Arama


vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
11 Nisan 2007       Mesaj #222
vain - avatarı
Ziyaretçi
Microsoft Amerika MVP ödülü ABH’den Yeliz Korkmaz’a
Anadolu Bilişim Hizmetleri (ABH) çalışanlarından Yeliz Korkmaz, Amerika Microsoft’un 11 yıldır düzenli olarak başarılı çalışanlara verdiği MVP ödülünü aldı.

1999’dan beri bilişim sektöründe görev yapan Korkmaz, 2003 yılından bu yana Anadolu Bilişim Hizmetleri’nin İş Sistemleri Müdürlüğü Departmanı’nda çalışmakta. Korkmaz’ın ERP, CRM ve BI projelerinin gerçekleştirilmesi ve sonrasındaki destek faaliyetleri üzerine başarılı çalışmaları halen devam etmekte.

MVP (Most Valuable Professional) Hakkında

Microsoft teknoloji ve uygulamalarındaki uzmanlığı simgeliyor. MVP’ler uzmanlaştıkları alanlarda diğer Microsoft kullanıcılarına destek ve yardım sağlayabiliyor. Most Valuable Professional unvanı, Microsoft ürün ve teknolojileri hakkında uzman görüşlerini paylaşma, paylaşım platformlarına katılma ve sorunlara yüksek kalitede cevaplar verebilme yeteneğine göre veriliyor. Bu program 11 yıldan uzun süredir devam etmekte olup 81 ülkeden 3000’kadar MVP ile temsil ediliyor.


TÜRKİYE'NİN YENİ GÖZDESİ YARI İLETKEN TEKNOLOJİ
ürkiye, geleceğin en önemli teknoloji leri arasında gösterilen "yarı iletken" teknoloji sinde geldiği aşamayla göz dolduruyo r.

Dedektör, lazer, gaz analiz sensörleri, termal kameralar, gece görüş sistemler i gibi hassas cihazların yapımında ihtiyaç duyulan yarı iletken malzemele r, Gazi Üniversitesi (GÜ) bünyesindeki "Yarı İletken Teknoloji si İleri Araştırma Laboratuv arında üretiliyor.

Üniversitede 3 yıl önce faaliyete geçen laboratuv ar, özellikle
nanotekno lojide kullanılan malzemele rin üretilmesi konusunda Türkiye’yi benzer laboratuv ar örneklerinde ön sıraya taşıdı.

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) desteğiyle kurulan laboratuv ar, dedektör, lazer, gaz analiz sensörleri, termal kameralar, gece görüş sistemler i gibi cihazların yapımında kullanılan yarı iletken malzemele rin üretilmesi konusunda Türkiye’nin kendine yeten bir ülke olması için başladığı 3 yıllık çalışma sonucunda hedeflediği noktaya ulaştı. Böylece Türkiye, bilim ve teknoloji deki
strateji hedefleri arasında yer alan yarı iletken nano yapıların geliştirilme hedefleri ni beklentil erden daha önce yakaladı.

Laboratuv ardaki teknik donanımın dünyadaki benzerler inden hiçbir farkının olmaması, bu alanda çalışan beyinleri n yurt dışına göçünü engellerk en, ilgili alanda lisans üstü eğitim için de yurt dışına öğrenci gönderme ihtiyacını önemli ölçüde azalttı.

Ortak projeler

GÜ Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Özçelik, Türkiye’nin bilim ve teknoloji deki önceliklerinde yarı iletken teknoloji si ile nanotekno lojinin ilk sıralarda yer aldığını söyledi.

Özçelik, laboratuv arın 2001 yılında sivil ve askeri amaçlar için
geliştirilecek elektro-optik cihazların temel malzemesi olan yarı iletken malzemele rin epitaksiy el olarak üretilmesi ve bu alanda yetenekli araştırmacıların yetiştirilmesi amacıyla DPT desteğiyle kurulduğunu belirtti.

Laboratuv arlarında yıllar boyu oluşan birikimle rle çeşitli algılama
sistemler inin geliştirildiğini kaydeden Özçelik, savunma sanayiini n ihtiyaçlarına yönelik Bilkent Üniversitesi Nanotekno loji Araştırma Merkezi, ODTÜ ve ASELSAN birliktel iği ile yürütülen projelerd e de yer aldıklarını kaydetti.

