Köhne İskelem
kimseler yok
sonsuzluk gibi ıssız
ve alabildigine uzuyor kumsal
sular çekilmiş
usul,usul çökmüş
akşamın o büyülü
hüzünlü saltanatı
var olmayan bir renk düşmüş
dalgaların uzak denizlerden
sürüyüp bıraktıgı
yosunlarin,
sedef kabukların,
çakılların üstüne
yüreğimi acıtıyor saydamlıkları
güneşin mercan renkli hüzmeleri
kumsala sermiş gökkuşağını
efsunlu bir mevlevi ayini dinler gibi
dinlemekteyim akşamı
bir köhne iskele var
kendini gizlemek ister gibi
gözlerden uzak
derme çatma
ne bir sandal
ne bir sal seçilmiyor yanında
terkedilmiş gibi ağlamaklı
sanki
kopup gitmek ister gibi kıyıdan
kararmış tahtaları
yosunlara sevdalı
bir kaç midyenin son duragı
henüz ürkek ve küçük
bir iki yengeç
bir kaç deniz yıldızı
toplanmışlardır eminim
bir ayağının altında
fısıldaşıyorlar belki
nasıl hayatta kalmalı
çıplak ayaklarım
kader çizgim gibi
izler bırakıyor ıslak kumlarda
zaman bu izleri saklamalı
o kimsesiz
o yalnız iskeleye yürürken
sanki
yüzünü hiç görmedigim bir sevgili
sanki
o çok ayrı kalınmış
çok özlenilmiş
hiç unutulmamış bir sevda gibi
beni beklediğini düşünüyorum
yıllar yılı
kararmış
ıslak tahtaların
serinliği karşılıyor çıplak ayaklarımı
tuzlar
uzun bir şiir yazmış
bir uçtan bir uca
sevdaya ve
beklemeye dair
büsbütün inmeden gece
bu şiiri okumalı
ve hare hare haritalar çizmişler
hangisinde acaba yüreğimin ülkesi
rotam hangisi olmalı
en uca gelince
yavaşça oturup
ilişiyorum son tahtasına
bileklerime sarılıyor
temmuz güneşini
yüreğinde saklayan küçük dalgacıklar
işte karşılanmak dediğin
böyle olmalı
nasıl müşfik
nasıl sevgi dolu
ve nasıl vefalılar
işte aşk böyle olmalı
sonra yine dönüyorum kendime
içim acıyor
o bildik korku geliyor yine
ve duyuyorum içimde o tek mısramı
"ürperti verir ruhuma,ıssızlığı sevdalarımın"
bunca acı mıydı
hasretin tadı
evet
içim ürperiyor
yosunlu suların çağrısı
bir sevdayı getiriyor ötelerden
sarılıyor dizlerime
af diliyor
saçlarını okşuyorum
bir yemin düşüyor sulara
halka halka büyüyor yansıması
nasıl inanmak istiyorum nasıl
inanmalı mı
çekiliyor iskeleden ve kumsaldan
akşamın son ışıkları
gölgem de yok artık
sesim yok
isyanım yok
şikayetim yok kimseden yana
söyleyecek hiç bir şeyim kalmadı
uzanıyorum köhne iskelemin
sevda ıslağı tahtalarına
örtüyorum üstüme
yalnızlığımı
ceyda görk