RÜYA ve YALNIZLIK
Aralanmış pencereye doluyor gibi
yorgun rüzgarlarıyla sonbahar esiyor içimde
yaprak yaprak dökülüyor sararan umutlarım
Gece, karanlık ve yalnızlıkla döşenmiş
kulağına fısıldanmamış şiirlerim varken yüreğimde haberin olmayan
bir yalnızlık yağmuru değer tenime apansız
içimde dolanır yokluğun kurtları hücre hücre
Kavuşmalara uzak parmaklarıma nikotin işlenirken tütün tütün
saatler vedalara kurulur, sevdasını arayan garip bir seyyah olur
çöl yalnızlığına düşerim
Bir uyansam sen olmayan rüyalar sonrası derin uykulardan
Uzak yerlerde kırık bir ezginin son tınıları darağacında asılırken
gölgeler uzar kaldırımlarda
Gecelerdeyse aynı özlem ve yürek odalarında aynı yangınlar
bir kıvılcım, bir kibrit dokunuşu bekleyen
Cebimde sararır postaneye uzak harf harf sevda işlenmiş
bir yerleri eksik ve yarım mektuplarım
Her şey böyle bitiyor zaten
güneşsiz odalarda solmaya mahkum papatyalar ve yitirilen düşler gibi
Sonra
sonrası yazmak ve beklemek derin kuyularda
baharlardan uzak, aynı karanlık ve aynı yalnızlık içinde
Bir uyansam sen olmayan rüyalar sonrası derin uykulardan
Şiirlerimdeki hüzünler kanarken damar damar
gecenin karanlığı örümcek ağlarından kurtulup sonsuzluğuna kanatlanır
Gün ışığına özlemli papatyalarsa
alacakaranlık gecenin kıyısında olduklarını unutur
ayçiçeklerine özenip bükük boyunlarını çevirir titreyen mum ışıklarına
İşte bu gecelerde yokluğun dolanır bedenime kement kement
Şiirlerimdeki hüzünler gözlerime uzanırken
mavi bulutlar önce griye sonra siyaha döner
Güneşse şimdi süt liman bir düş denizinde kanatlarını değdiriyor sulara
Böyle hüzünler sarınca şiiri dört bir yandan
yalnızlığın silahları ateşlenir çıkmaz sokaklarda mermi mermi
korkar umutlarım şafağın ardına gizlenir
Bir uyansam sen olmayan rüyalar sonrası uykulardan
Sonra
sonra güneş bir doğsa, seni göreceğim
elimde tomurcukları yeni patlamış bir demet papatya
Atila IŞIK