Arama


sweat_dream - avatarı
sweat_dream
Ziyaretçi
7 Nisan 2007       Mesaj #76
sweat_dream - avatarı
Ziyaretçi
hz.muhammede sormuşlar ya resulallah yazlar neden bu kadar sıcak kışlar soğuk?
hz.muhammed cvp..vermiş.. yazları cehennem ateşinin sıcağı artar öyle artarki biz bunu hissederiz..kışın ise bu ateş normal halini alır ve soğukları hissederiz..kaynak buhari,hadis....çok bilimsel bir açıklama gerçekten....

geniş olarak açıklamasına gelince şöyle gelişir;

Sicak siddetlendigi vakitte salat (i-Zuhru) serinlige birakiniz. Zira sicagin siddeti cehennemin kaynamasindandir. Nar (i-cehennem) Rabbine arz-i sekva etti: "Ya Rab, beni ben yiyorum (izin ver)" dedi. Allahu Teala da iki defa nefes almasina izin verdi. Nefesin birisi kisin, digeri yazin. En cok maruz oldugunuz sicak ile sizi en ziyade usuten zemherir (iste budur)."

Goruluyor ki hz. Muhammed'in soylemesine gore, mevsimlerin sicak ya da soguk oluslarinin nedeni, cehennimin "kaynamasindan" ve "nefes almasindan"dir; cehennemin kaynamasi siddetli sicaklara sebep olmaktadir. Ote yandan fazla kaynamaktan dolayi cehennem kendi kendini yemeye, kemirmeye baslar ve Tanri'ya sikayette bulunur: "Ya Rab" der, "Beni ben yiyorum!" Ve cehennemin bu sikayeti uzerine Tanri ona, iki kez nefes almasi icin izin verir, ki bu da sicak ve soguk mevsimleri olusturur! Evet, bu sözler, Buhari'nin Ebu Hureyre'den rivayet ettigi bir hadistir ki, Diyanet isleri Baskanligi'nin Sahih--i Buhari Tecrid-i Sarih Tercumesi adli yayinlarinin ikinci cildinin 476-7 sayfalarinda 321 sayili hadis olarak yer almistir.

Tanrı, sizi sallayıp çalkalamasın diye, yeryüzüne, yerleşik dağlar koydu..." (Nahl Suresi, ayet 15) depremler hesaba katılmamış mı yada depremlerin olabiliceği düşülmemiş mi?
Araf/7:54. Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir!

Hud/11:7. O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resûlüm!)(rabbimiz kime yemin ediyor olabilir?): "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kâfir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler.

Furkan/25: 59. Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden (ona hükmeden) Rahmân'dır. Bunu bir bilene sor...

şimdi konu ile ilgili başka ayetlere geçelim..


Fussilet/41:9. De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.
Fussilet/41:10. O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti. Fussilet/41:12. Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahyetti. Ve biz, yakın semâyı kandillerle donattık, bozulmaktan da koruduk. İşte bu, azîz, alîm Allah'ın takdiridir.


Hesap edelim: 2 gün(yer)+ 4(gıdaların oluşumu)+ 2(gökler)= 8 Gün (6 değil!..) rabbimiz bu hesap hatasını nasıl yapabilir?

mirasla ilgili açıklamalara gelelim..


