Arama


vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
9 Mayıs 2007       Mesaj #343
vain - avatarı
Ziyaretçi
cilt
Sivilcelerden kurtulmanın yolları
ANKARA (İHA) - Çok gözenekli ve iyi temizlenmeyen ciltlerde siyah nokta oluştuğunu belirten uzmanlar, hem görünüm hem de sağlık açısından siyah noktaların oluşumunun engellenebileceğini kaydetti.

İHA muhabirinin derlediği bilgilere göre, gözenekler yağ üretip salgıladıkları için cildi alerjiden ve çevre kirliliğinden koruyor. Eğer gözenekler olmasaydı, yağlar derinin altına iner, yüzde kistler oluşur ve deri altında enfeksiyonlar meydana gelirdi. Ancak çok gözenekli ciltlerde, eğer cilt iyi temizlenmiyorsa siyah nokta oluşuyor.

Uzmanlara göre hem görünüm hem de sağlık açısından siyah noktanın oluşmasını engellemek gerekiyor. Yağlı ciltlerde gözeneklerin daha açık olduğuna dikkati çeken uzmanlar, herhangi bir sağlık problemi yaşayıp tedavi amaçlı ağır ilaçların kullanılmasıyla da cildin yağlanabildiğini kaydetti.

Cildin yağlandığı zaman gözeneklerin açıldığını ifade eden uzmanlar, yapılan araştırmalar sonunda ultraviyole ışınlarının da gözenekleri genişlettiğinin belirlendiğini vurguladılar. İşte uzmanlara göre sivilceyle başa çıkmanın yolları:

"Gözenekleri Daraltmak İçin: Gözeneklerin açılması için ilk etapta gözenekleri kapatmaya çalışmak yerine, yağ ifrazatını durdurmak ya da dengelemek lazım. Yağlı ciltler daima su miktarı az olan ciltlerdir. Su miktarı az olduğu zaman ölü hücrelerin doku yüzeyine çıkıp asitli tabaka ile koruma faktörü oluşturması zorlaşır.

Bu nedenle cildin yüzeyi dış etkenlerden zarar görür. O halde ciltteki su miktarı arttırılmalıdır. Yağ ifrazatının yavaşlatılması, ciltteki su miktarının artırılmasıyla mümkündür. Bunun için de su bazlı ürünler kullanılması ve doğru ürünün kullanılması şarttır.

Cildinize uygun ürünü kullanmak için de bir uzmana danışmanızda fayda var. 35 yaş altı ciltlerde, gözenekler kendiliğinden kapanır.

Dengeli bir cildin gözenekleri kendiliğinden kapanır. 35 yaşın altındaki genç ciltlerde gözeneklerin kapanması kolaydır. Eğer cildin su ve yağ dengesi düzelirse gözenekler ya kendiliğinden, ya bakımla ya da maskeyle kapatılabilir. Ama yaşınız 35'in üzerindeyse deri kalınlaşmış, çizgiler kırık çizgi haline gelmişse, bu gözenekleri kapatmak biraz daha zordur. Gözenekleri kapatmak için mücadele vermek yerine, daha fazla büyümemelerini önlemek daha iyi bir çözümdür.

Gözenekleri Temizleyen Bantlar İşe Yarıyor mu?

Siyah noktaları azaltmak için uygulanan yöntemlerden biri de bantlardır. Siyah noktaları kimi zaman tümüyle ortadan kaldıran bu bantların kullanımı çok kolaydır. Bantları yapıştırmadan önce uygulayacağınız alanı ıslatıyorsunuz, suyla birlikte yapışkan bir özelliğe kavuşan bandı yapıştırıp kuruyunca çıkartıyorsunuz. Ancak siyah noktaları alan bu bantlar, gözenekteki yağları boşaltamıyor. Oksitlenen bölümü alabilen bantların, dokunun içindeki kanalı kapatan yağ kütlesini alması mümkün değil.

Siyah Noktalardan Nasıl Kurtulursunuz?

Siyah noktalar oluştuktan hemen sonra bir uzmana başvurup temizletilerek, uygun ürünle tekrar oluşmamasını sağlamak gerekir. Oluşmaması için de cildi, sabah akşam temizlemek gerekir. Ancak bunu sabunla yapmamak uygundur.

Cildi Nasıl Temizlemeli?

Cildi, türüne göre temizleme sütü ve tonikle temizlemek en doğrusudur. Ardından sürülecek bir nemlendirici kremle bakım tamamlanabilir. Makyaj yapılmasa bile, gündüz çok kirlenen cildi akşam mutlaka temizlemek gerekir.

Siyah Noktalarınızı Siz Temizlemeyin

Yapılan yanlışlardan biri de siyah noktaları bilinçsizce sıkmak. Böylece kılcal damarlarda ve doku altı hücrelerinde tahribat meydana gelebiliyor. En iyisi bir cilt uzmanına gidip siyah noktaları temizletmek".


hasta2
Talasemi, en önemli sağlık problemlerinden biri

GAZİANTEP (İHA) - Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü, Türkiye'nin en önemli sağlık problemlerinden birisinin talasemi hastalığı olduğunu bildirdi.

İl Sağlık Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye'de yaklaşık 5 bin talasemi hastası bulunduğu belirtildi. Talaseminin önlenebilmesi için toplumun eğitilmesi, taşıyıcıların ortaya çıkarılması, uygun genetik danışmanlığın verilmesi ve doğum öncesi tanı uygulanması gerektiği kaydedilen açıklamada, "Talasemi den başka hiç bir hastalık yok ki, yaşam boyu hastaneye bağlı kalsın. Doğumda her bebek gibi sağlıklı, canlı ve gürbüz doğan bu çocuklar, ileriki aylarda solmaya başlar. İlk tanı konduktan sonra yaşam boyu takibe alınan bu çocuklara her 3-4 haftada bir kan vermek gerekir" denildi.

Talasemi taşıyıcısı olan bireylerin genellikle sağlam görünümde oldukları ve hiç bir şikayetlerinin bulunmadığı ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
"Talasemi hastalığının en ciddi bulgusu ağır bir kansızlık tablosudur ve hastaların hayat boyu sık sık kan almaları gerekmektedir. Akdeniz ülkeleri, devletlerinin ve Dünya Sağlık Örgütü'nün desteği ile Talasemi Kontrol Programları uygulayarak hastalıkla aktif olarak mücadele etmektedirler. Talasemi Kontrol Programı; hasta bakımı, toplumun hastalık hakkında bilgilendirilmesi, taşıyıcı taramaları, genetik danışma ve doğum öncesi tanı yönteminden oluşmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre başarılı olan ülkelerde devletin sağlık otoriteleri olaya sahip çıkmış ve gönüllü sağlık çalışanları ile beraber mücadele etmişlerdir."

Talasemi'nin Akdeniz bölgesinde ve göçlerle yayılarak dünyanın bir çok ülkesinde görülen kalıtsal kan hastalığı olduğu dile getirilen açıklamada, hastalıkla ilgili şu bilgilere yer verildi:

"Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, tüm dünyada 266 milyon hemoglobinopati taşıyıcısının bulunduğu vurgulanmaktadır. Talasemi, Türkiye'de de en önemli sağlık problemlerinden birisidir. Talasemi için taşıyıcı sıklığı yaklaşık olarak yüzde 2,1 (1.400.000 taşıyıcı birey) ve yaklaşık olarak 5 bin hasta bireyin bulunduğu bilinmektedir. Gaziantep İlinde de bu oranın oldukça yüksek olduğu tahmin edilmektedir. İlimizde bu amaçla Kalıtsal Kan Hastalıkları Tanı Merkezi kurulmuştur. Bu merkez sağlıklı nesiller yetişmesi için atılmış en önemli adımlardan biridir. Merkezde hem yeni evlenecek bütün çiftlere hem de taşıyıcı olduklarından şüphelenilen herkese yapılacak basit bir kan testiyle hasta bir çocuk dünyaya gelme olasılığı belirlenmektedir. Eğer böyle bir olasılık varsa hem kişiler bu hastalıkla ilgili bilgilendirilecek hem de onlara bu olasılıktan korunmak için gereken yol gösterilmektedir."
Son düzenleyen vain; 9 Mayıs 2007 13:40 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi