Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
00:32, 2 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cumartesi, 06 Aralık 2025 - 00:34
Arama
MaviKaranlık Forum
Cemil İpekçi
-
Tek Mesaj #1
Misafir
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007
Mesaj
#1
Ziyaretçi
Cemil İpekçi
5 Ağustos 1948'de İstanbul'da doğan ve etnik tasarımlarıyla tanınan ünlü modacı Cemil İpekçi, "Royal Academy of Art" Desen bölümünden 1971 yılında mezun olup, 1972-75 yılları arasında hazır giyim üzerine stilist olarak çalıştı ve 1975 yılından itibaren de kendi moda evini kurarak, özgür tasarımlarını "Tzagne" isimli butiğinde gerçekleştirmeye başladı. Cemil İpekçi, 1979 yılında Tzagne'i Nis'e de taşıdı ve 1984 yılına kadar İstanbul'da ve Nis'de olmak üzere iki butik birden çalıştırdı.
1984'de yeniden ülkesine dönüşüden bugüne değin yaşattığı tasarım evi Haute Couture!... Bundan önceki son on yıl içinde gerçekleşmiş bütün tasarımları Eski Anadolu Uygarlığı'nın izlerini taşırken, Haute Couture'le cağdaş gece modasına şaşırtıcı bir dönüş yapan İpekçi, 90'lı yıllarda yeniden özüyle buluştu ve böylece etnik çalışmalarına ara verdiği geçiş dönemi 92'de "Suzeni" ile sona erdi.
"Elbise, giyinme, örtünme fantezisidir"
diyen İpekçi, moda hakkında şunları söylüyor: "
Giyinirken insan herşeyden ve herkesten önce kendini tatmin etmelidir. Sokaktaki insanı, sık bir kalabalığı yada silueti çizilmiş bir çağdaş tarzın teorik bekçilerini değil, kendini memnun etmelidir. Giyim, güne nasıl uyandığın, neler hissettiğin, hüznün ve neşeyle ilgili olarak değişkenlikler, sürprizler taşımalı. İnsanlar hep beraber bugün ne giyeceklerine karar veriyorlar. Ya da hep birlikte belli renkler taşıyorlar vitrinlere doğadan. Günün modası demek kendine güvensizliğin çağdaş adıdır ve insan yeni biçimini savunmasının bir yoludur".
İpekçi, 90'lı yıllardaki geri dönüşünün sebebini şöyle açıklıyor:
"Çağdaş dünya yalnızca modada değil, sanatın bütün kollarında kişiyi körleştiren bir dünya, zamanla yarışılan, az zamanda çok is peşinde koşulan ve renklere, çizgilere ticari kaygılarla bakılan, gitgide işlevsel olmaya zorlanan bu dünya, tarihiyle güzel ve anlamlı. Hele Anadolu!... O kadar çok uygarlıkla çarpışmış ve onlarla zenginleşmiş ki, öyle dipsiz ve ulaşılmaz bir kuyu ki, ondan vazgeçmek delilik!... Örtünmeyi, resimden, şiirden, bir Bizans penceresinden eski İstanbul evlerindeki ferforjelerden farklı görmüyorum. Sanat esintilerle, anılarla yüklüdür. Eğer podyumlarda otantik bir rüzgar estiriyorsan, onun yönünü, yerini ve gücünü doğru saptamak gerektiğine inanmıyorum. Doğu bir masal kadar güzeldir ve benim yapmaya çalıştığım, bu masalı dinletebilmek için onu çağdaş sözcüklere dökmektir...
Benim sözcüklerim kumaştır, renktir, çizgidir... Giysilerimle kendimi ifade ediş şeklim, geçmişten günümüze kurmaya çalıştığım gerçek temelli ve zarif bir köprüdür".
Cemil İpekçi'nin gözünde siyahın yeri ayrıdır. İnciler, boncuklar, saçakların arasında siyahın ayrı bir gizemi olduğunu söyleyen ünlü modacı, koleksiyonlarında bu rengi mutlaka yer veriyor. Koleksiyonun diğer tamamlayıcıları ise işlemeler, boncuklar, aplikeler ve boyun güzelliğini bütünüyle ortaya çıkaran topuzlar.
Türkiye'de moda deyince hemen akla gelen isimlerden biri olan Cemil İpekçi, farklı tasarımları, rengarenk koleksiyonları ile bir ekoldür artık. Yıllarını bu mesleğe vermiş olan başarılı modacı, Osmanlı esintileri taşıyan çzigileriyle Türk modasına, yıllardı yön vermeye devam ediyor.
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 00:34
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...