, renkli) aynıdır.
CRT, elektron parçacıklarının hareketini kolaylaştırmak için havası alınmış bir tüpten ibarettir. Katod tarafından seri halde yollanan elektron parçacıkları, tüpün değişik kesimlerine doğru hızla çarpar. Renkli monitörlerin çalışma ilkeleri de temelde aynıdır. Ama renkli monitörlerde 3 adet katod (elektron tabancası) bulunur. Yeşil, mavi ve kırmızı ile bütün renkler elde edilebildiğinden, renkli monitördeki her bir elektron tabancası, ekranın berisindeki tabakada bulunan bir fosfor noktacığına ateş eder. Elektron fosfora çarptığında onu parlatır, ama bu parlaklık çok uzun sürmez. Onun içindir ki, görüntü değişmese bile aynı işlemin tekrar tekrar yapılması gerekir; katodlar ekranı sürekli olarak tazeler. Tarama ve tazeleme işlemi, ekranda satır satır yapılır. Yüksek çözünürlükte (1024*768) ve daha fazla renk kullanımında, "interlaced" adı verilen monitörlerde rahatsız edici bir görüntü oluşmaktadır. Interlaced monitörlerdeki bu durum, hareketli görüntülerde fark edilmediğinden bu tür uygulamalarda kullanılabilir. Interlaced monitörlerde, "interlacing" adı verilen görüntü oluşturma işlemi sırasında önce tek numaralı satırlar, sonra da çift numaralı satırlar taranarak çizilir. Bu işlem çok hızlı olduğu için fark edilmez ancak belirli bir hız kaybı ortaya çıktığı için görüntü titrer. Bu nedenle, daha iyi olan "Non-interlaced" monitörler üretilmiştir. Bu monitörler, sabit ve hareketli görüntü ortamlarında, titremeyen, daha kaliteli görüntüler sunarlar. Monitörlerdeki görüntü kalitesini doğrudan belirleyen ölçütler arasında, "dot pitch" yer almaktadır. Dot pitch, ekran üzerinde bulunan aynı renkte iki nokta arasındaki mesafeyi tanımlar. Bir ekranda "dot pitch" ne kadar küçükse görüntü o kadar iyidir. Bu değerler 0.39, 0.28, 0.26mm arasında değişmektedir. Monitör büyüklüğü "inç" olarak ifade edilir. Yaygın olarak 14" lik monitörler kullanılmaktadır. Monitörlerde görüntü kalitesi, çözünürlüğe bağlı olarak da değişmektedir. Bu çözünürlük standart monitör için 640*480 pixel'dir. Ekran çözünürlüğünde sınır, grafik kartına da bağlı olarak, 800*600, 1024*768 ve 1280*1024 pixel arasında değişmektedir. Görüntü kalitesini belirleyen son bir unsur da, ekran tazeleme hızıdır. Bu hız 50-90 Hz arasındadır. Monitörler TV'de olduğu gibi bir radyasyon yaymaktadır. Radyasyon oranı en aza indirilmiş, "LR/Low-Radiation" monitörler de üretilmektedir.

Resim 1 - Bir CRT monitör
Bilgisayarların ilk çıktıkları zamandan bu yana ekranların temel yapılarında pek bir değişiklik olmamıştır. Bu ekranların içinde TV’deki gibi bir trafo, gerekli ayarların yapılmasını sağlayan ve bir katod ışını tüpü vardır. Katod tüpü şeklen bir huniye benzeyen ve içindeki hava boşaltılmış, ön yüzeyi fosfor ile kaplanmış bir çam fanustan ibarettir. Bu tüp üç kısımdan oluşmaktadır. Bunlar;
· Elektron tabancası : Ekranda her bir noktayı oluşturacak olan elektronları hızlandırıp yönlendiren mekanizma
· Maske (Saptırıcı) : Sadece renkli ekranlarda olan ve üç temel rengi içeren bölüm. Bu renkler yeşil, kırmızı ve mavidir.
· Fosfor Tabakası : Üzerine çarpan elektronların parlamasını sağlayarak görüntüyü oluşturur.
Resim 2- CRT Monitör kesiti
Yukarıdaki belirttiğimiz gibi renkli ekranlarda fosfor tabakasından önce bir maske tabakası ve üç tane elektron kaynağı vardır. Bu kaynaklardan her biri bir renge denk gelir. Bu üç renk maskede birleşerek milyonlarca rengi oluşturur.
