Aşkın Vebâlî
I
beni burada arama sakın! ..
sorma kapıdaki zebânî ayrılıklara
saçlarıma kar yağdığı vakit
bekle bir sinsi fırtınayı
II
çıldırmışcasına okunan bir mektubun en acıklı sayfasına
usulca düşürdüğüm tomurcuklar
boy verdiği seher vaktin de
kırmızının tüm tonları sızar karlı kayaklıklar ardına
beni suskun bir gecenin en çığlıklı saatine göm
ve bağırdığım vakit
duyulmasın sesim, üç zaman ötesinden bile
III
yedi kat semâdan salınan
ince bir tebessümün gölgesinde
sıcacık bir buluşma ânında saklanan türkülerimi duy
ömürlük destânî hıçkırıklar
yankılanırsa takvim köşelerinde
adına özgürlük konan,
kirpikler ardında; hapis yorgunluğu düşecek payımıza
IV
yeminle sabittir ki; herkesin gittiği
ve ortalık, yerıni mahşer-î bir sessizliğe devrettiği gün
sana çeyizine kayıtlı tüm mutlulukları sunacağım
dudaklarım da esir bir martı süzülüşü olacak; karanlık şiirler
âlemin umut kestiği zaman coğrafyam da,
uykunun tam gözbebeğine
akşam kızıllığının en dingin rüyâsında
bu yitik şâir yeniden haykıracak
V
o gün, çıkmazların ülkesinde çâre fidanları boy verecek
o gün, seni en çok o gün seveceğim
o gün, bu can sana aşkın bir ömre olan vebâlini ödeyecek
VI
bir martı süzülür dudaklarımın yamacından
hecelerden boşanan, erguvan çiçekleri doğar tüm sevdalara
mecûnî bir sevda indiği gün yitik figüranın omuzlarına
sana yazılmış tüm şiirlerin notası yankılanacak;
Üsküdar'ın arka sokakların da.