Bazen oturduk , bazen yürüdük , zaman hızla ilerliyordu
. Zamanın durmasını arzuluyorduk çünkü çok mutluyduk. Ama sabah başlayan güneş batmak üzereydi , akşam oluyordu ve sen gitmeliydin. Ayrılığın hüznü yansımıştı gözlerimize o gün bir hayal gibiydi,
mırıldanarak bana yine geleceğini söylemiştin.
Giderken sen tutku sahilimden, dalgalanan
saçlarının arasından
buğulu bakan gözlerin beni bir rüyadan uyandırdı.
Sen kayboluncaya dek ardından baktım,gözlerimi
alamadım bir türlü seni benden uzaklaştıran arnavut kaldırımı sokaklardan. Gelişin bir rüyaydı, gidişinse bir isyan.....