Sevgili süpermen, dönmüşsün. Çok uzun zaman oldu, görmeyeli güçlenmişsin. "S" harfin daha da bir parlak olmuş. Botlarını pek beğenmedim, ama olsun, yine de giydiklerini taşımayı beceriyosun. Pek rahat bi'şey olmasa gerek o giydiklerin. Saçının önündeki o lüleye ise bi'şey diyemiyorum. Lois Lane'e olan hayranlığın konusuna gelince; seni sürekli onun etrafında dolaşırken görüyorum son zamanlarda. Bu haksızlık. İnsan gelir gelmez bi saniye olsun ayrılmaz mı yanından?
Ya benim bindiğim uçak düşerse?
Peki ya frenleri tutmayan bi vosvos'la İstiklal'e dalarsam?
Peki ya Semoş'un motoruyla gezerken İstanbul'da, bizi kendini bilmezler sıkıştırmaya çalışırsa ne olacak? (dın dın dın!!!)
Tamam aşkının peşinden gidiyosun, o da güzel, iş ve aşkı aynı anda çok güzel idare edebiliyosun ama biraz kendine gel. Bence başka yerlere de uğra. Sürekli Lois'e "ben hep buralardayım" derken yakalıyorum seni. Tamam o kadın da çok güzel, hatta daha da bi güzelleşmiş. Ama baktım ki hala senin "superman" yanınla ilgileniyor. Bu bir kişilik bozukluğu bilmem farkında mısın? ( ahaha) Dön bir bak bakalım çevrene senin Clark Kent halinden hoşlanan kaç kız var? Ewet bunların başında belki ben de oluyor olabilirim ahaha ama bu mektubun bununla bi'ilgisi yok. Şimdilik bu kadar. Tekrar hoşgeldin, cevabını bekliyorum nokta