Cep telefonla rından trafik lambalarına

Yarı iletken malzemele rin savunma sistemler inden, cep telefonun a, uydu sistemler inden, bilgisaya r teknoloji sine kadar pek çok uygulama alanı olduğuna dikkati çeken Özçelik, "Yarı iletken teknoloji si bugün olduğu gibi geleceğin de en önemli teknoloji lerinden biri. Otomobill erin panel aydınlatmaları, cep
telefonla rındaki aydınlatma, trafik ışıkları gibi aydınlatma ve işaretleme artık yarı iletken diyotlarl a sağlanıyor" diye konuştu.

Yarı iletken algılama sistemler inin yangınlarda gaz analizind e, sağlıkta hızlı ve doğru sıcaklık ölçümlerinde, vücut sıvısı analizler inde ve çeşitli hastalıkların teşhisinde kullanıldığını belirten Özçelik, "Teknoloji, askeri alanda da hedef belirleme ve gece görüş sistemler i gibi pek çok yerde uygulama alanı bulmaktadır" dedi.

Yarı iletken dedektör teknoloji sinden sivil alanların yanı sıra savunma, havacılık ve uzay teknoloji sinin ve bağımsız savunma sistemler inin gelişmesine katkısının büyük olduğunu anlatan Özçelik, Türkiye’de bu alanda yapılan sınırlı sayıdaki araştırma ve üretim faaliyetl erinin artırılmasının yapılacak ve desteklen ecek Ar-Ge çalışmalarına bağlı olduğunu söyledi.

Hedef: Milli Teknoloji


Yarı iletken ileri araştırma laboratuv arlarında son teknoloji ile üretilen malzemele rin son üç yıldır yapılan çalışmalar neticesin de dedektör, lazer algılama ve görüntüleme sistemler inde kullanılır hale geldiğini ifade eden Özçelik, "Laboratuv ar, hem yarı iletken malzemeyi yüksek kalitede üretebilecek hem de onun her türlü analizini yapabilec ek alt yapıya sahip. Bu yönüyle Türkiye’nin en bütünleşik laboratuv arlarından biri.Türkiye, yarı iletken malzemele r teknoloji sinde kendine yeten bir ülke olma yolunda hızla ilerliyor" diye konuştu.

Hazırladıkları yeni bir proje hakkında da bilgiler veren Özçelik, şunları kaydetti: "Hedefimiz yarı iletken lazer ve dedektör cihaz prototipl erinin geliştirilmesi. Bu tür projelerl e ilgili alanda milli teknoloji mizin geliştirilmesine katkı sağlanmakta, dışa bağımlılığımızı azaltabil ecek adımlar atılmakta ve bu alanda özgüven kazanılmasına katkı sağlanabilmektedir."

Laboratuv ar bütün araştırmacılara açık

İleri teknoloji lerin sermayede n çok nitelikli insan gücü gerektird iğine dikkati çeken Özçelik, yarı iletken teknoloji sinde 15 öğretim üyesinin rehberliğinde çok sayıda yüksek lisans ve doktora öğrencisini yetiştirdiklerini anlattı. Özçelik, şunları kaydetti: "Araştırmacı ve akademisy en yetiştirmenin yanı sıra sektörlerin Ar-Ge birimleri nin de ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlamaktayız.

Bu ve benzeri merkezler sayesinde yarı iletken teknoloji leri alanında lisansüstü öğrenci yetiştirmek amacıyla yurt dışına öğrenci gönderme ihtiyacı da azalacaktır.

Yarı iletken teknoloji si alanında kendisini yetiştirmek isteyen üniversite mezunlarının genç fizikçi ve elektroni k mühendislerinin yüksek lisans ve doktorala rını birimimiz de yapmaları mümkündür.

Laboratuv ar, yurt dışında bu alanda çalışan ancak yeterli alt yapı
olmadığından Türkiye’ye dönemeyen bilim insanlarının da çalışabileceği bir kapı olmuştur. Bu rolü ile bu teknoloji k merkez, beyin göçünü tersine çevirme yönünde katkı sağlamaktadır."

Alt yapısı yeterli olmayan üniversitelerin bilim insanlarının da
laboratuv arlarından yararlandığını kaydeden Özçelik, bütün araştırmacıları laboratuv ardan yararlanm aya davet etti.
jelibonej8

KÖPEKLERİN BOYUNU GENLER BELİRLİYOR
Amerikalı genetikçiler, köpek cinslerin in boylarını tek bir gendeki değişikliğin belirlediğini tespit ederek, buluşlarının morfoloji k özelliklerin ve insanlard a kanser gibi hastalıkların genetik mekaniğini anlamaya yardımcı olabileceğini belirttil er.

