Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
11:22, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cumartesi, 13 Aralık 2025 - 11:22
Arama
MaviKaranlık Forum
Sahipsiz Mektup'lar
-
Tek Mesaj #350
Nephthys
Ziyaretçi
13 Nisan 2007
Mesaj
#350
Ziyaretçi
Mahzenden Sevgiliye Mektup 6
*Adamın Paronayak Adımları*
Yine akşamın kalbinde ilerliyor adımlarım.
Kendimden kendime kaçan paranoyak adımlar…
Sırtında cinnetler ve cennetler taşıyan çağ sürgünü adımlar…
Kendi kalbimin ve kanayan beynimin adımları…
Ve tamamen zamanın ve mekanın dışındaki bir aşkın, bitik ve yitik şairi bir adamın hıçkırıkları…
Kentin az ağaçlı, bol insancıklı bulvarlarında yankılanan, karşılığını bulmamış, bulamamış serseri çığlıkların sahibi, sahipsiz bir adamın kıvranışları akmakta kafatasımın kırık aralıklarından…
Her şeyden öte, senin erguvan rengi varlığına bürünmüş, varlığına susamış uysal bir adamın adımlarıyla adımlamaktayım içimdeki adamın içinde…
Sevgili şu dem göz yaşlarımın traverten güzelliğindeki asaletine yaslanmış olarak yaşatıyorum ruhuma en asil yasları…Ela gözlerinin hasretini, minik ellerinin kıvrımlarını, dolgun dudaklarının reddiyelerini, kirpiklerinin delici gizemini ve tabi ki seni sen kılan umarsızlığını dolduruyorum varlığımın kara ölüm ormanlarına…
Sen kokuyorum yani…
Sen oluyorum…
Yine antik yalnızlıklar düşüyor bahtıma bu kentin, bu geceye yüz tutan saatlerinde…
Yine birazdan koridorlar açılacak içimde, ben oradan ateş ülkesine kapılar açıp, köprüler kuracağım…
Darağaçlarında sallandıracağım göz bebeklerimi…
Kulaklarımı ve dilimi linç ettireceğim kalabalık meydanların münzevi yalnızlığında…
Kendimi aşkın başkentine salacağım, senin kirpiklerinin deltasında saklayacağım,…
Yani yok olacağım…
Yani solacağım,
Yani ateşlerle dolacağım…
Ve yine kimse bilmeyecek benim neden siyahlar giydiğimi, neden soylu bir duruşla sorgusuz ve soysuzca ağladığımı…
Kimse bilmeyecek ağzımdan kızıl kanların neden aktığını…
Kendimin ellerinden tutacağım yine, bana acıyan kentsoylu varsıl bakışlar üzerime üzerime yürüdüğünde…
Yine sen geleceksin dilimin ucuna…adının kurtuluş olduğunu bilsem de kalbimi bilinmezliğe adayacağım yine…
Susacağım…
Adın gibi, adam gibi susacağım…
Kasırgalarla, depremlerle, volkanlarla konuşacağım…
Ve taşlar,
Ve tüfekler,
Ve tanklar yönelecek üzerime…
Pankartlar açılacak, sloganlar atılacak sonra…
Öfkelerin sinesinde, nefretler rüzgar halinde değecek ateşten tenime…
Yanacağım belki…
Belki yakacağım…
Ama ey sevgili, kararmış dudaklarımdan adın değil, aşkın dökülecek…
Ve görecek herkes kızılın en yoğununu, susacaklar..
Ben ölümümle konuşacağım çünkü…
Çünkü benim ölümüm bir yeniden doğuştur.
Ben aşkınla ölüp, adınla yeniden dirileceğim…
Necdet Karasevda
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 11:22
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...