Arama

Edirne - Tek Mesaj #2

bergstockholm - avatarı
bergstockholm
Ziyaretçi
11 Nisan 2007       Mesaj #2
bergstockholm - avatarı
Ziyaretçi

Edirne


Marmara Bölgesi’nin Trakya kesiminde il ve il merkezi kent.

Yüzölçümü 6.276 km2 olan Edirne ili doğuda Kırklareli ve Tekirdağ, güneydoğuda Çanakkale illeri, güney ve güneybatıda Ege Denizi, batıda Yunanistan, kuzeyde de Bulgaristan ile çevrilidir.
Ad:  edirne2.JPG
Gösterim: 625
Boyut:  54.5 KB

Doğal yapı.


Edirne ili, bir bölümü Bulgaristan ve Yunanistan topraklarında kalan Meriç Havzasında yer alır. Yüzey şekilleri genellikle geniş düzlükler ve basık tepelerden oluşur. Kuzey, kuzeydoğu, güney ve güneydoğu kesimleri alçak dağ ve platolarla kaplıdır; bu iki dağlık bölge arasında akarsularla parçalanmış, az eğimli ve engebeli bir alan uzanır. Istranca (Yıldız) Dağlarının engebelendirdiği kuzey ve kuzeydoğu kesimindeki dağlık alan, batıya ve güneye doğru gidildikçe alçalarak plato görünümü alır, ilin güney ve güneydoğu kesimlerini Koru Dağının batı uzantıları engebelendirir. Kıyıya koşut olarak uzanan bu dağların Saros Körfezine bakan yamaçları diktir.

Enez’in doğusundaki Hisarlı (Hisarlık) Dağının yüksekliği 385 m’dir. Edirne’nin en önemli akarsuyu, Bulgaristan-Yunanistan-Türkiye sınırlarının kesiştiği noktada il topraklarına giren Meriç Irmağıdır. Meriç, genellikle güneye doğru akarak Yunanistan ile doğal sınır oluşturur. Genişliği 130-300 m arasında değişen ve çağıltılı bir akışı olan Meriç, ilkbahar ve sonbahar aylarında taşar. Kıyısı boyunca taşkınları önlemek için yapılmış birçok şedde vardır. Gene Bulgaristan’dan doğan Arda Irmağı, Yunanistan’ı geçip Edirne sınırları içinde Meriç’e katılır. Meriç’in önemli kollarından biri olan ve Balkan Dağlarından doğan Tunca’nm il sınırları içindeki uzunluğu 32 km’dir. Büyük akarsulardan biri de, il topraklarının önemli bir bölümünü sulayan Ergene Irmağıdır. Bunlardan başka birçok çay ve dere de vardır. Enez yöresindeki küçüklü büyüklü birçok gölün en önemlisi Gala Gölüdür. Sulama ve taşkın önleme amaçlı Altınyazı ve Süloğlu barajlarının ardında da iki yapay göl oluşmuştur.

İl topraklarının büyük bölümü ovalarla kaplıdır. Bunların en önemlileri, Meriç Vadisinde Kapıkule ile Edirne arasındaki Ka- zanova ve Enez’e kadar uzanan İpsala Ovasıdır. Bu ovaların hepsi alüvyonlu ve çok verimli topraklarla örtülüdür. Ekonomi. Edirne’nin ekonomisi tarım ağırlıklıdır. Bununla birlikte ilin Avrupa’yı İstanbul ve Ortadoğu’ya bağlayan yol üzerinde olması, tarım dışı etkinliklerin de gelişmesini sağlamıştır. 1969-77 arasında kalkınmada öncelikli iller kapsamına alınması nedeniyle sanayileşmesi özellikle 1970 sonrasında hız kazanmıştır.

Yüzyıllardan beri önemli bir tarım alanı olan Edirne, 19. yüzyıl sonlarında İstanbul’un tahıl ambarı ve mandırasıydı. Balkanlarda ve Trakya’da, Cumhuriyet’in kuruluşuna değin süren savaşlar ve karışıklıklar, Edirne’nin sosyoekonomik yapısını doğrudan etkileyen büyük ölçekli nüfus hareketlerine yol açtı. Lozan Antlaşması sonrasında Doğu Trakya’nın Bulgar ve Rum halkı kuzeye ve batıya göç ederken, Batı Trakya ile Balkanlar’ın bir bölüm Müslüman ve Türk halkı da doğuya göç etti. Göçler ve nüfus değişimi II. Dünya Savaşı sonrasına değin sürdü. Göçlerden önce bağcılık, şarapçılık, ipekböcekçiliği gibi işler Rumların elindeydi. Göç sonrasında bu etkinlikler yok olurken, yöreye yerleştirilen yeni nüfusla birlikte tütün ve ayçiçeği tarımına geçildi. Cumhuriyet sonrasında canlanmaya başlayan Edirne tarımı, 1950’lerde traktörün yaygınlaşmasıyla yapısal bir değişim yaşadı. Çayır ve otlakların büyük ölçüde ekime açılması, ilin geleneksel etkinliklerinden olan hayvancılık ve mandıracılığın gerilemesine yol açtı.

Günümüzde il tarımında ağırlık bitkisel üretimdedir. Geniş ve verimli düzlüklerin büyük bölümünde buğday ve ayçiçeği ekilir. Edirne’nin Türkiye toplam ayçiçeği üretimindeki payı yaklaşık yüzde 21’dir (1989). Kolza ve ayçiçeği alımı, işlenmesi ve pazarlanmasıyla uğraşan ve merkezi Edirne’de bulunan Trakya Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’nin (Trakya Birlik) üye sayısı 110 bini geçer. Türkiye toplam pirinç üretiminin yaklaşık yüzde 39’u (1989) Edirne’de yapılır. Şeker pancarı, fasulye, arpa, mısır, üzüm, domates, yem bitkileri ve karpuz üretimi de önem taşır. İl tarımında kullanılan traktör sayısı 1989’da 20.888’di.

İlin kuzeyindeki engebeli alanlarda koyun, kıl keçisi, öteki kesimlerde de sığır beslenir. Başlıca hayvansal ürünler süt, beyazpeynir, kaşarpeyniri, deri ve baldır. Geleneksel uğraşlardan biri olan ipekböcekçiliği sürdürülmektedir. İl sanayisi gıda ve dokuma dallarında yoğunlaşmıştır. Süt ürünleri, çeltik, un ve unlu ürünler, yem, bitkisel yağ, pamuk ipliği, sentetik iplik, dokuma, hazır giyim ve sıhhi tesisat fabrikaları ilin başlıca sanayi tesisleridir. Modern teknoloji kullanan büyük ölçekli fabrikalardan oluşan sanayi kuruluşlarının büyük bölümü Edirne kentinde toplanmıştır.

Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan önemli demir ve kara yolları il topraklarından geçer. Bu yolların üzerindeki yerleşmeler aynı zamanda önemli birer konaklama ve ticaret merkezidir. Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan karayollarından biri İpsala sınır kapısında Yunanistan’a, öbürü de Kapıkule sınır kapısından Bulgaristan’a geçer. Bunlardan başka Eskiköy ve Pazarkule sınır kapıları da vardır. İl topraklarındaki linyit yataklarının rezervi 100 milyon tonu aşar, ildeki başlıca mesire yerleri Söğütlük ve Koru Dağı orman içi dinlenme yerleridir.
Ad:  Edirne6.jpg
Gösterim: 586
Boyut:  47.8 KB

Tarih.


Edirne yöresinde yapılan araştırmalarda elde edilen buluntular yörenin tarihinin Kalkolitik Çağa (İÖ 5500-3500) değin indiğini göstermektedir. İÖ 120’lerde Trakya’daki Trak kabilelerinden Bette- gerriler ve ardından Odrysler, yerleştikleri bu yörenin de içinde yer aldığı Trakya İÖ 513’te I. Dareios (Büyük) tarafından Pers topraklarına katıldı. Odrysler, Pers egemenliğinin yıkılmasından sonra İÖ 5. yüzyıl ortalarında büyük ve güçlü bir devlet kurdular. İÖ 4. yüzyılda bu devletin yıkılmasıyla, II. Philippos’un Makedonya Krallığı’na bağladığı yöre, İÖ 3. yüzyıl sonlarında Kelt akınlarına uğradı. İÖ 168’de Roma egemenliğine girdi ve İmparator Claudius döneminde, Trakya Eyaleti’ne bağlandı. İS 123-124’te yöreye gelen İmparator Hadrianus, stratejik önemi nedeniyle buradaki, Odryslerin yaşadığı kasabayı kente dönüştürdü ve adını Hadrianopolis olarak değiştirdi. Roma dönemindeki Got ve Hun, Bizans dönemi boyunca süren Hun, Avar, Peçenek ve Bulgar saldırılarına uğrayan yöre haçlı seferleri sırasında bir süre Latinlerin elinde kaldıktan sonra yeniden Bizans yönetimine giren bu topraklar Lala Şahin Paşa komutasındaki kuvvetlerin Bizans ordusunu 1361’de Sazlıdere’de yenmesi üzerine OsmanlIların eline geçti.

Edirne, 1828-29 ve 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşları sırasında iki kez Rus işgaline uğradı. 1912’de Bulgar işgali altına girdi. Londra Antlaşmasıyla (1913) Bulgaristan’a bırakıldıysa da, birkaç ay sonra Osmanlılarca geri alındı. 22-25 Temmuz 1920’de bu kez Yunanlılarca işgal edildi. (Bazı kaynaklarda 22 Temmuz - 25 Temmuz arasında değişiklik göstermektedir) İşgal, Mudanya Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra 25 Kasım 1922’de son buldu. Karaağaç yöresi de 15 Eylül 1923’te Türkiye topraklarına katıldı.

Kentin yapısı. İmparator Hadrianus’un İS 124’te kent statüsü tanıdığı Hadrianopolis başlangıçta küçük bir kasabaydı. Daha sonra konumu nedeniyle önem kazanıp gelişen kent, Bizans döneminden kalma bazı kaynaklarda Adrianopolis adıyla geçer. 1361’den sonra Osmanlılar kenti Edrinus, Endiriye, Edrinebolu, Edrune ve Edrine adlarıyla andı. 16. yüzyıldan sonraki OsmanlI kaynaklarında genellikle Edirne olarak geçen kent 1365’ten Konstantinopolis’in (İstanbul) alınmasına değin başkentti.

I. Bayezid, Balkanlar’ı ele geçirmek için düzenlediği seferlerde kenti üs olarak kullandı. I. Bayezid’in Ankara Savaşı’nda (1402) yenilmesinden sonra oğullarından Süleyman Çelebi Edirne’ye getirilerek tahta çıkarıldı. Bir süre kardeşler arasındaki taht savaşlarına sahne olan Edirne, 1410’da Musa Çelebi’nin, 1413’te ise Osmanlı birliğini yeniden kuran I. Mehmed’in (Çelebi) eline geçti.

İl merkezi Edirne, Trakya’nın İstanbul’ dan sonra ikinci büyük kentidir. En parlak dönemini OsmanlIlara başkentlik yaptığı dönemde yaşadı. Daha sonra savaşların yol açtığı yıkımlar nedeniyle nüfus yitirdi ve ekonomisi büyük ölçüde sarsıldı. Cumhuriyet döneminde de yavaş bir gelişme gösterdi. Bir sınır kenti olması nedeniyle, uzun süre burada herhangi bir yatırım yapılmadı. II. Dünya Savaşı sırasında askeri birliklerin doğuya çekilmesi halkın da kenti boşaltmasına yol açtı. 19. yüzyıl ortalarında kent nüfusu 100 binin üzerindeyken, 20. yüzyıl başında 87 bine, 1950’lerde ise 40 binin altına düştü ve kentin yayıldığı alan da daraldı.

II. Dünya Savaşı’nı izleyen dönemde, askeri birlikler geri dönünce Edirne canlanmaya başladı. Arap- İsrail savaşları nedeniyle Süveyş Kanalı’nm deniz ulaşımına kapanması ve karayolu ulaşımının önem kazanmasıyla, Avrupa ile Ortadoğu ülkeleri arasındaki ulaşımın ağırlığı Edirne’den geçen karayoluna kaydı. Ayrıca yurtdışında çalışan işçilerin Türkiye’ye geliş gidişte genellikle Edirne’nin Kapıkule sınır kapısını kullanmaları ticareti canlandırdı ve konaklama tesislerinin gelişmesine yol açtı. 1970’lerde sanayiye uygulanan destekler, arsa fiyatlarının ucuzluğu ve ulaşım olanaklarının elverişliliği, Edirne’yi, dışarıya taşmaya başlayan İstanbul sanayisi için çekici bir alan durumuna getirdi. 1970’lerin özellikle ikinci yarısında kentte birçok fabrika kuruldu. 1980’lerde, bazı tüketim maddelerinin ucuzluğu nedeniyle alışveriş etmeye gelen Yunanlıların da ilgisini çekmesiyle canlı bir ticaret merkezi görünümü kazandı. Her yıl Sarayiçi yöresinde düzenlenen Kırkpınar Güreşleri’nin yapıldığı günler Edirne kenti renkli bir görünüm kazanır.

Kentteki yükseköğretim kurumu bazı birimleri Tekirdağ, Çanakkale, Kırklareli illerinde bulunan Trakya Üniversitesidir. Kente ve çevresine hizmet veren başlıca sağlık kurumlan Devlet, SSK, Trakya Üniversitesi hastaneleri ve bir özel hastanedir. Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan demir ve kara yollan üzerinde bulunan Edirne’nin demiryolu istasyonu Ayşekadın’dadır. Edirne karayoluyla İstanbul’a 227 km, Ankara’ya da 681 km uzaklıktadır.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 21 Temmuz 2016 00:17