Nisa/4:11. Allah size, çocuklariniz hakkinda, erkege, kadinin payinin iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadin iseler, ölünün biraktiginin üçte ikisi onlarindir. Eger yalniz bir kadinsa yarisi onundur. Ölenin çocugu varsa, ana-babasindan her birinin mirastan altida bir hissesi vardir. Eger çocugu yok da ana-babasi ona vâris olmuş ise, anasina üçte bir (düşer). Eger ölenin kardeşleri varsa, anasina altida bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacagi vasiyetten ve borçtan sonradir. Babalariniz ve ogullarinizdan hangisinin size, fayda bakimindan daha yakin oldugunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafindan konmuş farzlardir (paylardir). şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.
Nisa/4:12. Yapacaklari vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eger çocuklari yoksa, biraktiklarinin yarisi sizindir. Çocuklari varsa biraktiklarinin dörtte biri sizindir. Çocugunuz yoksa, sizin de, yapacaginiz vasiyetten ve borçtan sonra, biraktiginizin dörtte biri onlarindir (zevcelerinizindir). Çocugunuz varsa, biraktiginizin sekizde biri onlarindir. Eger bir erkek veya kadinin, anababasi ve çocuklari bulunmadigi halde (kelâle şeklinde) mali mirasçilara kalirsa ve bir erkek yahut bir kizkardeşi varsa, her birine altida bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktirlar. (Bu taksim) yapilacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara ugramaksizin (yapilacak)tir. Bunlar Allah'tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkiyle bilendir, halîmdir.
Nisa/4:176. Senden fetva isterler. De ki: "Allah, babasi ve çocugu olmayan kimsenin mirasi hakkindaki hükmü şöyle açikliyor: Eger çocugu olmayan bir kimse ölür de onun bir kizkardeşi bulunursa, biraktiginin yarisi bunundur. Kizkardeş ölüp çocugu olmazsa erkek kardeş de ona vâris olur. Kizkardeşler iki tane olursa (erkek kardeşlerinin) biraktiginin üçte ikisi onlarindir. Eger erkekli kadinli daha fazla kardeş mevcut ise erkegin hakki, iki kadin payi kadardir. şaşirmamaniz için Allah size açiklama yapiyor. Allah her şeyi bilmektedir.
Varsayalim ki, bir adam öldü ve geride üç kiz evlat, bir ana, bir baba ve eşini birakti.. Yukaridaki ayetlere göre miras paylaşimi şöyle olacaktir:
Üç kiz evlata mirasin 2/3'ü, ana ve babanin her birine 1/6, karisina 1/8 kalacaktir.
Bu durumda, matematik yapalim:
(2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8)= 27/24 = 1,125 bulunur! (1,0 olmasi gerekirdi!..) Yani, miras paylaşildigi zaman herbir mirasçinin aldiginin toplami, mirastan fazla çikmaktadir... rabbimiz böyle bir hatayı nasıl yapabilir?


Bir diger örnek verelim:
Bir adam ölür ve geride anası, karısı, ve iki kızkardeş kalır. Kuran'in yukarida verilen ilgili miras ayetlerine göre; ana'ya mirasin 1/3'ü, karisina mirasin 1/4 'ü, iki kızkardeşe de toplam 2/3'ü kalacaktir:
Hesap yapalim:
(1/3)+(1/4)+(2/3)= 15/12= 1,25 !.. Burada da, miras paylaşiliyor, paylar toplaninca, mirastan daha büyük, %25 daha büyük çikiyor!.. peki biz neye göre hesap yapıcaz sürekli yanlışlar var!!


Kuran'daki bazi ayetlerde Allah'in bir gününün kaç dünya yilina eşdeger oldugu konusunda da çelişkiler bulunmaktadir:
Hacc/22:47. (Resûlüm!) Onlar senden azabin çabuk gelmesini istiyorlar. Allah vâdinden asla dönmez. Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarinizdan bin yil gibidir.
Secde/32:5. Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yil tutan bir günde O'nun nezdine çikar.
Yukaridaki ayetlerde, Allah'in bir gününün, dünyanin 1.000 yilina denk oldugu söyleniyor.
Halbuki, aşagidaki ayette ise, Allah'in bir gününün, dünyanin 50.000 yilina denk oldugu ifade ediliyor: Mearic/70:4. Melekler ve Rûh (Cebrail), oraya, miktari (dünya senesi ile) ellibin yil olan bir günde yükselip çikar...Peki, bunlardan hangisi dogru? Bu birbiriyle çelişen ayetlere göre, Allah'in bir günü, dünyanin 1.000 yilina mi, 50.000 yilina mi eşdeger?

dünyanın yuvarlak olup olmadığı ve güneşin batma durumuna gelelim..


18/83. Sana Zulkarneyn'i sorarlar, "Onu size anlatacagim" de. 18/84. Dogrusu biz onu yeryuzune yerlestirmis ve her seyin yolunu ona ogretmistik. 18/85. O da bir yol tuttu. Kehf/18/86. Sonunda gunesin battigi yere ulasinca onu, kara balcikli bir suda batiyor gordu. Orada bir millete rastladi. "Zulkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin" dedik. 18/87-8. "Haksizlik yapana azap edecegiz, sonra Rabbine dondurulur, onu gorulmemis bir azaba ugratir; ama inanip yararli is isleyene, mukafat olarak guzel seyler vardir, ona buyrugumuzdan kolay olani soyleriz" dedi. 18/89. Sonra yine bir yol tuttu. Kehf/18/90. Sonunda gunesin dogdugu yere ulasinca, gunesi, kendilerini elbise, bina gibi seylerle ortmedigimiz bir millet uzerine doguyor buldu. Görülüyor ki, Kuran'a göre insan dünya üzerinde yürüyerek güneşin battığı yere ulaşabiliyor ve güneşin kara balçıklı bir suda battığını görüyor...dünyanın yuvarlak olduğu bilinse idi kişinin dönüp dolaşıp yola çıktığı noktaya geleceğini belirtilmezmiydi?

önce gök mü yaratıldı yoksa yer mi konusuna gelelim bakalım ne deniliyor ayetlerde..

Bakara suresi 29.cu ayette önce yerin yaratıldığını yazarken, Naziat suresi 27-32.ayetler arasında önce göğün yarattıldıktan sonra yerin yaratıldığı yazmakta..

Bakara 29. O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir.

Naziat 27-32: Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti, 28. Onu yükseltti, düzene koydu, 29. Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı. 30. Ondan sonra da yerküreyi döşedi, 31. Yerden suyunu ve otlağını çıkardı, 32. Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.

yıldızların yaratılması konusuna gelelim...


"Mulk/ 67/5. And olsun ki, yakin gogu kandillerle donattik, onlarla seytanlarin taslanmasini sagladik ve seytanlara cilgin alev azabini hazirladik."
"Saffat/ 37/6. suphesiz Biz, yakin gogu bir susle, yildizlarla susledik."
"37/7. Onu, inatci her turlu seytandan koruduk." "37/8-9. Onlar yuce alemi asla dinleyemezler. Her yonden kovularak atilirlar. Onlara surekli bir azap vardir...
görülüyorki yıldızların yaradılma amacı şeytanı kovalamak için ne kadar bilimsel ?

hristiyanlar yahudiler cennete gidicek mi? gelelim oraya...


Kuran'daki ayetlerden Bakara/2:62 ve Maide/5:69'a göre "evet", gidebilirler. Ama, yine Kuran ayetlerinden Maide/5:72 ve Aliimran/3:85'e göre ise "hayir", gidemezler diyor...


"Bakara/2/62. suphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, hiristiyanlar ve sabiilerden Allah'a ve ahiret gunune inanip yararli is yapanlarin ecirleri Rablerinin katindadir. Onlar icin artik korku yoktur. Onlar uzulmeyeceklerdir." Maide/5/69. Dogrusu inananlar, yahudiler, sabiiler ve hiristiyanlardan Allah'a ve ahiret gunune inanan, yararli is yapan kimselere korku yoktur, onlar uzulmeyeceklerdir."

"Aliimran/3/85. Kim islamiyet'ten baska bir dine yonelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir." gidiyorlar mı gitmiyorlar mı?

akraba evliliğine gelelim...

Ahzab 50. Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lazım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

açıkça görülüyorki Kur'an akraba evliliğine izin veriyor ne kadar bilimsel öyle değil mi?

bu ve bunun gibi bir çok ayet var birbirleriyle çelişen işte önemli olan bunları görebilmek anlamaya çalışabilmek korkmadan sorgulayabilmek ama cehennem ateşi bizleri korkutuyor...saplantılarımızdan korkularımızdan kurtulamıyoruz ben ALLAH yoktur demiyorum beni kesinlikle yanlış anlamayın şüphesiz bir yaratn var fakat kitabımızda bir problem var, kitap ap açık değiştirilmiş veya insan eliyle yazılmış şuan hiçbir orjinali olmayan kuran nasıl olurda yeryüzünde olmaz onun tek bir kelimesinin dahi değişmiyceği garanti altına alınmıştı bu konuyla ilgili de ayetler var fakat ne hikmettir ki bugün kuran'ın orjinali yok çünkü vakti zamanında yakıldı yok edildi eğer kelimesinin bile değişmeyeceğinin garantisi verilen kitap şuanda yok ise bunda büyük bir ibret vardır!!!!