Araştırmalarında öncelikle ağırlıkları 11 ila 34 kilo arasında değişen Portekiz su köpeklerini inceleyen bilim insanları, tüm bu cinsin DNA’larını karşılaştırarak, ayrıca küçük ve büyük cinsler arasındaki değişikliğin nedeni olan köpek gen bölgesini tanımlayarak, köpek boylarının bu kadar çeşitli olmasının sebebinin "IGF1" genindeki değişim olduğunu tespit ettiler.

IGF1’in büyüme hormonunu n üretimindeki etkisini belirleye n genetikçiler, bu gendeki bir eksikliğin küçük türlerin sorumlusu olduğunu ortaya çıkardılar.

Ön araştırmalarının ardından aralarında çihuahua, pekin, kaniş,
Saint-Bernard, danua gibi 143 ayrı ırka ait 3 bin 241 köpeğin genetik analizini yapan bilim insanları, 9 kilonun altındaki tüm köpeklerde bu gendeki değişimin aynı olduğunu tespit ettiler.

Utah Üniversitesi’nde yapılan ve sonuçları bugünkü Science dergisind e yayınlanan araştırmada, küçük köpek cinslerin de tek bir genin mutasyona uğradığını görmenin önemli olduğu belirtild i.

Amerikalı bilim insanları, genlerin köpeklerin boylarını kontrol ettiğini anlamanın, insanlard a boyun genetik olarak programla ndığı anlayışına katkısının yanı sıra, kanser gibi hastalıkların mekanizma sını öğrenmekte yardımcı olabileceğini belirtere k, IGF1 geninin prostat kanseri ile bağlantısına işaret
ettiler.


IBM DEN SÜPER HIZLI YONGA...
Prototipi üretilen yeni yonga seti ile 160 Gigabitli k verinin taşınması sadece 1 saniye zaman alıyor

ibmwo4kd4



IBM önceki gün yaptığı açıklamada, ürettiği yeni optik yonga setini duyurdu. Bunda ne var diyebilir siniz. Ama bu set saniyede 160 Gigabit'lik veri transferi ni mümkün kılıyor. Bunun anlamı da HD formatındaki videoların bir saniyede aktarılabilecek olması gerçeğini taşıyor.

Prototip olarak üretilen donanıma "optik alıcı-verici" (optical transceiv er) deniliyor . Perşembe günü Californi a'da düzenlenecek olan konferans ta tanıtımı yapılacak olan sistemde yonga seti, günümüzün bilgisaya r bileşenlerine oranla 8 kat daha hızlı çalışıyor.

Ne farkı var?

Veriler ışık darbeleri yardımıyla plastik tüplerden geçiriliyor. Günümüz teknoloji sinde ise bu işlem elektronl arın bakır kablolard an geçmesiyle sağlanıyordu. Böylece şu an için bize inanılmaz gelen hızlara ulaşmak da mümkün kılınıyor.

Dahası da var. Şimdikine oranla sekiz kat daha hızlı olmasına rağmen, çok daha düşük enerji tüketimi ve daha az ısınma da sağlanmış durumda.

Ne zaman kullanacağız?

Bakır kabloların tamamen kalkması şu aşamada imkansız olarak görülüyor. Bu nedenle yeni kart mimariler i üretmek için IBM'nin donanım üreticileriyle ortak çalışmaya başlaması gerekiyor . Böylelikle hem ufak düzenlemelere gidilip son kullanıcıların maksimum derecede faydalana bileceği ürünler ortaya çıkacak, hem de ihtiyaçlar doğru bir şekilde belirlene bilecek.

IBM bu teknoloji nin şimdi de üretilip satılabileceğini söylüyor. Ancak fiyatların 500-600$ seviyeler inde olacağını da hemen ekliyor. Fiyatların aşağı çekilmesi ve az önce bahsettiğimiz sürecin işleyip sistemler in evlerimiz e kadar ulaşması için öngörülen süre ise 4 veya 5 yıl


ads305zvh2
Son düzenleyen vain; 11 Nisan 2007 10:44 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi