AST (SGOT=GLUTAMAT-OXALASETAT TRANSAMİNA
K
araciğer
Karaciğer kırmızımtrak kahverenginde olan çok büyük bir gudde (salgı bezi) organıdır. Diyafram ve kaburgaların altında karın boşluğunun üst kısmında bulunur. Üst karın bölgesinde enine doğru yaklaşık 20 santimetre boyunda uzamakta ve dikey olarak düzensiz bir biçimde 15 ilâ 17,5 santimetre olarak önden geriye yayılmaktadır. İki lopa ayrılmıştır; bir sol ve bir sağ lop! Sağ lop yaklaşık sol lopun üç misli büyüklüğündedir.
Karaciğer birçok metabolik reaksiyonlar ve sentez fonksiyonları nedeniyle çok önemli organlardan biridir. Glükoz, yağ asiti gibi metabolik yakıtların üretilmesi, depolanması, yeniden kullanımı, pıhtılaşmada rol alan proteinlerin, albümin, Fe bağlayıcı protein, proteaz inhibitör proteinlerinin sentezi karaciğerde olur. Ayrıca ince bağırsaktan emilenbileşiklerin yeniden yapılandırılması, vücuda zaralı iç ve dış metabolitlerin atılması veya zararsız hale getirilmesi için gerekli biyokimyasal işlevler yine karaciğerde yapılır.
Erişkinde yaklaşık 1500 gram ağırlığındadır. Normal büyüklükteki bir karaciğer kosta kenarını geçmez. Bazen derin inspiriumla karaciğerin alt kenarı kosta altında ele gelebilir. Üst sınırı perküzyonla genellikle sağda, orta kalavula çizgisinde, 5 veya 6. interkostal alanda matite şeklinde belirlenir. Amfizem, astma, plevrada sıvı birikmesi, pnömotoraks ve göğüs deformitelerinde karaciğer aşağı itilmiş olabilir. Bu nedenle kot altında palpe edilebilir, ancak bu durum karaciğerin büyüdüğü anlamına gelmez. Perküzyonla üst sınırı bulunmalıdır. Kısa sürede zayıflayanlarda, karın kaslarının ve ligamanların gevşemesinde diğer karın organlarıyla birlikte veya tek başına karaciğer aşağı düşebilir.
Karaciğere gelen kan, total kan debisinin ¼’ü dür. Her an total kan volümünün %10’u karaciğerdedir. %30’u hepatik arter ve %70’i portal ven yoluyla gelir.
Karaciğerin fonksiyonları
Kimyasal tepkileri ayarlamakta karaciğer büyük rolü olan en önemli organdır. Bundan dolayı fonksiyonları saymakla bitirilemez. Aşağıda bazı önemli fonksiyonları verilmektedir :
a. Proteinlerin üretilmesi ve depolanması, protein metabolizmalarının birçok yan üretimlerinin tanzim ve kontrol edilmesi.
b. Şekerin depolanması ve kanda bulunması gereken şeker miktarının ayarlanması.
c. Vücuttaki toksik ve zararlı maddelerin nötralize edilmesi.
d. Depo edilmiş yağların kullanılması.
e. Kanın pıhtılaşması için gerekli maddelerin üretilmesi.
f. Safra ve safra tuzlarımın üretilmesi. Bunlar kanallardan bağırsaklara ifraz edilmekte ve sindirime yardımcı olmaktadırlar.
g. Kırmızı kan hücreleri ve başka kan elemanlarımın üretimi için gerekli ve önemli olan maddelerin üretimi ve depolanması.
Karaciğer fonksiyonunun bozulması
a. Karaciğerin enfekte olması.
b. Karaciğeri parazitlerin istilâ etmesi.
c. Kanser istilâsı.
d. Karaciğer zehirlenmesi. Bu, zehirli maddelerin yenmesiyle veya karaciğere zararlı ilâçların alınmasından ileri gelir.
e. Safra kanallarımın uzun süre tıkanmasından safra akımının engellenmesi.
f. Ciddî şekilde yetersiz beslenme.
g. Karaciğere kan akımında bozukluk.
h. “Amiloid” gibi anormal şekilde üretilen maddelerin hayatî yapısının yerine geçmesi, i. Karaciğer kimyasında meydana gelen düzensizlik,
j. Siroz.
