Arama


vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
6 Mayıs 2007       Mesaj #55
vain - avatarı
Ziyaretçi
Arıların yok oluşu ABD'lileri endişelendiriyor

ari
Arıların yok oluşu ABD'lileri endişelendiriyor

Ülkedeki bal arısı nüfusunun dörtte birini son bir kaç ay içinde esrarlı bir biçimde yitiren ABD'nin ciddi bir beslenme kriziyle karşılaşabileceği bildirildi.

Arıların yok olmasının nedenini araştırmakta olan ABD Tarım Bakanlığı yetkilileri, durumun ülkenin gıda güvenliğine çok büyük tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Bakanlık açıklamasında, insan için gereken besinlerin yaklaşık üçte birinin böcekler aracılığıyla döllenen bitkilerden geldiğini, bu şekilde yapılan döllenmenin yüzde 80'inin de bal arıları tarafından gerçekleştirildiği kaydedildi. Yoncanın da bu ürünler arasında bulunduğunu hatırlatan uzmanlar, bal arılarının yok olmasından hayvancılığın ve et üretiminin de nasibini alacağını vurguluyor.

Bal arılarının ABD gıda sektörüne katkısının parasal değerinin ise yılda 15 milyar doları bulduğu tahmin edilirken, bitkilerin döllenmesine başka arı türleri ve başka böceklerin de aracılık ettiği, ancak, bunların bal arısının yok olmasından doğacak boşluğu dolduramayacakları ifade ediliyor.Tarım Bakanlığı arıcılık ve döllenme programı yöneticisi Kevin Hackett, bal arılarının yok olmasının önüne geçilemediği takdirde ABD nüfusunun ''su ve ekmeğe talim edebileceği'' uyarısında bulundu.

ABD'de ilk kez geçen Kasım ayında fark edilen toplu arı yok oluşu olayları daha sonra Brezilya, Kanada ve bazı Avrupa ülkelerinde de rapor edilmişti.


bilimselarastirma1
Sinek lavraları umut oldu

LONDRA (ANKA)- İngiltere'de yapılan bir araştırma, ölümcül MRSA enfeksiyonun tedavisinde sinek larvalarının kullanılması halinde hastalığın hızla ilerlediğini ortaya çıkardı.

Manchester Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada özellikle hastanelerde görülen MRSA enfeksiyonundan etkilenen hastaların tedavisinde sinek larvalarının kullanılabileceği belirtildi. MRSA enfeksiyonu nedeniyle ayaklarında ülserler oluşan 13 hastaya sinek larvaları koyan doktorlar, bu hastaların 12'sinin iyileştiğini gördü. İngiliz The Sun gazetesinin haberine göre normalde 28 hafta süren enfeksiyonun tedavisinde sinek larvaları kullanıldığında bu sürenin 3 haftaya düştüğü görüldü.
Araştırmayı yürüten Prof.Dr. Andrew Boulton, “Sinek kurtçukları dünyanın en küçük cerrahları. Aslında cerrahlardan bile iyiler çünkü larvalar daha ucuz ve 24 saat çalışıyorlar” dedi.

Sinek larvalarının Napolyon dönemi savaşlarında ve Amerikan iç savaşı sırasında da kullanıldığını kaydeden Profesör Boulton, bu larvaların yaraları temiz tuttuğunu söyledi. Kendilerinin araştırmayı, hastaların ayaklarındaki sorunlar için yaptıklarını ancak sinek larvalarının vücudun diğer kısımlarındaki yaralar için de kullanılabileceğini belirten Profesör Boulton, sadece kadın bölgesindeki büyük yaralarda sinek larvalarının sorun çıkarabileceğini kaydetti.

MRSA nedir?

MRSA (Metisilin'e Dirençli Stafilokok Aureus) aslında çok bulaşıcı ve güçlü bir bakteri olan Stafilokok mikrobunun türü. Normal insan dokusunda sorun çıkarmadan yaşayan bu mikrop, metisilin isimli bir antibiyotiğe dirençli çıkmayı başarırsa MRSA haline dönüyor. Pek çok penisilin ve antibiyotiğe karşı direnç gösteren mikrobun tedavisi bu yüzden zor oluyor. Genellikle hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde bulunuyor.




Sera gazının toprağa gömülmesi
BANGKOK (İHA) - Bilim adamları iklim değişikliğinin önlenmesi için sera etkisi yapan gazların toprağa gömülmesinin yollarını arıyor. İklim değişikliğiyle mücadele yolunda önemli bir adım olarak görülen bu uygulama konusunda teknolojinin henüz emekleme devresinde olduğu ifade edildi.

Teknolojiyle enerji santralleri, fabrikalar ve ulaşım vasıtaları tarafından salınan karbondioksit gazlarının yakalanıp yerin altına gömülmesi hedefleniyor. Bu gazların ya eski petrol yatakları ve kömür madenlerine ya da okyanusun dibine gömülmesi planlanıyor.

Birleşmiş Milletler'in küresel ısınma konusunda Tayland'ın Bangkok şehrinde yapılan uluslararası konferansa katılan Fransız bilim adamları heyetinden Renaud Crassous, "Bu da düşünülen seçeneklerden biridir" dedi. Halen deneme safhasında olan teknolojinin, çelik fabrikaları, çimento fabrikaları ve enerji santrallerindeki karbondioksit salınımını yüzde 35 azaltacağı ifade ediliyor.

