Arama

Sahipsiz Mektup'lar - Tek Mesaj #364

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #364
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Mahzenden Sevgiliye Mektup 4


Yüklemsiz Sözler



Yağmur yağıyor yüreğime.
İliklerimden sevda sözleri filiz veriyor habire.
Aşk ışkınları.
Âteş gülleri.
Dar sokaklı, kesme taşlı yollardan geçerken, koca bir hatıra haritasını ezdim ayaklarımın altında.
Dillenmemiş kıyı anılarını.
Mezarlıklara yaslanmış, kimliğimi kemiren istemli çatışmaları.
İçe dönük cümleleri.
Kasıklarımda oynak toynaklarıyla ruhumu tüketmeye çalışan kısrakları.
Öznesiz yalınlıklarla yüzüme çarpan esmer ve platonik buğuları.
Kesik boyunlu kızıl kuğuları.
Yağmur tanecikleri yıldızlanırken saçlarımın tellerinde, damarlarımdaki mağma kuyularında ayaklanmaya başladı volkanlar.
Eretnalar.
Her yağmur damlası ile biraz daha ufaldım.
Büyüdü dışımdaki her şey.
Sen.
Ve seni çağrıştıran birçok şey.
Kahır.
Keder.
Desen.
Renk.
Ahenk.
Yiterken, ya da biterken varlığım, dağ kokmak istedim. Kara bir yanılsama değildi bu. Kırlangıçlar üfledi içime gerçeği. Dağ kokmak istedim. Ve ne kadar yakınsa deniz içime, dağ o kadar uzaktı dışıma.
Kardelen kokmak, yasemin kokmak, dağ lâlesi ve kenger kokmak istedim. Bu kokuların büyüsüyle, uzak ve yorgun mayıslarda bitsin istedim trajik öyküm.
Kentlerin kalabalık kimsesizliğinde kaybolmaktansa, bir dağın erguvan ikliminde ölmek, ölümlerin en soylusuydu.
En ulusuydu.
Kendimi sana ve sona kurmaya devam ettim, yağmurların soluğunda üşürken kirpiklerim.
Mor dağların dağdağalı sükûnuna katılmak arzusu sardı ruhumu sen akarken yanaklarımdan.
Uzak ormanların uğultuları çalkalandı kulaklarımda.
Ruhumda.
Ayaklarımın kanayan yanlarında duydum, bir ceylan için kurulmuş tuzağın esaretini.
Tanımsız bir hürriyet duydum, esaretin gizinde.
Özünde.
Bu nasıl bir duyguydu.
Bu nasıl bir yanılgı.
Kavrayamadım.
Kendimi senin yamaçlarına vurmaya devam ettim yine.
Önümde, gözyaşları yağmur tanelerine karışan, burnu sümüklü kız çocuğunu görünce unuttum tüm bildiklerimi.
Erdemlerimin linç edildiğini duydum bilincimin bilinmezliğinde.
Yokluğa yüz tutmaya başladı en taze duygularım.
Uçurum çiçekleri kokan bir yere getirdi kalbim beni sonra.
Zamanın sustuğu, mekanın yok olduğu bir yere.
Dibinde ölüm kokan, mavi bir uçurum.
Bir anda bembeyaz sesin yankılandı içimde.
İçimin göğünde.
Umuda, sevdaya dâir yüklemsiz sözlerin yankılandı mor dağlarda.
Kör oldu yarasalar.
Bana dâir bir kıvılcım, bir iz bulamadığım sözlerin çekti beni, gözlerinin derinliklerine benzeyen uçurumlardan.
Elâ uçurumlardan.
Yine yağmurlara döndüm.
Islanmaya.
Iskalanmaya.
Korkmaya.
Üşümeye.
Acı ve sancı dolu sokaklara.
Kente döndüm.
Her yağmur damlasının kalbinde arıyorum gözlerinin izini şimdi.
Ruhunun filizini.
Ve hâlâ yağmur güzeli,
Filizkıranlarla üzerime geliyor kör baykuşlar.
Yüklemsiz sözlerinin tutsağı olduğum bu dakikalarda, yağmur yağmakta hâlâ.
Ve ben hâlâ yağmur çiçeklerini büyütmekteyim avuçlarımda.
Sana dönük binlerce sevda çiçeğini.
Ölüm çiçeği.

Hiç Kimse


Necdet Karasevda