Karaciğerin büyük bir kısmı hastalanmış olsa bile yine de fonksiyonlarını yapmaya devam eder
.
“Safralı”, “uyuşuk” ve “rahatsız” karaciğer terimlerinden ne anlaşılmaktadır?
Bunlar karaciğerleri rahatsız olduklarını sanan kişilerin rahatsızlıklarını belirtmek için kullandıkları terimlerdir. Genellikle, bunların şikâyetlerinin karaciğerle hiçbir ilişkisi olmayarak hazımsızlıktan, beslenme rejiminin bozukluğundan, duygusal düzensizlikten veya safra kesesi ve bağırsaklardan ileri gelmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Sarılık hastalığı
Sarılık, kanda büyük ölçüde safra pigmentlerinin toplanmasından cilt ve göz yuvarlağında sarı renk gelmesiyle belirti gösteren bir hastalıktır.
Sarılık her zaman karaciğerde bir hastalık olduğunun işareti midir?
Hayır. Doğrudan doğruya kanda olan bir hastalıktan kırmızı kan hücrelerinin büyük ölçüde yok olmasından da ileri gelebilir. Ayrıca, safra kesesinin hastalanmasından dolayı safranın kanda tıkanmış kalmasındanda meydana gelmiş olabilir. Yine aynı hastalık safra kanallarında, pankreasta veya karaciğere bitişik başka organların hastalanmasından da ileri gelmiş olabilir. Bu ikinci tip sarılığa “tıkanma sarılığı” denilmektedir.
Karaciğerde akut sarı atrofi ne demektir?
Bu terim karaciğerin enfeksiyon veya kimyasal zehirlenmeden dolayı ilerleyici bir şekilde imha olduğu anlamına gelmektedir. Bu durumla birlikte, çok ciddî sarılık ve karaciğer hücrelerinin birçoğunun büzülmesi veya yok olması gelmektedir. Genellikle, bu durum çok çabuk ölümle sonuçlanmaktadır.
Safra taşları karaciğer hastalığına neden olur mu?
Evet. Safra kanallarını tıkamakla safranın bağırsaklara gitmesi engellenmekte ve safra karaciğer maddesi geri tepilmektedir. Böyle bir hal karaciğer fonksiyonunun arızalanmasına ve karaciğer hücrelerinin ciddî bir şekilde hasar görmesine yol açabilir. Bu durum, devam ettiği takdirde, safra yolları sirozuna dönüşebilir.
Karaciğer, bakteri enfeksiyonundan hastalanabilir mi?
Evet. Bakteriler, ya genel olarak ya da bir veya birden fazla apseler halinde karaciğerin içerisinde bir enfeksiyona neden olabilirler. Bu gibi haller zatürree, tifo nöbeti, apandisit ve bu gibi başka hastalıkların tâli komplikasyonları olarak meydana gelebilir. Asıl hastalık antibiyotiklerle etkili şekilde tedavi edilmekte olduğundan; günümüzde bu gibi tâli komplikasyonlara nispeten az rastlanmaktadır.
Karaciğer başka mikroorganizmalardan etkilenir
Amipli dizanteriyi getiren tek hücreli bir hayvan protozoer olan “entamoeba histolytica”dan. Çok kez karaciğer enfeksiyonları ve apselerin gelişmesi bu tip dizanterinin komplikasyonları olarak meydana gelmektedir.
AST (SGOT=GLUTAMAT-OXALASETAT TRANSAMİNAZ):
Analiz Materyali: Serum
Alternatif Materyal: Plazma (Heparinli, EDTA'lı)
Stabilitesi: Oda ısısında yaklaşık 4-6 saat, buzdolabında 24-48 saat.
Metod: Enzimatik
Analizi Etkileyen Olumsuz Faktörler: Özellikle hemolizli serum örnekleri yanlış yüksek ölçümlere yol açar. Ayrıca lipemik ve ikterik serum örneklerininde tercih edilmemesi gerekmektedir.
Normal değerler:
Erkek: 10-34 U/L
Kadın: 10-31 U/L
Amino asit ve karbonhidrat metabolizmasında rol oynayan intrasellüler enzimlerdir. Enzim kalp, karaciğer, iskelet kası, pankreas da bulunur.
AST Düzeyinin Artmasına Yol Açan Bazı Sebepler:
1,,,,Kalp hastalıklarına bağlı;
- Akut MI (yaklaşık ilk 4 saat içinde yükselmeye başlar.)
- Kalp operasyonları
- Eksternal kalp masajından sonra
- Akut romatizmal kardit
- Anjiokardiografi ve kalp masajından sonra
2,,,,,Karaciğer hastalıklarına bağlı;
- Enfeksiyoz hepatit
- Karaciğerin malign infiltrasyonları
- Kolanjitis
- Aşırı alkol alınımı
- EMN
- Karaciğere toksik olan madde ya da ilaçların kullanımına bağlı olarak
3,,,,,,Travmalara bağlı;
- İntra muskular enjeksiyonlar sonrası
- Lokal radyasyon hasarı
- Karbonmonoksit zehirlenmesi
- Arı sokması
- Künt yaralanmalar
- Güneş çarpmaları
4,,,,Diğer nedenlere bağlı;
- Akut pankreatit
- Gut
- Dermatomiyozitis
- Pseudomuskular distrofi
- Astma krizi
- Proksismal miyoglobuliüri
AST Düzeyinin Azalmasına Yol Açan Bazı Sebepler:
- Böbrek yetmezliği
- Gebelik
- Piridoksin(B6) yetmezliği
Enfeksiyöz hepatit
Epidemilerde görülen ve bir virüs enfeksiyonundan ileri gelen genel bir karaciğer enfeksiyonu tipidir.
Bu hastalığa ayrıca epidemik hepatit, kataral sarılık veya “hepatitis A” denmektedir.
Bu hastalığa en çok eğilimli görülenler genç kişilerdir.
son yıllarda büyük ölçüde artış kaydetmiştir.
Enfeksiyöz hepatitin sebepleri
Yetersiz halk sağlığını koruma tedbirleri, mikroplanmış su ve gıda maddeleri, fazla kalabalığın aynı yerde yaşaması ve yetersiz beslenme.
Enfeksiyöz hepatitin belirtileri
Birkaç gün süreyle hasta kendisini rahatsız ve güçsüz hisseder iştahı kaybolur, baş dönmeleri olur ve hafif bir nöbet başlar. Ondan sonra karaciğer bölgesinde sancı başlar ve karaciğer büyür. Ayrıca karın bölgesinin sağ üst kısmında ağrı başlar ve sonunda; beşinci veya altıncı gününde hastalık kendini gösterir. Kusma ve ishal ile mide bağırsak bozukluğu da meydana gelebilir.
Enfeksiyöz mononükîeoz, enfeksiyöz hepatite neden olur mu?
Evet. Hastalığın seyri ve klinik tespitleri çok kez enfeksiyöz hepatitten farksızdır. Enfeksiyöz mononükleozda görülen genel lenf bezleri büyümesine rastlandığı zaman şüphe uyanır ve esas teşhis konabilir. Ayrıca, kan tetkikinde bazı tip anormal beyaz kan hücrelerine rastlandığı zaman, son olarak laboratuar testlerinde “hemofil antikor titresi”‘nin yüksek ve yükselmekte olduğu tespit edildiği zamanlar.
BİYOLOG::::::::::

SERDAR ÖZDEMİR