Bilim adamlarından Stephan Singer da "Karbonun yakalanıp depolanması imkanını mümkün olan en kısa sürede elde etmeliyiz" diye konuştu. Singer, bu konuda büyük yatırımlar yapılması gerektiğini ifade etti. Bu teknolojinin ekonomik hale getirilmesinin çok önemli olduğu ve bunun için çalışmalar yapıldığı belirtildi.



su guzellik
Güzel söz, suyun bile kimyasını değiştiriyor

Atalarımızın "tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır" özdeyişi, su kristalleri üzerinde yapılan bir araştırmayla ispatlandı. Bursa'da çevre kirliliği ve küresel ısınma ile ilgili bir gösteriye imza atan ilköğretim öğrencileri, "sevgi, takdir ve teşekkür" sözcükleri dinletilen şişelerdeki su kristallerinin çok simetrik ve güzel olduğunu, kin ve nefret sesleri dinletilen kristallerin ise tanınamayacak kadar dağınık olduğunu slayt gösterisiyle ortaya koydu.

Nilüfer Belediyesi Yerel Gündem 21 ve Nilüfer'de yer alan ilköğretim okullarının işbirliğiyle gerçekleştirilen ''Bursa'da Çevre Kirliliği ve Küresel Isınma'' konulu etkinlik Konak Kültür Merkezi'ni dolduran izleyiciler tarafından ilgiyle izlendi.

Öğrencilerin, toprak, su, hava, elektromanyetik alan, görüntü ve ses kirliliği hakkındaki fikirlerini, tiyatro oyunu, film gösterimi ve panel yaparak büyüklerine aktardığı etkinlikte öğrencilerin çevre konusundaki hassasiyeti büyüklerin takdirini topladı. Farklı okullardan öğrencilerin geri dönüşüm, çevre ve toprak kirliliğini gösteriyle anlattıkları etkinlikte Hacivat-Karagöz, pamuk prenses gibi karakterler, gaz maskeli davulcular dikkat çekti.

Kültür Okulları öğrencileri ise, suyun insan hayatındaki önemine bir sunum ile dikkat çekti. Japonya'da yapılan bir araştırmaya yer veren öğrenciler, su kristallerinin insan sözcüklerinden nasıl etkilendiğini slayt gösterisiyle anlattı. Yapılan araştırmaya göre, sevgi sözcüklerinin su kristallerini güzelleştirdiği, kötü sözler ve seslerin ise kristallerin yapısını bozduğu ortaya çıktı. Okul öğrencilerinden İrem Alara Uğtur, bazı sevgi ve nefret kelimelerinin kasete kaydedilerek cam şişelere gece boyunca
dinletildiğini, deney sonunda sevgi, takdir ve teşekkür sözcükleri dinletilen şişelerdeki su kristallerinin çok simetrik ve güzel olduğunu, kin ve nefret sesleri dinletilen kristallerin ise tanınamayacak kadar dağınık olduğunun belgelendiğini söyledi.

Sunumun, içilen suların ne kadar güvenli olduğunu sorgulayan bölümünde ise okul öğrencileri Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'e bir bardak su ikram ederek, suların güvenilirliğine dikkat çekti.

İHA




Yüzen İlk Nükleer Tesis İnşa Ediliyor
Rusya, dünyanın ilk yüzen nükleer tesisinin yapımına başladı. BBC’nin internet sitesinde yer alan haberde, anakaraya uzak bölgelerden enerji elde edilmesini amaçlayan tesiste 70 megavatlık reaktör bulunacağı belirtildi. Tesisin, 200 milyon dolara malolacağı ve 2010 yılında suya indirileceği belirtildi.

Rusya Atom Enerjisi Bakanlığı, tesisin merkez biriminin Severodvinsk’te hazırlandığını duyurdu. “Akademik Lomonosov” adı verilen tesisin, nükleer güce sahip denizaltı üreten Sevmash adlı firmaya elektrik sağlayacağı bilgisi de verildi. Projenin yüzde 80’inin nükleer enerji üreticisi Rosenergoatom, yüzde 20’sinin ise Sevmash tarafından finanse edildiği kaydedildi. Atom Enerjisi Bakanlığı, tesisin 12-15 yıl süreyle faaliyet göstereceğini ve yüksek seviyede radyasyon güvenliği bulunduğunu belirtti. Rusya, 2015 yılına kadar 7 yüzen tesis inşa etmeyi planlıyor ve Pasifik okyanusunda bulunan ülkelerin, teknolojiyi satın almalarını umuyor. Rosenergoatom’dan yapılan açıklamaya göre, şimdiden 12 ülke, projeye olan ilgisini dile getirdi. Çevreciler, çevreye verebileceği zararı göz önünde bulundurarak projeye kuşkuyla bakıyor. Bazı uzmanlar, tesisin “kesinlikle tehdit içerdiği” görüşünü paylaşıyor.
Son düzenleyen vain; 6 Mayıs 2007 18:05 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi