Arama

Mezar Taşları - Tek Mesaj #1

virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
6 Nisan 2007       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Mezar taşı geleneği ve tarih, edebiyat, sanat

Milletimizin tarih boyunca atalarına ve örflerine büyük ehemmiyet verdiği bilinmektedir. İslam öncesi çeşitli şekillerde icra edilen defin merasimleri ve anıt mezar gelenekleri, İslamiyet’i kabulden sonra değişikliklerle devam etmiş, kümbet ile türbe yapıları ortaya çıkmıştır. Daha ziyade din ve devlet büyükleri için inşa edilen bu yapıların yanında halkın yaptırdığı mezar taşları önemli bir yekün ile karşımıza çıkmaktadır.
Anadolu’ya Müslüman Türkler’le dikilen mezar taşları, Osmanlılar döneminde şekil ve muhteva olarak daha da zenginleşmiştir. Özenle işlenen, üzerlerinde birçok sanat icra edilen, kültürümüzü nesillerden nesillere intikal ettiren ve mimari üsluplar ile irtibatları açıkça fark edilen mezar taşları, Müslüman Türk’ün yaşadığı her yerde kimliğinin simgesi olmuştur.

Tarih, sanat ve kültür zaviyesinden bakılırsa; eski mezar taşlarımızın, türlü sanatları aksettirip, birçok sanatçının emeğini taşıyan, milli kültür ve tarihimize ışık tutan çok boyutlu, pek kıymetli ve başka nüshası bulunmayan arşiv vesikaları olduğu anlaşılır. Mezar taşları, bir zamanlar aynı havayı teneffüs edip aynı mekanlarda yaşayan sakinlerin, inançları, dertleri, korkuları, üzüntüleri, nükteleri ve türlü hissiyatını bizlere aktaran belgelerdir.(1) Bugün her millet mezarlıklarını varlık ve tarihlerinin bekçileri olarak görmekte ise de hiçbir milletin mezarlıkları Türk kabristanları kadar orijinal,mütenevvi ve muhteşem değildir.(2)
Batı sanatkarlarını kendisine hayran bırakan mezar taşlarından bir tanesi büyütülecek olsa, Avrupa kentlerinden birinin ortasına bir sanat abidesi olarak dikilebileceğine işaret eden birçok sanatkar ve ilim adamımız vardır.(3)Başka dinlere mensup milletlerin mezarlıklarında duyulan korku, ürperti ve sıkıntının yerini Türk kabristanlarında huzur, tefekkür ve tatlı hayallerin aldığını, yabancı ağızlardan bile duyabilmekteyiz.(4)Kültür ve sanat karşılaştırmasında Türk mezarlıklarının üstünlüğünü anlatan birçok batılı araştırmacıyı da görüyoruz.(5)

Mezar taşları, tarihimize ışık tutan hiçbir yerde ulaşamayacağımız bilgileri havi kaynak durumundadırlar. Bazı coğrafi isimler, mülki bölümler, devlet müesseseleri, meslek, sanat ve zanaatlarımız ile bunları icra edenler, alimler, şairler, devlet ricali ve kahramanlar için belki de sadece mezar taşlarını me’haz gösterebiliyoruz.(6) Tarihi şöhrete sahip zevatın akrabaları, evladı, ahfadı ve etrafı ile ilgili bilgilere mezar taşlarında rastlayabiliyoruz. Tıp ve tasavvuf tarihi alanlarında da istifade edilen mezar taşları etnografya ve müzeciliğin önemli bir konusu olan tarihi kıyafetler, serpuşlar ve kavuklar mezar taşlarında çok sağlıklı temsil edilmişlerdir. Başlıklar, sarıklar, fesler ve remizler kişinin sosyal sınıfına, vazifesine, mesleğine, sanatına ve tasavvufi meşrebine delalet ettiğinden, kıyafet tarihimiz ve müzeciliğimiz için belgesel değer taşıyan mezar taşları çağlar boyu süregelen değişiklikleri gözler önüne sererler.(7)

Türk dili ve edebiyatının en mühim kaynaklarından biri olan mezar taşı kitabeleri, nazım ve nesir ifadeleri ile, edebiyat tarihimizin ulaşılamamış hazinesi durumundadırlar. Mezar taşı kitabeleri döneminin dil ve ifade özelliklerini yansıtarak Türk dilinin tarihi seyrini takip edebilme imkanı verirler. Ölüm gibi insanların ziyadesi ile hissiyatını harekete geçiren bir hadise, mezar taşı kitabelerinde; ayet, hadis, vecize, atasözü, nesir, şiir, temenni ve dua olarak yankı bulmuş, Müslüman Türk ‘ün hislerine bu kitabeler tercüman olmuştur. Nazım olarak düzenlenmiş mezar taşı kitabelerinin bir çoğunda rastladığımız ebced hesabıyla tarih düşürme usulünün tam anlamıyla çözümlenmesi, bu kitabeler değerlendirilmeden yapıldığında eksik kalır.(8) Zira şairlerimiz ebced hususundaki kudretlerini en çok mezar taşı kitabelerinde sergilemişlerdir.

Hat sanatımızın tarihi tekamülünü en güzel izleyebildiğimiz ve sürekli açık bir sergi, bir açık hava müzesi durumundaki mezarlıklarımızda, en büyük sanatkarlarımızın imzalarını görebilmek mümkündür Osmanlılar yazıya ayrı bir önem verdikleri için Osmanlı mezar taşlarında kitabe ve hüsn-i hat ön plana çıkmıştır. Her mezar taşında da güzel yazıya rastlamayabilir. Celi sülüs ve celi talik dışındaki yazı çeşitlerini çok nadir gördüğümüz mezar taşı kitabelerinin sonuna imza koyma geleneği 18. asırla başlamıştır.(9) 19.yüzyıldan itibaren en nefis örneklerine rastladığımız celi yazılar, en meşhur hattatlarımız tarafından, Osmanlılar’ın son zamanlarına kadar mezar taşı kitabesi formunda da icra edilmiştir. Bütün kitabelerde olduğu gibi mezar taşına geçirilecek kitabe metni hattat tarafından siyah boyalı bir kağıda zırnık denen sarı renkli bir boya ile yazılır. Bu malzemeler tashih kolaylığı için tercih edilir. Bu asıl kalıbın altına bir kağıt yerleştirilerek harflerin etrafı sıkça iğnelenir ve alttaki kağıda ince ve sık noktalar halinde yazı geçirilmiş olur. Bu alt kalıp taş üstüne sabitlenir ve üzerinde kömür tozu gezdirilir. Taş üzerinde siyah noktalar halinde beliren yazıyı taş ustası çekiç ve çelik kalem yardımıyla zemini oyarak kabartma halinde ortaya çıkarır. Tabi ki hattatın eserinin en güzel şekilde taşa geçirilmesi hakkakın maharetine bağlıdır. Bu sebeple meşhur hattatların usta taşçıları şart koştukları bilinmektedir.(10)

Eski mezarlıklarımız Türk tezyinatının tedkikine yarayacak binlerce eserin bulunduğu özel mekanlarımızdır. Binbir çeşit motif ve çiçek uygulaması ile mezar taşlarında, tarihten günümüze Türk süsleme sanatı sergidedir.(11) Mezar taşları üzerindeki tezyinat muhtelif sanat devirlerine göre değişir. Bunların tarihlerine göre Türk süslemesinin üslupları ve zaman içindeki değişiklikleri ile alakalı malumat edinmek mümkündür.(12) Mezar taşları üzerindeki süslemeleri kronolojik olarak bir albüm çalışması ile tesbit etmek Türk bezemeciliğinin en doğru tarihini meydana getirmek demektir. Taş ustalarının en ince detaylarına kadar işlediği klasik motifler ve çiçekler Osmanlı sanatının avrupa etkisi ile bozulduğu dönemlerde barok ve ampir üslubundan etkilenmiştir. Son devrin vasıfsız ve kişiliksiz tezyinatı önceki sanatımızın durumunu acıklı bir şekilde yansıtır(13)

Mezar taşları yazıları tezyinatı ve şekilleri itibari ile Türk taş işçiliğinin en mühim şubelerindendir. Eski mezarlıklarımız Türk taşçılığının muhtelif sanat devirlerindeki değişim ve farklılıklarını en güzel şekilde yansıtan mekanlardır. Güzel bir mezar taşında hattat, nakkaş bazen şair ve mermer ustasının emeği bulunur. Bütün sanatların yansıtılması taş sanatkarının işidir. Taş ustasının çok hassas çalıştığı taşlar diğer sanatlar içinde kıymet eder. Her devirde mezar taşçılığı Türk mimari ekolleri ve üsluplarıyla paralellik arz eder.(14) Dönemin mimari eserleriyle mezar taşları arasında malzeme motifler ve yöresel detaylarda büyük benzerlikler vardır. Çeşitli sebeplerle heykel yapmayan Türk sanatkarı bütün maharetini mezar taşlarında ve bilhassa serpuşlarda göstermiştir. Mezar taşı ustası ile heykeltıraşın teknik ve estetik plandaki çalışmaları aynı gözükmektedir. Avrupa’da ancak 20. Asırdan itibaren düşünülen soyut heykel anlayışı ile benzerlikler gösteren mezar taşlarının(15) diğerinden en mühim farkı fonksiyonel olması ve türlü ince vazifeleri icra etmesidir.

Not:Bu yazının kaynağı olan "kaybolan medeniyetimiz" adlı muhteşem eser konusunda sanırım bir ilk hem içerik hem grafik, tasarım ,fotoğraf ve baskı kalitesi açısından tek kelime ile mükemmel bu konulara ilgi duyan herkesin kütüphanesinde bulundurmasını tavsiye ediyoruz
(Kaybolan Medeniyetimiz, Damla Yayınları, İsmail Gürkan Cd. No.6
34110 Cağaloğlu-İst. 0 212 5142828)


KAYNAK:

Uygulamalı Türk İslam Kütüphanesi ,Kaybolan Medeniyetimiz
Hüseyin Kutlu - Hekimoğlu Ali Paşa Camii Haziresi’ndeki Tarihi Mezar Taşları
1-Semavi Eyice, Mezarlıklarımız, Türk Yurdu, sayı:242, İstanbul, 1955, s.693.
2-Hikmet Turhan Dağlıoğlu, İstanbul Mezarları II, Yeni Türk Mecmuası, sayı:29, İstanbul,1935, s.1844
3-Çelik Gülersoy, İstanbul Tarihinin Mezar Taşları, Türkiye Turing Otomobil Kurumu Belleteni, sayı:49/328, İstanbul,1975, s.2
4-Bkz. Theophile Gautier, (Çev.:Nurullah Berk),Yabancı Gözüyle Türk Kabristanı, Türkiye Turing Otomobil Kurumu Belleteni, sayı:49/328, İstanbul,1975,s.16
5-Bkz. Semavi Eyice, a.g.m.,s.685-691
6-Enver Behnan Şapolyo, Türk Mezar Taşları, Önasya, sayı:57, İstanbul, 1970, s.10
7-M.Hüsrev Subaşı, Mezar Taşları Üzerine, Bülten, sayı:5,İstanbul,1994, s.11
8-bkz. Selahaddin Elker, Kitabelerde Ebced Hesabının Rolü, Vakıflar Dergisi,sayı:III,Ankara,1946,s.17-25
9-Uğur Derman, Mezar Kitabelerinde Yazı Sanatımız, Türkiye Turing Otomobil Kurumu Belleteni, İstanbul,1975,sayı:49/328,s.41
10-Uğur Derman, a.g.m., s.42
11-Muyin Memduh Tayanç, Türk Süsünde Çiçek, Tarih Hazinesi, İstanbul,1951,sayı:9,s.434-435
12-Celal Esat Arseven, Mezar Taşı, Sanat Ansiklopedisi, İstanbul,1983, c.III,s.1318
13-Mimar Hikmet, Mezar Taşları, Türk Yurdu, İstanbul,1928,sayı:197-3,s.50
14-bkz.Metin Haseki, Plastik Açıdan Türk Mezar Taşları, İstanbul 1977,s.41-47
15-Metin Haseki, a.g.e.,s.47-48