Görüntünün oluşması sırasında elektronların fosfor tabakasının hangi bölümün hangi oranda, hangi bölümüne çekileceği saptırıcı tarafından belirlenir. Yeni elektronların izlediği yolu belirlemek ve elektron demetlerinin fosfor tabakasının farklı bölümlerine yönlendirmek saptırıcının görevidir.
Saptırıcı bunun için tüpün uç kısmında bir manyetik alan oluşturur. bu kısma mıknatıs benzeri manyetik cisimler yaklaştırılmamalıdır. Aksi takdirde görüntüde bozulmalar oluşabilir. saptırıcının yarattığı manyetik alan kararlı değildir. çünkü monitörün köşelerine giden elektronların hedefe varma zamanları farklı olacaktır. Elektronlar fosfor tabakasının farklı kısımlarına değişik zamanlarda ulaşması, görüntüde kolayca görülebilen bozulmalara sebep olmaktadır. Bunu önlemek için özel bir devre kullanılır. Bu devre yardımı ile elektronlar fosfor tabakasının tüm bölümlerine eş zamanda varmasını sağlar.
İnsan gözü saniyede 25'den fazla görüntüyü işleyebilir. Eğer bu görüntü sayısı saniyede 60'ın altına düşerse gözde yorulmalar meydana gelir.
EKRANLARIN TEMEL ÖZELLİKLERİ
a) Ekranın Tazelenmesi
Burada açıklayacağımız cam ekran milyonlarca fosfor noktacığından oluşur. bu noktacıklara "DOT" adı verilir. Monitörlerde arkaya doğru uzayan ve bazen de kısa olan tüp içindeki elektron tabancası bulunmaktadır. Ekrandaki bir görüntüyü oluşturmak için bu tabanca elektronları ekranın üstünden başlayarak soldan sağa doğru teker teker gönderir. bu sırada elektron fırlatarak fosfor parlatma işlemi ekran kartından gelen sinyallere bağlıdır.
Fosfor parladıktan sonra hemen geri söner. Bu sebeple Bu işlemin sürekli yapılması gerekir. bu olaya ekranın tazelenmesi denir.
Kısacası Ekranın tazelenmesi ekranın saniyede kaç kez yenilendiğini gösterir. Bu durum ekran ve ekran kartını çözünürlüğü ile değişir. Örneğin 800*600 ve 1024*768 çözünürlükte bu tazeleme oranları 60 hertz ile 70 Hertz arasında değişir.
b) Ekranda piksel , dot ve çözünürlülük kavramları
Ekranda görünen şekil, geometrik bir örümcek ağı olarak da adlandırabileceğimiz dikey(sütun) ve yatay (satır) üzerindeki noktalardan oluşur. bunların her birine piksel denir.
Bir seferde ekranda görüntülenebilen piksel sayısına çözünürlü denir. Örneğin 800*600 çözünürlük denilince 800 sütun ve 600 satır üzerindeki noktacıkların kullanıldığını belirtir. Toplam noktacık adedi 480 000'dir. Dot ise ekrandaki milyonlarca fosfor noktacıklarına denir.
c)Görüntü Alanı (İzlenebilir alan)
Bir ekranın boyutları genellikle inç olarak verilir. Günümüzde 15" monitörler kullanılmaktadır. Ama 17",19" ve 21" monitörlerde sıkça kullanılır. Buradaki değerler monitörün bir köşesinden çaprazdaki diğer köşesine olan uzaklığı belirtir.
Fakat esasen monitörlerin çoğunluğunun görüntü boyutu bu değerlere tam olarak uymaz. Hatta üç farklı modeldeki 17" monitör arasında izlenebilir alanlara çok ufak olsa da farklılıklar vardır. buradan görüleceği gibi "izlenebilir alan" monitörün dahil olduğu kategorideki boyuttan farklı olarak bizim kullanabileceğimiz veya daha doğru bir ifade ile görüntünün gösterebildiği alanı ifade eder. Örneğin; 17" monitörde, izlenebilir alan olarak 15,8" veya 16" olarak sunulur. benzer olarak 15"monitörlerde izlenebilir alan 13,9" veya 14" olarak belirlenir, 14" monitörler kategorisinde ise 13,3 civarındadır.
d) Boyut ve çözünürlük bağlantısı
Genellikle yanlış olarak belirlenen bir olay da, ekranın boyutunun arttıkça çözünürlüğünün de yükseleceği şeklindedir. Oysa çözünürlük monitörün özelliklerine, kalitesine ve kullanım süresine bağlı olarak değişebilir. Günümüz piyasasında bazı 17" monitörlerle aynı çözünürlüğü sunan 15" monitörlerin oldukça çok olduğunu söyleyebiliriz.
