Arama


virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
17 Nisan 2007       Mesaj #3
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
GABARİ, Taşıtlarda yükün yükseklik ve genişlik ölçüsü. GAGAT, —> Oltu taşı.
GALEN (GALENİT),
Ağır, çabuk kırılabilen, gümüşgrisi renginde, kübik sistemde kristallenen ve kusursuz kübik yüzeylerde dilinimi olan, sertlik derecesi 2,5 ve yoğunluğu 7,5 gr/cm3 kuvvetli metal cilalı, kurşun (gümüş) grisi renginde, çizgisi grimsi siyah, hamlaçta çatırdayarak eriyen kurşun tanesi veren, kömür üzerinde sarı iz bırakan, ekseriyetle bünyesinde gümüş izomorf mahlût halinde veya mekaniki karışmış olarak bulunan, hidrotermal olarak filonlarda çinko blend (ZnS), gümüş madenleri, pirit, barit, kalsit, kuars vb. minerallerle birlikte veya metazomat teşekkül olarak kalsit ve dolomit arasında bulunan “ kurşun sülfür” (PbS). Eskiden galen kristalleri radyo imalinde de kullanılıyordu.
GALERİ,
1) Bir tarafı kapalı tünel. 2) Yeraltında açılan geçit yolu.
GALERİ AÇMA MAKİNESİ,
Lağımların, yolların ve tünellerin açılmasında karşılaşılan kayaçların ve madenin tam mekanize olarak kazılıp yüklenmesi işini yapmaya yarayan iş makinesi. Galeri açma makineleri tam kesit ve bum tiplerinde imal edilir.
GALERİ ATEŞLEMESİ,
Açık işletmelerde büyük miktardaki kitlenin kazısını sağlamak için cevher veya kayaç içinde T şeklinde galeri sürmek ve bu galerilerin ucunda oluşturulan ceplere patlayıcı madde yerleştirilmek suretiyle yapılan ateşleme usulü.
GALERİ TAHKİMATI,
Galeriyi çalışılabilir duruma sokmak ve açık tutmak için ağaç, demir ve beton kullanarak yapılan bağ. Ağaç tahkimatta boyunduruk ve direk birbirine dik olarak vurulduğunda “Polonya tahkimatı”, eşkenar yamuk biçimde vurulduğunda “Alman tahkimatı” isimlerini alır.
GALVANİZLEME,
1) Madeni bir parçayı korozyondan korumak için bir çinko tabakasıyla kaplama usulü. Galvanizleme, ya madeni parçayı erimiş çinko banyosuna batırmak (sıcak galvanizleme) veya elektrolizle (soğuk galvanizleme) yapılır. 2) Galvanizasyon.
GALVANOMETRE,
Elektrikli cihazları, elektrik akımı devreleri ve madencilikte özellikle elektrikli kapsüllerle teşkil edilen devrelerin kontrolunda kullanılan ohmmetre.
GALVANOPLASTİ,
—> Galvanoteknik.
GALVANOSTEJİ,
—> Galvanoteknik.
GALVANOTEKNİK,
—> Elektroliz yoluyla cisimler üzerine metalik kaplama işlemi. Galvanostejide üzerine kaplama yapılacak metal cisim bizzat katod olarak kullanılır. Metal cisim, metal tuzu konulmuş bir kap içinde asılır ve katoda bağlanarak galvanik banyo içindeki anod plâkaları veya kafesinden çıkan iyon akımına maruz bırakılır. Cisim üzerine çökelen metal önce çözeltiden gelir, çözeltiden katoda giden metal tekrardan anod metalinden çözünerek çözeltiye katılır. Kaplama kalınlığı, akım şiddeti ve geçen zamana bağımlıdır. Galvanoplasti ile ağaç, jips ve mum (vaks) modellerin metal kopyaları elde edilir. Bunun için cisimler üzerine ince bir grafit tabakası serpilerek iletken hâle getirilir. Bundan sonraki işlemler galvanostejide olduğu gibidir. İşlemden sonra oluşan yeterli kalınlıktaki örtü, modelden ayrılarak içine genellikle yumuşak kurşun dökülür. Bu metodla örneğin plâkların orijinal master kalıpları ve matbaa yazılarının kopyaları elde edilir. Galvanoplasti ile şekil ve profil verilir; metal olan veya olmayan parçalar metal veya alaşım tabakasıyla kaplanarak korunur. Son derece ayrıntılı yüzeylerin kopya edilmesi, madalya türü mâlzemelerin yapımı ve duyarlı boyutlardaki boruların üretimi vb. ürünler bu şekilde elde edilir. Galvanoplastide elektroliz kabının uçları arasındaki gerilim, anotların çözünür olması veya olmaması durumuna göre değişir. İşlemin süresi ve verimi, katoddaki akımın yoğunluğu ile ters orantılıdır. Bununla beraber akım şiddetinde aşırı bir yükselme, hidrojen iyonlarının oluşmasına yol açarak işlemin verimini düşürür. Gümüş kaplamada gümüş ve potasyum çift siyanürü, gümüş siyanür, gümüş nitrat ve potasyum siyanür eriyik olarak kullanılır. Gümüş kaplamada katot akımının şiddeti, anotlar ince gümüş ise, bir voltluk gerilim altında desimetre kare başına 0,01 ve 0,045 amper arasındadır. —> Elektrotipi.
GANG,
1) Bir cevher yatağında cevherle birlikte bulunabilen ve ekonomik değeri olmayan madde. 2) Damar taşı. 3) Sokma.
GANG SİSTEMİ,
Çok sayıda damarın basit veya kompleks şekilde birbirlerine paralel veya birbirlerini keser durumunda bulunmaları halinin meydana getirdiği görüntü.
GARNET
, —> Grena.
GAYRİ ŞEFFAF MİNERALLER,
—> Opak mineraller.
GAYT,
—> Kayıt.
GAZ,
1) Genellikle sabit bir şekli ve belirli bir hacmi olmayıp, sınırsız olarak yayılabilen ve basınç artması veya sıcaklık azalmasının etkisi ile sıvı veya katı hale getirilebilen madde. 2) Petrol menşeli fiziksel hali gaz olan hidrokarbonlardan propan, propilen, normal butan ve izobutan bileşikleri veya bu bileşiklerin karışımları. 3) Kerosen (gazyağı)nın halk dilindeki adı.
GAZ ALEVLİ KÖMÜR,
Bünyesinde % 30-45 uçucu madde ihtiva eden kömür.
GAZ BOŞALMASI,
—> Gaz intişarı.
GAZ ÇIKIŞI,
—> Gaz intişarı.
GAZ DEDEKTÖRÜ,
Havada bulunan gaz oranlarını saptamaya yarayan optik veya yanma esasına dayalı ölçü yapan aygıt. —> Riken gaz dedektörü, MSA (Metan dedektörü). Drager (CO dedektörü) —> Şekil. Periyodik ölçme yaparak kayıt yapanları ve uzaktan ölçü yaparak bilgileri yerüstünde kurulan erken uyarı istasyonunda bulunan kaydediciye gönderen sistemler de gereken yerlerde emniyet bakımından kurulmaktadır.
GAZ DEDEKTÖR SİSTEMLERİ,
Propan ve bütana uygun, muhafazası sızdırmaz tipte, çalışması esnasında dış yüzey sıcaklığı hiçbir zaman 300°C’u geçmeyen, sanayi tipi, sertifikalı, bütan ve/veya propan kaçağını algılayarak bu gazların havadaki alt, patlama sınırının en fazla %20’sine ulaşıldığında yangın ikaz ve emniyet sistemlerini çalıştıran sistemler (TS 144 RG, 6.5.1998)
GAZ DİNAMİĞİ,
—> Aerodinamik.
GAZ DRENAJI,
Çevredeki formasyonlarda bulunan metan gazının, ocak havasına karışmadan önce emilmesini sağlamak amacıyla yapılan işlem.
GAZ EMME,
—> Absorpsiyon.
GAZ GALERİLERİ,
Metan drenajı amacıyla, kömür tabakalarının tavanından vaya tabanından tabakalara paralel sürülen ve giriş tarafı bir barajla kapatılan galeriler.
GAZ İNTİŞARI,
1) Kömür veya yan kayaçtan gelen ve uzun bir süre devam eden gaz çıkışı. 2) Gaz boşalması.
GAZ KAPTAJI,
İntişar eden gazı, boru içine almak suretiyle zararsız hale getirilerek atılacağı yere veya ekonomik olarak kullanılacağı yere kadar sevkini sağlama.
GAZLI KÖMÜR,
Yağlı kömürler ile gaz alevli kömürler arasında % 15-30 uçucu madde ihtiva eden kömür.
GAZ MASKESİ,
Zehirli gazlardan korunmak amacı ile, özel olarak yapılmış gereç.
GAZ NUMUNESİ ALMA,
—> Numune.
GAZ ORTAM SAHALARI,
—> Patlayıcı gaz ortamı.
GAZ PATLAMASI,
Hava ve gaz karışımının infilak etmesi.
GAZ TÜRBİNLİ SANTRALLAR,
—> Elektrik enerjisi üretim tesisleri.
GECİKMELİ KAPSÜL,
—> Kapsül.
GECİKMESİZ KAPSÜL,
Ateşlenmesi ile patlaması aynı anda olan kapsül. —> Kapsül.
GEÇ BAŞLAMA ZAMANI,
—> Şebeke planlaması.
GEÇ BİTİRME ZAMANI,
—> Şebeke planlaması.
GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK,
İş kazası veya meslek hastalığı dolayısiyle, personelin işinde geçici bir süre çalışamayacağının hekim raporuyla belirtilmesi hali.
GEÇİCİ TAHKİMAT,
Ana tahkimat öncesi yapılan tahkimat. —> Muvakkat tahkimat.
GEÇİRİMSİZ SERAMİK ÜRÜN,
Özelliklerini hamurun yüksek sıcaklıkta ergiyerek yumuşamasından ve camlaşmasından kazanan seramik ürünler. Bunlar sinter seramikler olarak da bilinir ve türleri şunlardır :
1- Kumtaşı parçalar mamülü ürünler . Bunların hamuru serttir ve saydam değildir.
2- Porselenler. Bunların hamuru sert, beyaz, yarı saydamdır ve kendi aralarında iki türe ayrılır :
a) Sert porselenler ki bunların, hamuru ve sırı feldispat veya feldispat-kalker karışımından hazırlanır. b) Yumuşak porselenler ki bunların hamurunda suni (frit) veya fosfatik bir eritici bulunur ve sırı, kurşun bileşiklerinden yapılır.
3- Sıhhi tesisat porselenleri. Bunlar camlaşmış ürünler serisinde, kumtaşı parçalarla porselen arasında yer alır ; pişim usülleri ve görünüşleriyle de ince çini ve porselen arasında ara ürün niteliği taşır ; hamurları gözenekli ve yarı saydamdır.
GEÇİŞ KÖPRÜSÜ,
—> Take.
GEÇMELİ HOBEL İŞLETMECİLİĞİ,
—> Hobel işletmeciliği.
GEİGER SAYACI,
Uranyum ve toryum yataklarının yani radyoaktif maden yataklarının aranmasında kullanılan cihaz. Sayacın esasını, ekseninde negatif elektrik yüklü tel bulunan içi radyasyonla iyonize olan gaz dolu tüp ve sinyal tertibatı teşkil eder.
GEM,
1) Ziynet eşyası olarak işlenmek üzere kesilen ve parlatılan elmas, yakut, topaz vb. dayanıklı, nadir, kıymetli ve yarı kıymetli taşlar için kullanılan genel terim. 2) Mohs’a göre mineralojik anlamda kuvarsı çizen ve sertliklerine göre birbirinden ayrılan, ışığı yansıtan parlak ve güzel mineraller. 3) Arkeolojik anlamda oyulup işlenmiş taş. Gem’i konu alan bilim dalına “Gemoloji” denir. 4) At koşumunun bir parçası.
GEMOLOJİ,
—> Gem.
GEMTAŞI,
—> Gem.
GENEL EĞİM AÇISI,
1) Basamakları teşkil edilmiş şekilde açılmış bir açık işletmenin heyelan yapmadan durabilmesini sağlayan, basamak köşelerinden geçtiği varsayılan doğruların yatay düzlemle yaptığı dar açı. 2) Şev.
GENEL GİDERLER,
Maden işletmesinin yönetimi ile ilgili ücretler; mühendislik, fenni nezaret, topografya, etüd-arama, kırtasiye, kira, haberleşme ve ulaşım giderleri; sigorta ve ısıtma-aydınlatma ücretleri; vergi-resim harç; yatırım ve işletme giderlerinin faizleri, verilen teminatların masraf ve komisyonları, dava takip, istişare ve denetim giderleri.
GENEL İŞLETME RANDIMANI,
Tüm satılabilir üretim miktarının üretimle ilgili olarak yapılan yevmiyelerin tamamına veya işçi saatine bölümü ile elde edilen değer. Birimi kg/yev. t/yev. veya kg/saat, t/saat. Tüm yevmiye adedi = İçeri A + Dışarı B + (Lavvar-Harman) C.
