yağmurla anımsamak seni
Gök gürültüyle haykırmaktadır şu saatlerde
Ve yazasm gelmiştir sana yağmurda yürüdüğümüz günler içinden
Uzunca bir sessizlikten sonra böyle mi başlayacaktık
Yazmak için gökle mi konuşmak gerekti
Ya da bir icazet makamımıydı ki yaz deyiverdi bana
Başörtünün alnına yapıştığı günde ki yağmurlar olsa gerek bunlar
Zaten halimden ancak böylesi anlar..
Ben sustukça gök gürledi ve yaz dedi..
Bende başladım içimden gelenleriyle yazmaya yukarıdakiler ile beraber..
Ancak 5 dakikadır ses vermese de gök
Kızmadığını bilmenin verdiği rahatlıkla yazıyorum sevdiğime.
Bilirim ki susmayacak olan başkadır
Hep yaşamaya hasret aşktadır
Şimdi sahilde ki kedi üşüyor mudur acep
Bulabilmiş midir kendine bir sıcak taş arası
Gerçi unutmuştur çoktan yüzlerimizi
Epey zaman olmuş onunla görüşmeyeli
Nedir bu bizimki diye her akşam sorduğumda kendime
Bir günü beklemek olsa diyor bir ses ciğerime
Sabırla taşla da inatlaşmış olsam o çoktan çatladı
Ve ardında nice başka taşlar ağladı
O gerçekten kaybetmiş miydi?
Yoksa aslında kaybeden zaferin aslı mı idi
Söz vermenin değerini tutmaktan önce bilmektir yaşamak
Sonra fayda vermiyor zorla yara kaşımak
Hep kanayan tende değil kimi zaman yürekte
Ama sorun sende değil sana olan hasrette
Birine her gün cahil söyle o atide cahil olur
Sevdaları gizleyene sanma sevda mecnun olur
Gurur edip inmeyene
Gökten yağmur inmez imiş
Aşkı sade dinleyene
Sevdalılar garip dermiş
Yazmamla kesildi göklerin haykırışı
Ama henüz göndermedim bu sancılı sırdaşı
Sokaklarda yürür iken
Arkandan görmeye seni
Sakın yüzün dönmeyesin
Gözlerim özler seni
Gördükçe artan ile
Görmedikçe azalan
Düşman değiller artık
……….
Şair beklemez senden böyle nice mısralar..
Ama bilmeli sevdayı bence cennet analar..
Korku nedir diye sormak gerek
Bu nemrut dünyaya
Sanma her şey bir felek
Kendi çalıp oynaya
Bilmem arif midir sevdalım bu mısralara
Mümkün müdür kavuşmak aklın evde kalmaya?
Yalanla çıkma sokağa
Ya mumlar söner ise,
Sonra yolu bulamazsın
Eve dönmek gerekirse
kenan ekşi