Bir diğer noktada yüksek küçük bir alan daha çok piksel anlamına geldiği için, küçük bir monitör üzerine yüksek çözünürlüğe ulaşmaya çalışmak ekranı ve kullanıcının gözünü yoracaktır. çünkü tazeleme hızı düşecek ve ekranda titremeler oluşacaktır. ö yüzden üst sınırları fazla zorlamamak gerekir. ayrıca farklı bir ekranı düşük çözünürlülükte kullanmaya çalışmakta iyi değildir. Örneğin 21" monitörde 800*600 çözünürlüğü kullanmak gibi. Burada piksellerin büyüdüğünü görürüz. şeklin kırılan noktalarında görünen tırtıllar belirgenleşir ve görüntü kötüleşir.
e) Nokta aralığı (Dot Pitch)
Ekranlarla ilgili kısa bilgilerle boyuttan sonraki madde olarak dot pitch, yani nokta aralığı görürüz. Burada nokta aralığını, pikseli oluşturan kırmızı, yeşil ve mavi noktaların birbirine olan mesafesi olarak tanımlayabiliriz. Bu mesafe azaldıkça noktaların arası daralıp, elde edilecek resmin kalitesinin daha kesin ve detaylı olabilmesini monitörlerde ise 0.27, 0.26 ve 0.24 aralığında değişir. tabii aralık azaldığında fiyat artar.
f) Shadow Mask ve Aperture Grill
Daha önce belirttiğimiz gibi ekranda renklerin doğru gözükmesi. için kırmızı, yeşil ve mavi renkli dot'lardan doğru renkte olanların parlaması gerekmektedir. Elektronlar fosfor tabasına ulaştıktan sonra buradaki fosfor noktalarını uyarırlar fakat fosfor tabakasının ön kısmında bulunan özel bir maske olmazsa görüntüde bulanık ve renk karışması gibi problemler ortaya çıkar. Bu kadar çok noktacık arasında bu işlemin yapılabilmesi amacıyla "shadow mask" adı verilen metal bir nesne kullanılır. Shadow mask denilen deliklerle dolu bu özel maske sayesinde uyarılan fosfor elementlerinin görsel olarak birbirlerini etkilemesi ve görüntünün bozulması engellenir. Bunun sonucunda kırmızı, yeşil ve mavi fosfor noktacıkları ideal bir şekilde uyarılarak tekbir nokta oluşturur. Burada "shadow mask" CRT"nin yüzeyine birebir oturacak şekilde tasarlanmıştır. Shadow Mask bir anlamda fosfor noktacıklara ince ayar yaparak görüntü keskinliğini sağlar.
Resim 3- Shadow Mask Olayı
Buna karşılık bazı monitörlerde ise bu teknik yerine "aperture grill" tekniği kullanılır. bu tekniğin Shadow mask'a göre üstünlüğü ise fosfor noktalarına daha fazla elektron taneciği yollanmasına izin verir. Böylece resim daha parlak çıkar. Monitör üreticilerinde SONY bu iki teknik yerine dikey metaller kullanarak düz kare ekranlar geçerek trinitron tüpleri kullanmaktadır.
Resim 4- Trinitron Aperture Grilli
g) Resim kalitesini oluşturan etkenler
  • Keskinlik / Netlik : En önemli görüntü kalitesi unsuru resimlerin ne kadar keskin veya net gösterebildiğidir. Örneğin Shadow Mask kullanan monitör genelde sadece ekranın ortalarına yakın kesimlerde ve düşük çözünürlüklerde kesin resim sunabilirler. Trinitron monitörler ise ekranın her köşesine her noktada net görüntü verirler. Aşağıdaki resimde bu örnek açıkça görülmektedir.
Resim 5- Trinitron ve Geleneksel Monitörün görüntü farkı
  • Parlaklık : Parlaklık trinitron monitörlerde parlaklık daha net olarak görülmektedir. Ayrıca ucuz monitörlerde dikkat edilecek olursa parlaklık ayarının çok geniş bir dairede çalışmadığı görülür. Bu durum özellikle aydınlık ortamlarda çalışırken uygun resmi yakalamaya sebep olabilir. grafik ile uğraşanın bu noktaya dikkat etmesi gerekir.
  • Bombe Olayı : Ekrandaki dot'lar satırlarda ve sütunlarda tam dikey ve yatay yerleştirilmeli. özellikle ekranın köşesinden fazla eğrilik olması bombe olayına sebep olur. buna karşılık bazı monitörler bu hatayı düzeltmek için "pincushion" ayarı sunuluyor. fakat bu noktada eğer maddi açıdan elverişli ise "flat" yani düz kare ekranlar tercih edilmelidir. yalnız bu da kullanıcılara ilk bakışta ters gelebilir. Çünkü bu tip monitörler görüntüyü iç bükey olarak sunarlar. kullanıcının buna alışması zaman alabilir.
Düz Kare Tüp Geleneksel Bombeli Tüp
Resim 6- Tüpler Arasındaki Fark
  • Parlama : Monitörlerde ekran camındaki ışık yansımalarından kaynaklanan parlamaları önlemek için değişik teknikler kullanılır. tepedeki fluoresan ışıktan dolayı ekranda meydana gelen parlama rahatlıkla gözünüzü kısa sürede etkiler ve bozulmasına neden olur. Oysa trinitron tüp kullanılan düz ekranlarda bu yansımanın en aza indirildiği görülmektedir. Böylece göz kamaşarak yorulmayacaktır. Parlamalardan korunmanın bir başka yolu da filtrelerdir. Filtreler yansıma önleyici özelliklerinden dolayı göz bozulmalarını aza indirmektedir.
Resim 7- Parlamanın Önlenmesi İçin Teknikler
  • Renk Doğruluğu : Bir ekranda renklerin doğru yansıtılıyor olması gerekir. Yani mavi, tam anlamı ile mavi rengi göstermeli. aksi halde düzenine veya ayarına bakılmadır.
h) Manyetik alan ve Degauss : Bilindiği gibi CRT içerisindeki düzen manyetik alan dışında, çekim yaratan nesnelerden kolaylıkla etkilenir. Mesela mıknatıs gibi nesneler monitörün ön yüzüne yaklaştırıldığında renklerde bozulmalar görülür. Monitörün arka yüzüne yaklaştırıldığında görüntünün de bozulduğu görülecektir. günümüzde kullanılan monitörlerde ise ilk açılışlarında bu manyetik ortamı kullanabilir hale getirmek için degauss işlemi uyguluyorlar. Bu işlem istenildiği ekranın ayarlar kısmını kullanarak ta yapılabiliyor. Fakat dikkat edilmelidir ki bu işlem esnasında monitör çevresindeki elektronik medyalar veri kaybına uğrayabilirler.
i) Kontroller : Monitör kasanın içerisinde görüntü işlemlerini kontrol eden bar baskı devre bulunur. Buradaki kart yada kartlar, ekran kartından gelen sinyalleri gerektiği şekilde işlemekler ve monitörün üzerindeki kontrol düğmelerinin çalışmasına da yardımcı olurlar. Buradaki ayar düğmeleri dijital veya analog olabilir. Analog veya dijital olmasının kendine özgü zorlukları vardır.
Resim 8- Dijital Ekranın kontrol düğmeleri
j) Güç Kaynağı : Monitörün besleme kablosu direkt olarak prizden alınırsa daha iyi olacaktır. Böylece bilgisayarın güç kaynağına fazla yüklenilmemiş olur. Ayrıca UPS'e bağlanması daha iyi olacaktır. Herhangi bir elektrik dalgalanmasında monitör zarar görmemiş olur. yada zarar gömesi en aza indirilir.
k) Data Kablosu : Günümüzde iki tür data kablosu bağlantısı kullanılır.
  • 15 pinlik bağlantı : En yaygın olarak kullanılan bağlantı şeklidir. Burada veri aktarımı kablonun ucundaki 15 pinlik konnektörün aracılığı ile gerçekleştirilir.