Not: Türkiye’de kazmacı ve bacacı randımanları tuvönan üretime, içeri ve umumi randıman hem tuvönan ve hem de satılabilir üretime, genel işletme (harman sonu) randımanı ise yalnız satılabilir üretime göre hesaplanır. Bu randımanların birimi kg veya ton/yevmiye olarak tanımlanır.
GENEL JEOLOJİ,
—> Jeoloji.
GENEL MEYİL AÇISI,
Açık işletmede en alt basamak (graden) ile en üst basamağın kenarlarını yani basamak alın düzlemi ile basamak tabanını teşkil eden yatay düzlemlerin ara kesiti doğruları arasına çizilen dik doğru parçasının yatay düzlemle yaptığı dar açı. Genel meyil açısı, cevher ve örtü tabakasının yapısına, yerinde yapılan gözlemlere ve tecrübeye dayanılarak tek bir genel meyil veya değişen tabaka, cevher veya kömür karakterine göre birkaç ayrı genel meyil açısı şeklinde tesbit edilir. İşletme buna göre projelendirilir.
Genel meyil açısı aşağıdaki şekilde hesaplanır:
N : Basamak sayısı
h : Basamak yüksekliği (m)
a : Basamak genişliği (m)
b : Basamak meyilli alnının izdüşüm
genişliği (m)
: Genel meyil açısı (½)
(N-1) . a + N . b
Cos  ---------------------------
N . h
a = b = h şeklinde düzenlenmiş basamaklarda genel meyil 29½ . 44’ 30½’dir. —> Şev, Şev açısı, Genel eğim açısı.
GENERATÖR,
1) Gaz tekniğinde generatör gazı veya odun gazı elde etmek için kullanılan fırınlar. 2) Elektroteknikte mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren makine. Mekanik enerjinin elektrik enerjisine dönüştürülmesinde üç şartın birarada olması lazımdır. Bu şartlar da; a) Manyetik alan, b) Bu alanda bir bobin, c) Ya mıknatısta veya bobinde hareket olmasından ibarettir.
Dalgalı akım elde edilen makinelere “Alternatör”, doğru akım elde edilenlere de “Dinamo” denir. Manyetik alanda dönen bobinde oluşan akım, sinüs eğrisi karakteri gösterir. Sinüs eğrisinin tam bir devri gösteren kısmına peryot, saniyedeki peryot adedine de frekans denir. Dalga şeklinde olan sinüs eğrisinin alt yarısı bir komutator (kollektör) vasıtası ile yukarı katlanırsa sıfırdan yukarı yükselip alçalan bir doğru akım meydana gelir. Bunu tam bir doğru akım haline getirmek için çok sayıda birbirinden ayrı, izole edilmiş sargılar aynı alan içinde döndürülür. Bu husus dinamonun çalışma prensibini gösterir.
GENERATÖR GAZI,
Yanan bir kömür yatağı içine sıcak hava ile buhar sevk edilerek elde edilen ve içinde % 20-30 CO, % 10-12 H2, % 2-5 Co2, % 50-55 N2 ve % 10 civarında hidrojen bileşikleri ve içinde bulunabilecek oksijen % 0,5’ten aşağı olan yanıcı gaz. Koktan elde edilen generatör gazının kalorifik değeri 1050 kcal/m3 civarındadır.
GENİŞ ÇAPLI SONDAJ,
Yeraltı madencili-ğinde başyukarı ve kelebelerin açılması veya körkuyuların kazılmasında kolaylık sağlamak üzere kullanılan özel sondaj makinesi. Geniş çaplı sondajı gerçekleştirebilmek için iki kat arasında evvela bir pilot sondaj yapılır. Geniş çaplı kesici kafaların çalıştırılmasında bu pilot sondajdan yararlanılır. Geniş çaplı sondaj makinelerinin kesici kafaları tam kesit, kademeli veya karot şeklinde kesme yapabilecek sistemlerde imal edilir.
GENİŞ LAĞIM ATEŞLEMESİ,
Çapı 50 mm ile 350 mm arasında olan lağım deliklerinin patlayıcı madde ile doldurularak ateşlenmesi tarzında uygulanan bir ateşleme metodu.
GENLEŞTİRİLMİŞ PERLİT,
Tasnif edilmiş perlitin 850-1150 C°’de ısıtılması sonucu, hacmi büyümüş, düşük yoğunlukta materyal.Genleşmiş perlit en yaygın olarak inşaat sanayiinde sıva agregası, yalıtım betonu ve hazır yapı elemanları hazırlanmasında; kimya sanayiinde, dolgu maddesi, katalizör, pigment taşıyıcı olarak; gıda sanayiinde, özellikle şeker ve bira üretiminde filtre malzemesi olarak; çelik endüstrisinde döküm sonrasında çeliğin sıcak tutulması işleminde; makine sanayiinde, titreşim damperlerinde; tarım sektöründe genel olarak toprağın havalandırılması, nemli tutulması işlemlerinde, fide ve fidan yetiştirmede kullanılır. Genleştirilen perlit yoğunluğuna ve kullanım yerlerine göre aşağıdaki isimler altında pazara sunulur :
a-) Genleştirilmiş Perlit : Normal perlit (80 kg/m3),
Standart perlit (80-120 kg/m3) ve
Süper perlit (120-150 kg-m3)
b-) Hazır Sıvalar : Çimentolu kaba izosıva (450 kg/m3),
Çimentolu ince izosıva (1150 kg/m3),
Alçılı kaba izosıva (450 kg/m3),
Alçılı ince izosıva (500 kg/m3),
Derz harcı (900 kg/m3),
Yüzey düzeltme (900 kg/m3)
c-) İzo beton : (Yalıtım betonu, 400 kg/m3)
d-) Blok tuğla : (8x50x33,3 cm, 0, 166 m2)
e-) Etiper pano : (6x60x250-300 cm)
f-) Mikronize perlit : 150-300 mikron (150 kg/m3)
50-150 mikron (200 kg/m3)
g-) İzoşilte : (0,5 m2)
GEOİD,
Yerçekimi ölçümlerinin sonuçlarına göre yer küresinin şeklini ifade için kullanılan terim. Geoid şekli, dünya denizleri yüzeyleriyle aynen çakışmaktadır. Geoid, dönen bir elipsoidin şeklinden biraz sapmaktadır. Geoide en yakın şekil —> Sferoid dir. Bu nedenle ölçümbilimde standart referans yüzeyi olarak sferoid kullanılır; bununla beraber, geoid ve sferoid yüzeyleri arasında yer yer -90 ve x50m arasında oynayan farklar vardır.
GEOMETRİK ŞEKİLLİ OLMAYAN BİR YÜZEYİN ALANI,
1) Düzgün geometrik şekillere bölünemeyen yüzey alanının hesaplanması. Bunun için ya şeklin yüzeyi eşit ve dar şeritlere bölünürerek,
h0+hn
F= b (h1+h2+h3+...+hn-1+ —————)
2
(b genişlikleri eşit)
formülü uygulanır veya alan planimetre aleti ile ölçülür. F: alan, b: şeridin dar kenarı, h: şeridin uzun kenarı. 2) Düzgün olmayan bir yüzeyin alanı. —> Şekil.
GERÇEK DAMAR KALINLIĞI,
Sondajda veya mostrada tesbit edilen damar kalınlığının, damar meyli dikkate alınarak hesaplanan damarın tavan ve tabanına dik kalınlığı. Rezerv hesaplarında damarın gerçek kalınlığı dikkate alınır. —> Damar kalınlığı, İşletilen ortalama damar kalınlığı m= gerçek damar kalınlığı, m’= Mostrada görünen veya sondajda kesilen kalınlık = Damar meyil açısı a- Mostradan m=m’.sin  b- Sondajdan m=m’.Cos . —> Şekil.
GEREKÇE RAPORU,
Genel olarak hazırlanacak projenin esaslarına ilişkin açıklamaları, bu esasların kabulü için zorunlu nedenlerle teknik ve ekonomik hesapları gösteren rapor.
GERİDEN KESTİRME,
Aynı doğru üzerinde bulunmayan koordinatları belli üç noktadan ve bu noktaları gören bir noktaya alet kurup gözlem yaparak okunan açılar yardımı ile gözlem yapılan noktaya koordinat nakli. —> Kolins metodu.
GERİ FIRLATMA SERTLİĞİ,
Sertliği bilinen özel bir çekicin belirli yükseklikten malzeme üzerine düşürülmesi sonucu çekicin geri sıçrama yüksekliği ölçülmek suretiyle tesbit edilen sertlik ölçüsü.
GERİLİM,
1) İki nokta arasındaki elektrik akımını sağlayan neden. 2) Potansiyel farkı. 3) Voltaj.
GERİ TEPME,
1) Denge durumundan harekete başlayan bir cismin kendine uygulanan kuvvete ters yönde bir kuvvet uygulaması. 2) Patlayıcı madde doldurulan delik ateşlendiği zaman gazın istenen işi yapmayıp delikten geri püskürmesi.
GEVŞEME,
Tabii konumundaki kitlenin çatlak, yarık ve klivaj gibi ayrılma yüzeyleri nedeniyle mukavemetlerini kaybetmesi hali.
GEVŞETMELİ ORTA,
Alında ikinci bir serbest yüzey yaratmak amacı ile birbirine yakın ve paralel delinmiş lağım deliklerinden bazılarının boş bırakılması ile oluşturulan orta düzeni.
GEYZER,
Kızgın su, buhar ve bazı durumlarda çamuru devamlı, kesikli veya infilak şeklinde dikey olarak püskürten kaynak. Geyzer sularından çökelen silisli tortuya geyzerit denir.
GEYZERİT,
Bileşimi hidrate silis olup, kaynaçların silisli sularının çökelmesinden meydana gelen kayaç. Tüflere benzeyen bu kayaç bileşimi dolayısı ile mineralojide opal’in bir türü olarak kabul edilmektedir. Geyzerite kaynaçtaşı da denir.
GEZER AKTARICI,
Döner kepçeli ekskavatör bant örtükazı yönteminde ana nakil bandı ile dökücü alış bandı arasındaki bağlantıyı sağlayan paletli veya raylı mobil aktarıcı.
GİDAJ,
—> Kayıt.
GİYDİRİLMİŞ YEVMİYE,
Çıplak yevmiye + Sosyal giderler.
GİZLİ KRİSTALİN KUARS,
Kristalleri ya mikroskopik büyüklükte veya daha küçük olan kuars türleri. Kalsedonlar, çakmak taşları, çertler, akik taşları, melinit, oniks, krisopras, karnalin ve jasp bu gruba girer.
GLAUBERİT,
—> Glauber tuzu.
GLAUBER TUZU,
Kimyasal formülü Na2 SO4. Ca SO4 olan doğal sodyum sülfat minerali. Glauberit de denir. Saf glauber tuzu teorik olarak % 44 Na2 SO4 içerir.
GLORİ HOL,
1) Bir açık işletmeyi yeraltı taşıma galerisine bağlayan kısım. 2) Bir kapalı işletmede maden yatağında çalışılan panonun alt kısmında bulunan ve içerisinde gravite ile nakliyat yapılan bür. —> Yeraltı Huni Açıkayak İşletme Metodu, Glori hol nakil yöntemi.
GLORİ HOL NAKİL YÖNTEMİ,
Yeraltı huni açık ayak işletme metodu veya açık işletmede yapılan üretimin ocağın tabanında ve merkezi bir yerinde açılan kuyu vasıtasıyla yeraltı malzeme kırma, hazırlama ve nakil galerisine sevk edilerek buradan direkt bandla ocak dışındaki fabrika sahasına nakledilmesi yöntemi. —> Şekil.
GNAYS
, a) Granitin ve magmatik veya tortul kayaçların başkalaşıma uğramasından dolayı meydana gelen metamorfik kayaç. Muskovitli gnays, granit-gnays, hornblendli gnays, enjekte gnays türleri mevcuttur. b) Mika kristalleri, kuars ve feldispat içeren ve tabakalanmış bir görünüm arzeden başkalaşım kayacı.
Gnayslar, içerdikleri minerallere, oluşum süreçlerine, kimyasal bileşimlerine ve başkalaşım sürecinden önceki ana kayacın türüne göre ortognayslar ve paragnayslar olarak ikiye ayrılır. Ortognayslar korkayaçların, paragnayslar ise özellikle tortul kayaçların başkalaşıma uğraması sonucu oluşur.
GODE ZİNCİRİ,
—> Zincirli bager.
GOIC,
Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin üyesi bulunduğu endüstriyel müşavirlik konularında körfez organizasyonu teşkilatı.
GONYOMETRE,
Kristal eksenlerine göre mineral yüzeylerinin açılarını ölçmeye yarayan araç.
GOSSAN,
—> Demir şapka.
GÖBEK,
1) Demiryolu makaslarında makasın ortasında birbirini kesen rayların birleştiği yer. Göbek yardımı ile araba tekerleği aynı ray üzerinden öbür ray üzerinde bulunan aralıktan geçerek gidiş yönünü muhafaza eder. 2) Orta çekme. Orta.
GÖÇERTMELİ AYAK İŞLETME METODU,
1) Altı kesilmiş cevherin kendi ağırlığı, üstteki tabakaların ağırlığı veya her ikisinin birden etkisi ile parçalanıp akması veya maden alınırken tavanın göçertilmesinin sağlanması suretiyle kömür ve metalik cevher yataklarına uygulanan tahkimatlı yeraltı (üretim) işletme metodu. Göçertmeli ayak işletme metodları uzun ayak, yatay (tavandan tabana üstten kesme) dilimli, meyilli dilimli, arakatlı, blok göçertmeli (normal, ızgaralı, skrey perli) ayak işletme metodu diye sınıflandırılabilir. 2) Çalışılan alın tahkimatı arkasında tavan tabakaları kontrollu olarak göçertilen ayak.
GÖÇERTMELİ BADAMALI (SUN’İ TAVANLI) UZUN AYAK METODU,
—> Dilimli göçertmeli ayak işletme metodu. Badama tabiri, hazırlanan üst dilim ayağın çalışılması sırasında tabana 200 x 17 x 5 cm boyutlarındaki kalasların yerleştirilip bunların üstüne çapraz olarak 15 cm genişliğinde ve 3 cm kalınlığında tahtaların çakılması ile daha sonraki ayağın tavanı olarak hazırlanmış olan sun’i tavanı ifade etmektedir.
GÖÇERTME USULÜ,
Genel olarak üretim yapılan yerde meydana getirilen boşluğun göçertilmesine dayanan üretim yöntemi. —> Şekil. Bu yöntemde cevheri veya kömürü alınan boşluğa dolgu yapılmaz ve tahkimat malzemeleri alındıktan sonra tavan çökertilir veya göçmeye terkedilir.
GÖÇME,
—> Heyelan.
GÖÇÜK,
1) Yeraltı imalatında tahkimatın yetersizliği veya eskiyip dayanıklılığını kaybetmesi sonucu tavanın göçmesi hali. 2) Çökme. —> Tasman.
GÖKTAŞI,
1) Gezegenler arasında hareket eden ve gaz haline geçmeden yeryüzüne ulaşan taş ve maden parçası. 2) Meteor.
GÖKYAKUT ,
%80-93 nisbetinde Al2 O3 ihtiva eden korindon. Muhtemelen pegmatitlerden ayrışmışlardır. Bünyesine giren Fe ve Ti nedeniyle açık maviden çivit rengine kadar değişen renklerde bazen de menekşe rengini alan, nadiren saydam ve genellikle saydam görünüme sahip, korund türü bir mineral. Ayrıca korindon zefir veya safir olarak da adlandırılır. Asterizm (altışualı yıldız) özelliği diğer korindonlara göre daha açıktır. Kızdırılınca rengi kaçar, soğuyunca eski rengini almaz. Taşın değeri rengine, temizliğine ve iriliğine göre değişir. Saat fabrikalarında ve ince teknik işlerde kullanılır. Sentetik safir imali, tabii safirin fiyatını düşürmüştür. Sertliği 9 olup, elmastan sonra gelir.
GÖL KALKERİ,
İçinde tatlı su midye ve gastropot fosillerine rastlanan ve gölde teşekkül etmiş yoğun ve ince tabaka halinde bulunan kalker. Kireçli suların göllere dökülmesi halinde bazı göl kalkerleri travertenler şeklinde çökelir.
GÖMLEK,
1) Pompalarda, patlamalı motorlarda, buhar makinelerinde pistonun içinde çalıştığı sabit veya değiştirilebilir silindirlerin (gömlek) aşınmalarından sonra, silindir kalibrasyonunun müsaade edilen toleranslar içinde tutulabilmelerini sağlamak amacıyla, imal edilen ve silindir boşluğuna çakma suretiyle yerleştirilen silindirik parça. Bunlar çelik, paslanmaz çelik, bronz, zırhlanmış çelik (sinter bazalt kaplama), porselen vb. maddelerden imal edilirler.
GÖNYELEME,
Mermer işletmeciliğinde taşın bir kenarının doğrultularak gönye tatbiki ve gönyeye göre diğer kenarının izlenmesi.
GÖRÜNÜR REZERV,
Ana kuyu, tali kuyu, galeri, kılavuz, başyukarı, başaşağı, desandri, yarmalar vasıtasıyla dört yanı; devamlılık arzeden muntazam yataklarda ise üç yanı (diğer bir yanı birkaç sondajla) açılmış bulunan maden kesimlerini belirleyen rezerv kavramı. Görünür rezerv kısmında istihsal için gerekli olan bilgilerin tesbit edilmiş olması istenir. Bu bilgiler genellikle; maden kalitesi, hidrojeolojik şartlar, yataklanma durumu ve rezerv sınırı, mineralizasyon durumu ve dağılışı, tektonik karakterler, jeolojik faktörler hakkındadır. Görünür rezerv işletmelerde ihzarat durumuna göre; “çıkarılmaya hazır” ve “çıkarılmaya hazır değil” (belirli) diye iki ayrı rakamla ifade edilir. Pratikte görünür rezervin hata sınırı, çok iyi bilinen yataklarda ± % 5, genellikle ± % 20 olarak kabul edilir.
GÖTÜRÜ İŞ ANLAŞMASI,
İşveren ile işçi arasında yapılan (kesene) iş anlaşması. Arkadaşlık grubu ve tek adam türlerinde olabilir. Bu anlaşmada yapılan iş miktarı, duruma göre; malzeme kullanımı, vagon adedi, uzunluk (cm, m), yüzey (m2), hacim (m3) ve zaman ölçülerine göre tesbit edildiği gibi, vagon adedi ve karışık biçimde ölçü birimleri ile de tesbit edilir.
GÖZENEKLİLİK,
—> Prozite.
GÖZENEKLİ SERAMİK ÜRÜN,
Bünyele-rinde porlar yani boşluklar bulunan, topraksı bir kırılma gösteren ve gazları, sıvıları, yağları geçirme özelliğine sahip seramik ürünler. Bunlara poröz seramikler de denir ve üç türü vardır:
1- Demir oksitle az veya çok kırmızıya boyanmış geçirimli hamurdan yapılan parçalar arasında pişmiş toprak kaplar, silisyum ve alkali maddeli veya kurşunlu sır vurulan çömlekler, hamurun rengini örten kalayoksit temelli saydam olmayan emaye ile kaplanmış kalaylı çiniler gibi.
2- Isıya dayanıklı ürünler, tuğla gibi.
3- Beyaz ve ince hamurdan yapılmış geçirimli ürünler ; bunlar pişmiş toprak parçalarından daha yüksek ısıda pişirilir ve saydam bir emaye ile kaplanır, ince çini, pipo toprağı gibi.
GÖZLEMSEL EPİSANTR,
Depremin ardından yapılan gözlemsel incelemede, maksimum şiddetin çevrelediği alanın merkezi.
GÖZTAŞI,
Halk arasında öldürücü bir zehir olarak bilinen bakır sülfattan ibaret mavi renkte zehirli tuz.
GRABEN,
Her iki tarafı faylarla yükselmiş veya çevresine göre çökmüş arazi kitlesi. —> Horst.
GRADEN,
—> Basamak.
GRAFİT (C),
Metal parlaklığında gri siyah renkli yumuşak ve kolayca ufalanabilen, kırılgan, elle dokunulduğunda yağlı hissi veren, kağıda sürüldüğünde iz bırakan, çözücülerde çözünmeyen ergimeyen ısı ve elektriği iyi ileten sertlik derecesi; özgül ağırlığı 2,0 , çizgisi kül renginde, toprak gibi veya pul pul ince tabakalı altıgen yapraklar biçiminde kristallenen karbon minerali.—> Kömür diyağramı.
Grafit mağmatik ve metamorfik kayaçlarda şist ve mermerler içinde yeni gnays, şist kuarsit, mermer, granit, pegmatit, karbonlu killi ardavaz ve yaşlı kristalin kayaçlar içinde bağımsız bölümler, büyük kütleler ya da damar halinde bulunur. Grafit karbonlu maddeler içeren tortulların başkalaşım geçirmesi veya mağma içindeki karbonların kristallenmesi ile de oluşur.
Yüksek ısılı mağmanın kömür yataklarını kesmesiyle mağma etrafında da grafit teşekkül edebilir.
Yapay olarak amorf kömürlerin elektrik fırınlarında ısıtılmasıyla da grafit elde edilebilir.
Kurşun kalemlerin temel malzemesi olan grafit, ayrıca pota yapımında, döküm kabı astarlarında, cilalarda, elektrot olarak ark lambalarında, pillerde ve elektrik motorları fırçaları yapımında, galvano plastide, çekirdek reaktörlerinde motron yavaşlatıcı olarak kullanılır. Grafit sıcaklığa direnci nedeniyle çeşitli yağlayıcılara dakatılır.
GRANAT
, —> Grena.
GRENOT
,—> Grena.
GRANİK APLİT,
İnce taneli granitik tekstürü olan ve tamamen açık renkli minerallerden genellikle kuvars ve ortoklastan oluşmuş dayk. —> Pegmatit.
GRANİTİK DOKU,
—> Granitik tekstür.
GRANİT,
Bünyesinde kuars, feldspat, pljioklaz, ortoklaz, mika, hornblend, ojit gibi mineraller bulunan magmatik- derinlik kayaç gurubu. (Bulundurduğu minerallerin çokluğuna göre granit; amfibollü, pioksenli, siyah mikalı, beyaz mikalı, çift mikalı (granülit) adını alır. Plajiyoklaza ortozun eşlik edip etmemesine göre granite “ plajiyoklazlı” veya “ alkali” granit denir. “Monzonitli” granit, alkalili bir granittir ve bulunan feldispatlar (plajioklazlı ve alkali) oranı eşittir.
Bu gruba giren kayaçlar silis ve alkalilerce (feldispatlar) zengin; kalsiyum, demir ve mağnezyumca (biyotit, amfibol v.d.) fakirdir .
Granitin rengi genellikle feldispat etkisinde belirmiş olup kırmızımsı, sarımsı, beyazımsı veya kahverengimsidir. Granit; yapı taşı, döşeme taşı, kaldırım kenar taşı ve dekoratif taş olarak inşaat sektöründe kullanılır.
Ticari piyasada aralarında siyenit, serpantin, diyabaz gibi kayaçların da bulunduğu “ silisli sert taşlar” alt sınıfı kapsamında yer alır.
Dekoratif amaçla istenen granitin, bir diğer farklı granit rengi ile veya başka bir dekoratif kayaçla (mermer gibi) renk uyumu, ahenk, fiziki görünüm gibi kriterlere göre kambinezonu yapılır. Aşağıdaki çizelge böyle bir çalışmanın sonucunu göstermektedir.
GRANİT PEGMATİT,
—> Pegmatit,
GRANİTİK STRÜKTÜR,
Jeolojik bir zaman zarfında yavaş yavaş kristallenen ve kristalleri gözle görülebilecek büyüklükte (granitte olduğu gibi) olan kayaçların yapısı.
GRANİTİK TEKSTÜR,
1) Granitin içindeki elemanları gözle görülebilecek derecede ve aynı büyüklükte olmakla beraber, bunlardan kuarsın en son kristallenmesi nedeniyle diğer elemanları kaplayıp ve kayacın iskeletini teşkil etmesi suretiyle oluşan doku. —> Şekil. Bu nedenle granitteki kuarsların diğer mineraller gibi düzgün kristalleri yoktur. Bunlar sanki yalnız bir kristalden ibaretmiş gibi aynı optik doğrultuya sahiptir. 2) Granitik yapı.
GRANİTİK YAPI,
—> Granitik strüktür.
GRANÜLASYON,
Malzemelerin kum veya ince taneler haline getirme işlemi.
GRANÜLİTİK DOKU,
—> Granülitik tekstür.
GRANÜLİTİK TEKSTÜR,
Granitik dokunun aksine kuvars da dahil birbirine bitişik kristallerden ibaret kayaç dokusu. —> Şekil Bu nedenle mikroskopla incelenen bir granülit plağı değişik renkli bir mozaik görünümünde olur.
GRANÜLOMETRİ,
—> Elek analizi.
GRAVAK,
1) İçinde kuars, bazan feldspat ve mika ile killi şist vb. parçalar bulunan gre, puding, breş ve şistler arasında bir kayaç. 2) Yığıntı teşkil eden çeşitli tane büyüklüğünde taş (kuvarsit, gnays, diyabaz) kırıntı ve parçaları az killi bir çimento (mika, kuvars, karbonat) maddesi içinde şistik bir taşlaşmaya dönüşmüş paleozoik yaşlı, kendine has bir kayaç.
GRAVİMETRE,
1) Cisimlerin, özellikle sıvıların özgül ağırlıklarını ölçen cihaz. 2) Yerçekiminin etkisini yani ivmesini ölçmeye yarayan taşınabilir jeofizik cihazı.
GRAVİMETRİ METODU,
Yerkabuğu içinde bulunan yoğunluğu çevresine göre az veya yüksek bir kütle o yörenin yerçekimi ölçümlerinde farklılıklara sebep olması esasına dayanılarak yeryüzünün muhtelif noktalarında yerçekimi ölçülüp farklılıklarının saptanmasıyla kabuk içinde mevcut olabilecek bir kütlenin tespitine dayanan jeofizik maden arama metodu.
GRAVİTE,
1) Suyla, mukayeseli olarak irtibatlandırılan bir sıvının yoğunluğu veya özgül ağırlığı. Antuvan Bome sıvıların yoğunluğu konusunda bir sistem ortaya koydu. 1921 yılından beri petrolün Bome skalasının yerine API skalası geçmiştir. Bome derecesinin formülü şöyledir:
140
= ------------------------- - 130
Sp. Gr. 60½F
Sp. Gr . 60½F fahrenheit derecesinde sıvının özgül ağırlığı veya yoğunluğu demektir. —> API Gravite. 2) Bome.
GRAVİTE NAKLİYAT,
Yerçekiminden yararlanılarak yapılan taşıma.
GRAVİTE RAMBLE (DOLGU),
Graviteden (yer çekiminden) yararlanılarak yapılan (ramble) dolgu.
GRAVİTE YÖNTEMİ,
Minerallerin özgül ağırlıklarının farklı olmasından yararlanarak yapılan zenginleştirme. Gravite zenginleştiril-mesinde, özgül ağırlık farkından kaynaklanan, akışkan ortamda hareket farklılığı yanında, şekil ve tane büyüklüğü de önemlidir. Gravite ile zenginleştirmede konsantrasyon; ağır ortam ayırmasında yüzme-batma esasına göre; jiglerde basma ve emme hareketlerinin etkisiyle oluşan tabakalaşma sayesinde; “Reichert konisi” ve “Humphreys” spirallerinde sabit bir yüzey üzerindeki akışkan ortamda özgül ağırlık farklılıklarından oluşan sıralanma sayesinde; sarsıntılı masalarda ise yüzeye sarsıntı veya orbital hareket verilmesi suretiyle sağlanır.
GRE,
1) Doğal çimentonun kum tanelerini birleştirmesi ile meydana gelen kayaç. Bunların çimentoları silisli, killi, kalkerli, dolomitli, marnlı, demirli ve jipsli olabilir. 2) Kumtaşı.
GRENA
,Genel formülü A3 B2 (Si 04)3 olan, aynı fiziksel özelliklere ve kristal yapısına sahip kompleks silikat mineralleri grubunun genel adı. Genel formülde görülen A: Ca, Mg, Fe,veya Mn, B ise Al,Fe,Cr,Ti olabilir. En yaygın grena türleri almandin Fe3 Al2 (Si O4)3-ve Pirop- Mg3 Al2 (Si O4)3 dır. Almandin koyu kırmızıdan kahverengi siyaha, pirop ise kankırmızısı renkte kristallidir. Grena içinde mavi hariç tüm renkleri görmek mümkündür. Kübik sistemde, kristalleşir.Grena süs taşı ve sertliği 7 civarında olduğundan aşındırıcı olarak kullanılır. Yüksek kalitedeki endüstriyel grena aşındırıcı toz olarak ve aşındırıcı kaplamaların elde edilmesinde; düşük kalitedeki grena hava püskürtme suretiyle yüzey temizleme ve su filitrasyonu ortamlarında kullanılır. Kaplanmış aşındırıcılar için ANSI 874,18-1977; parlatma ve diğer genel endüstriyel kullanım amaçları için ANSI 874,12-19976; askeri amaçları için MİL-A- 22262 (SH) standartlarına uygun olarak ticari işlem görür. Grena; almancada “Granat”, ingilizcede “Garnet”, fransızcada “Grenot” olarak tanımlanır ve Türkçede de tüm bu isimler kullanılmıştır. Ayrıca grena Ural zümrütü olarak da bilinir. Grenaya halk dilinde “Nartaşı” ve “Süleyman taşı” da denir.
GRES POMPASI,
1) Gresör. 2) —> Yağlama sistemleri.
GRES YAĞI,
sabun ve madeni yağın emülsiyonundan elde edilen ürün. Gresyağı (kolot yağ) yavaş dönen, kaba ve aşınmanın fazla rol oynamadığı ve çok tozlu yerlerde çalışan makinelerde kullanılır. Gres yağı akmaz, yatak içinde dönen muylunun sürtünmesi sonucu oluşan ısının gres yağını eritmesi ile yağlama gerçekleşir.
GREYDER,
Zemini düzeltmek için geliştirilmiş, özellikle yop yapımında kullanılan özel iş makinesi.
GRİ DÖKME DEMİR,
Bileşimindeki karbon, grafit halinde bulunduğu için, kırıldığı zaman gri renkte görünen —> Dökme demir olup, yeterli miktarda silisyumla birlikte yüksek fırının sıcak (yüksek oranda kok ve çok sıcak hava) olarak çalıştırılması sonucu elde edilir. Buna karşılık beyaz dökme demirlerdeki silisyum oranı çok düşüktür ve fırının nisbeten soğuk olarak çalıştırıldığını ve süratli bir soğuma hızını gösterir.. “ Sıcak dökme demir”, “ Soğuk dökme demir” deyimleri de bundan ileri gelir.
GRİZU,
Metan gazının hava ile muayyen bir nisbette karışımından oluşan patlayıcı ve yanıcı (ocak gazı) gaz. Metan gazının hava ile karışımı hacim olarak % 0-5 ve % 14-28 arasında yanma, % 5-14 arasında patlama özelliği gösterir. En şiddetli patlama havadaki metan gazı oranı % 9,5 iken olur. 15 m3/da dan fazla veya verilen havanın % 0,025’i kadar metan gazı çıkan veya herhangi bir bacasına günde birkaç defa metan toplanabilen maden ocağı, grizulu ocak sayılır. —> Metan.
GRİZU ALARM AYGITI,
Havadaki grizu oranının, önceden saptanmış sınırına ulaşması halinde ışıklı (optik) ve/veya sesli (akustik) olarak uyarı yapan aygıt.
GRİZU PATLAMASI,
—> Grizu.
GRİZULU OCAK,
—> Grizu.
GRİZU MUAYENESİ,
1) Ocaklarda işyerlerinde grizu olup olmadığının tesbiti için yapılan iş. 2) Grizu kontrolu.
GUANO,
sahil ve adalarda rastlanan azot ve fosfat bakımından zengin deniş kuşu dışkıları.
GÜCÜK,
Tahkimat direkleri hazırlanırken direk uçlarından kesilen fazla parçalar.
GÜÇ FAKTÖRÜ,
Bir alternatif akım devresinde elektrik akımının enerji olarak kullanılan kısmının payı. —> Şekil. Güç faktörü kilovat’la (kW) ifade edilen “gerçek” iş yapan gücün, kilovoltamper’le (kVA) ifade edilen “zahiri” güce oranlaması ile bulunur. Gerçek güç kW, zahiri güç kVA ve reaktif güç (kVAr) bir dik üçgenin kenarları olarak gösterilir. Böylece gerçek güç kW’nin, zahiri güç kVA’e bölümü bu iki güç arasındaki ø açısının kosinüsü (Cos ø) “güç faktörü” diye isimlendirilen oranı verir. kVAr miktarı azaldıkça, ø açısı küçülür ve kVA’nın büyüklüğü kW’a yaklaşır. Bir tesiste manyetik özellikleri olan motorlar, tarnsformatorlar ve kaynak makinelerinin kullanımı arttıkça kVAr ve dolayısıyla ø açısı büyür, bunun sonucu olarak da Cos ø küçülür. Reaktif güç büyüdükçe elektrik üretim ve iletim şebekesinin faydalı olarak kullanılabileceği güç kısmı küçülmekte ve iletimdeki elektrik enerjisi kayıpları artmaktadır. Bu nedenle güç faktörü düşük olan tesislerde güç faktörünü yükseltmek (iyileştirmek) için “kompanzasyon kondansa-törleri” kullanılması gere-kir. En ideal güç faktörü 0,92-0,95 arasıdır.
GÜÇ FAKTÖRÜNÜN İYİLEŞTİRİLMESİ,
Elektrik şebekesinin —> güç faktörü cos ø’yi yük-sek tutmak için yapılan ça-lışmalar.
GÜHER,
Cevher.
GÜHERÇİLE,
Patlayıcı madde ve gübre imalinde hammadde olarak kullanılan azotlu tuz. (NH4NO3).
GÜLBAHAR TOPRAĞI,
Boya hammaddesi olarak kullanılan demiroksit.
GÜL DİYAGRAMI,
Maden ocakları, taş ocakları, ayaklar veya herhangi bir arazide tesbit edilen çatlak ve fayların istikametlerinin istatistik yöntemiyle değerlendirilmesi sonucu çizilen ve o yerin tektonik yapısını değerlendirmeye yarayan gül şeklindeki diyagram. —> Şekil. Bu değerlendirmede fay atımları da dikkate alınabilir. Eğer arazide 1 kuvvet çifti etkisi ile kıvrılma meydana gelmişse, gül diyagramında 3 ayrı fay sistemi görülür. Gül diyagramında en kesif olan fay istikameti “kıvrım faylarını” bunlarla 45½ açı yapan faylar, “köşegen faylarını”, kıvrım faylarına dik ve sayıları en az olan faylar da “çatlak faylarını” teşkil eder. Faylar bu şekilde isimlendirildikten sonra arazinin hangi istikametten gelen kuvvetlerle kıvrılmaya tabi olduğu söylenebilir.
GÜMÜŞ (Ag),
Beyazımsı, gri renkte, parlak, kolay işlenebilen, tel haline gelen değerli metal. Özgül ağırlığı 10,5 kg/cm3 dur, 960°C de erir. Gümüşe doğada serbest halde rastlanıldığı gibi (+1) ve (+2) değerli bileşikler halinde de rastlanır. Duyarlı bileşiklerinde genelde (+1) değerlidir. Diğer yandan Ag iyonu, Cu, Pb-Zn ve Sb elementleriyle de yer değişimi yapabildiğinden bu elementlerin bünyesinde de, belirli oranlarda gümüşe rastlanır. En önemli gümüş bileşikleri, arjantit (Ag2 S) ve gümüş klorür (Ag Cl) dür. Uluslararası piyasalarda saf gümüş değeri 1000 kabul edilir. Ticari gümüş ise enaz 999 saflıktadır (% 99,9 Ag). Ayrıca “ Sterling Silver “ diye bilinen ve özellikle süs eşyalarında kullanılan cinsi vardır ki, 925 kalite diye bilinir. (% 92,5 Ag, % 7,5 Cu).
Gümüşün % 40-50 kadarı fotoğraf sanayiinde, % 20-30 kadarı elektronik sanayiinde, % 3-5 kadarı para imâlinde, % 10 kadarı süs eşyası ve takılarda, % 5 kadarı alaşımlarda, % 5 kadarı dişçilikte ve % 5 kadarı yapay yağmur yağdırma işlerinde tüketilir.
GÜMÜŞ STANDARDI,
Gümüş üreticilerinin uyması gerekli olan ve ticari işlemlerde aranan özellikler. TSE tarafından tesbiti edilen gümüş standardı henüz yayınlanmamıştır. (1997). ASTM-B413-69 standardına göre:
99,90 Vasıf: Ticari kütükler veya külçeler olarak yaygın bir şekilde tercih edilen en az binde 999 saflık oranına sahip gümüş.
99,95 vasıf: En az 999,5 saflık oranına sahip gümüş.
99,99 vasıf: En az 999,9 saflık oranına sahip gümüş.
ASTM E29: Tanımlanan sınırlı değerlerde anlam taşıyan rakamların basamaklarının belirtilmesi için standart.
ASTM K378: Toz tekniği ile gümüşün spektrografik analizi için metod.
GÜNEŞTAŞI,
—>Güntaşı.
GÜNİTAJ YAPMAK,
1) Çimento ince kum ve su karışımını püskürtmek suretiyle bir yüzeyin tahkimi (sıvanması) veya hava ve su ile irtibatın kesilmesini sağlamak için yapılan iş. 2) Şatgrid.
GÜNTAŞI,
Feldsipat grubuna ait kıymetli taş niteliği taşıyan bir kayaç. İçinde birbirine paralel vaziyette çok ince levhamsı demir oksit (hematit) parçaları bulunur ve bunlar taşa yanardönerlik özelliği kazandırır.
GÜRÜLTÜ,
Kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını bozan ve işyerlerinde çalışanların meslek hastalığına uğramalarına neden olan, istenmeyen, hoşa gitmeyen, rahatsız edici ses. Sesin sıkışma ve seyrelmeleri arasındaki tazyik farkına “ses basıncı” denir. Ses basıncı arın milyonda biri “mikrobar” olarak ölçülür. İki kütlenin birbirine çarpması ile ortaya çıkan sese “darbe gürültü” denir. Ses ölçü birimi olarak, bulucusu Alexander Graham Bell adına izafeten “Bell” ve bunun onda biri —> “desi Bell” kullanılır.