Arama

Kuşların Dünyası - Tek Mesaj #6

BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
9 Mayıs 2007       Mesaj #6
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi

Kuşlardaki Göz Tasarımı

Ad:  göz.jpg
Gösterim: 2022
Boyut:  63.7 KB

Başının her iki yanında bulunan gözler, güvercine çok geniş bir görüş alanı sağlamaktadır. (turuncu ve sarı alanlar). Baykuşun gözleri başının önünde bulunur. Bu tasarım, kuşa çok verimli ve net bir "binoküler" görüş kazandırır (sarı alan). Bu tasarım doğal olarak geniş bir kör bölge oluşturmaktadır, ancak bu, kuşa hiçbir dezavantaj vermez. Çünkü başını yaklaşık 270 derece çevirebilmekte ve istediği anda kolaylıkla arkasına dönüp bakabilmektedir.
  • Ağaçkakan uzun dili ile ağaç gövdelerindeki derin deliklerde yaşayan larvalara rahatlıkla ulaşabilir. Kolibrinin ise ince ve çatallı bir dili vardır. Bu yapı, çiçeklerdeki nektarları rahatlıkla toplamasını sağlar.
  • Kuşlarda en gelişmiş duyular görme ve işitmedir. Avcı kuşlarda daha ziyade görme duyusu güçlüdür. Gece avlananlarda ise işitme duyusu daha hassastır.
  • Bazı dalgıç kuşlar, örneğin balıkçıl veya karabatak ise, suda görmeye elverişli gözlerle donatılmıştır. Bu kuşların korneaları yassıdır, böylece ışığın kırılması azalır ve su altında net görüntü elde eder.
  • Kuşların çoğunda gözler çoğunlukla kafanın iki yanındadır. Bu tasarım sayesinde geniş bir görüş açısı kazanır.
  • Gece avlanan yırtıcı kuşların gözlerinin kafalarının ön kısmında olması ise yine kusursuz bir tasarımdır; çünkü bu kuşlar geniş görüş açısından çok, "binoküler" olarak adlandırılan, dar ama daha net görüntü açısına ihtiyaç duymaktadır. (İnsanlar da aynı görüntü açısına sahiptir.)
  • Kuşların ayrıca çok ilginç bazı duyuları da vardır. Bu sayede havadaki titreşimleri, hissedebilir, dünyanın manyetik alanını algılayıp buna göre yön tayini yapabilir.Bazı kuşlar için iyi koku alma yeteneği hayati bir önem taşır. Urubu denilen siyah tüylü Amerikan akbabası, oldukça uzaklardan algılayabildiği kokular sayesinde leşlerin yerini kolaylıkla bulur ve böyle beslenir.
  • Yağmur kuşu son derece hızlı hareket edebilir, havada keskin manevralar yapabilir. Bu sırada pek çok kuşunkinden daha geniş bir görüş alanına ihtiyaç duyar. Başının iki yanında bulunan iri gözleri, ona ihtiyacı olan bu geniş görüş alanını sağlamaktadır.
  • Kuşların kafatası da diğer tüm canlılarınki gibi kusursuz bir tasarıma sahiptir. Görme, işitme ve koku gibi algılar için kafatasında özel boşluklar açılmıştır.
  • Gündüz avlanan yırtıcı kuşların görme duyarlılığı insanlardan daha güçlüdür. Bir insan uzaktaki bir fareyi bulanık görür. Oysa bir aladoğan aynı mesafedeki fareyi çok daha net olarak görebilmektedir.

Kartal Gözleri:


Ad:  kartal gözleri1.jpg
Gösterim: 2248
Boyut:  10.8 KB
Binlerce metre yüksekte uçan kartallar, bu mesafeden yeryüzünü bütün detaylarıyla tarayacak gözlere sahiptirler. Gelişmiş savaş uçaklarının binlerce metreden hedeflerini tespit etmesi gibi, kartal yer üzerindeki en küçük hareketi, en küçük renk farkını algılayarak avını tespit eder. Bu yeteneğini gözünde bulunan çok özel yapılara borçludur.
İnsan gözüne gelen ışık mercekte kırıldıktan sonra, retina üzerine düşer ve görüntü burada oluşur. Kartalların gözlerinde ise iki retina vardır. İki retinaya sahip olmak son derece keskin bir görüş kabiliyeti sağlar. Keskinliğin yanı sıra hem ön hem de arka taraf aynı anda fark edilir.
Ustaca kamufle olmuş bir avı bulabilmesi için kartalın gözündeki retina hücreleri bir damla renkli sıvı ile boyanmıştır. İşte bu sayede kartal, binlerce metreden renkler arasındaki küçücük bir kontrastı ayırt eder ve avının bulunduğu yeri saptar. Bir damlacık yağla böyle bir işlevin gerçekleşmesi hiç şüphesiz Allah’ın sonsuz hikmetinin bir göstergesidir.
Kartal gözü aynı anda hem 300 derecelik geniş bir açıya sahiptir, hem de istediği görüntüyü 6 ila 8 misli oranında büyütebilir. 4.500 m yüksekte uçarken 30.000 hektarlık bir alanı gözleriyle tarayabilir. 1.500 metreden tarladaki otlar arasında kamufle olmuş bir tavşanı çok rahat ayırt edebilir. Kartalların sahip olduğu bu yüksek çözünürlülük ve uzak mesafeyi iyi görebilme yeteneğini insanlarınkine göre çok daha küçük bir beyin kullanarak yaparlar.
İnsan gözleri kartalınki gibi keskin değildir. Bunun bir nedeni de kartalın gözlerinin vücuduna olan oranıdır. Eğer insanda kartalın gözlerinin görevini yapan bir çift göz olsaydı büyüklüğü bir greyfurt kadar olacaktı. İnsanın binlerce metre uzaktan bir tavşanı tespit etmek gibi bir ihtiyacı olmadığından Yüce Allah insanı şu andaki gözleri ile son derece estetik olarak yaratmıştır. Bu, Allah’ın yaratmasındaki güzelliğin eşsiz örneklerinden yalnızca biridir.

Şahin Gözleri:


Ad:  şahinGözleri.jpg
Gösterim: 2122
Boyut:  16.2 KB
Saatte 200 mil (yaklaşık 320 km) hızla dalış yapabilen bu kuşların gözleri süratli hareketleri ile uyum sağlayacak şekilde yaratılmıştır. Bu gözler yüksek bir çözünürlük kabiliyetine ve süratli hareketlerine uyum sağlayan hızlı düzeltme yapabilme yeteneğine sahiptir. Şahinlerin görüşleri de oldukça keskindir. Bu kuşların gözlerinde milimetre kare başına bir milyon fotoreseptör bulunur. Bu bugünün video kameralarında kullanılan CCD görüntü algılayıcılarına göre çok daha yüksek bir yoğunluktur. Nitekim insanların 6 metreye kadar görme yeteneği olmasına rağmen şahinlerin görme yeteneği 48 metreye kadar varır. Yani şahinlerin insan gözüne oranla sekiz 8 kat daha fazla çözünürlüğe sahip gözleri vardır.
Şahinler görüş özellikleri bakımından kartallara benzerler. Onlar da uzak mesafelerdeki avlarını rahatlıkla görürürler ve hedef saptırmadan onları kolaylıkla yakalayabilirler. Şahinin gözünde yaratılmış olan bu muhteşem sistemle ilgili bilgi sahibi olmak, insanın kendisini yaratanın gücünü ve ilmini görüp O’nu gereği gibi takdir edebilmek için bir vesiledir. İnsana düşen tüm evrenin yaratıcısı olan Allah’a şükretmek ve O’nu hoşnut edecek davranışlarda bulunmaktır.

Baykuş Gözleri:


Ad:  Baykuş Gözleri.jpg
Gösterim: 2257
Boyut:  19.7 KB
Baykuşların gece avlanmak için özel olarak yaratılmış hassas gözleri vardır. Vücutlarının genel boyutlarına göre oldukça büyük olan bu gözler gece insanların gördüğünden 10 kat daha net görür. Gece besin arayan bu kuşlar, hızla hareket eden küçük hayvanları avlarlar. Avlarını yakalamak için küçük hareketleri görmeleri gerekir. Bu nedenle baykuş gibi gece avlanan kuşlar için en iyi göz, grinin tonlarını görendir.
Bu gözlerin diğer özelliği, içlerinde yüksek sayıda çubuk (ışığı karşı hassas) hücreleri bulunmasıdır. Gözde ne kadar çubuk varsa geceleri o kadar iyi bir görüntüye sahip olur. Gece karanlıkta avlanan bir hayvanın renkleri görmeye ihtiyacı yoktur, bu yüzden gözlerindeki koni hücrelerinin sayısı azdır.
Gece avlanan bu kuşların iki gözü arasındaki mesafe de özel olarak yaratılmıştır. Bu iki göz arasındaki mesafe baykuşların derinlik algısını çok oldukça kuvvetlendirir. Ayrıca baykuşun 80 derecelik bir görüş alanı, -türlerine göre değişmekle birlikte- kafasını 360 dereceye kadar döndürmesi ile daha da artar. Böylece baykuş, kafasını dairenin dörtte üçü kadar çevirerek tüm çevresini hızlı bir şekilde görebilir. Eğer baykuşun gözleri özel bir yaratılışın değil de tesadüflerin sonucunda var olmuş ise, gözlerin arasındaki mesafe nasıl derinliği arttırmak için özel bir ölçü içerirdi? Baykuşlar gece avlandıkları için renklere ihtiyacı olmadığına fakat gece görüşünü arttırmak için çok sayıda çubuk hücrelerine gereksinim olduğuna nasıl karar verebilirlerdi? İşte evrim bunun gibi binlerce basit soruya cevap verememektedir.

Sinek Kuşlarının Gözleri:


Ad:  Sinek Kuşlarının Gözleri.jpg
Gösterim: 1913
Boyut:  7.1 KB
Sinek kuşları yakın mesafeden de uzak mesafeden de çiçekleri görebilir. Bu onların yakın ve uzak nesnelere oldukça iyi bir odaklanma yetenekleri olduğunu gösterir. Bu kuşlar büyük ihtimalle böceklerdeki gibi UV spektrumlu renkli görüşe sahiptirler ve polarize edilmiş ışınları da rahatlıkla algılayabilirler. Bu kuşların gözleri çok hızlı hareket eden kanatları ile oldukça koordineli olarak çalışır. Üç boyutlu navigasyon sistemine sahip beyinleri de hızlı değişimleri çok kolay olarak kontrol edebilir. Böylece görme güçleri eksiksiz bir şekilde çalışır.

Deve-kuşunun Gözleri:


Ad:  deve.JPG
Gösterim: 2166
Boyut:  22.8 KB
Deve kuşuları kuşlar içerisinde en büyük göze ve en uzun boyuna sahip olan canlılardandır. Bu uzun boyun ve büyük gözler devekuşlarının görüşünün küçük hedeflere ve daha yakına çevrilmesine olanak sağlar. Deve kuşlarının gözleri yükseklerde uçan kuşlar veya kartalların sahip olduğu çok yüksek çözünürlülüğe veya keskin görüşe sahip değildir. Her canlıya ihtiyacına yönelik gözler bahşeden Yüce Allah devekuşlarına uçmadıkları için uzak mesafeleri görmesine yarayacak keskin bir görüş vermemiş, ancak bu canlının gözlerini yakın mesafeyi ve küçük hedefleri çok detaylı algılayabilecek şekilde yaratmıştır. Devekuşunun sahip olduğu bu sistemin elbette yaratılış dışında başka herhangi bir güçle gerçekleşmesi imkansızdır. Devekuşunun gözleri Yüce Allah’ın yaratma sanatının eşsiz bir örneğidir.

Karabatak Gözleri:


Ad:  karabatak.JPG
Gösterim: 1876
Boyut:  19.8 KB
Karabataklar suya dalış yaptıklarında net görebilmeleri için gözleri fotoğraf makinesindeki optik düzeltme özelliğine sahiptir. Beyni de gözlerinin bu hızlı işleyişiyle bağlantılı olarak doğru ve hızlı kararlar alabilmektedir. Karabatak havadayken bir balığı hedef alır, arkasından dalışa geçer., dDaldıktan hemen sonra görüşünü çok hızlı bir şekilde değiştirir. sSuyun içindeki değişken basınç ve farklı odaklama gereksinimleri nedeniyle gözler muhteşem bir optik tasarım adaptasyonu gerçekleştirir. İnsanların ürettiği fotoğraf makinalarının hiçbiri karabatak gözleri kadar hızlı bir adaptasyon yapamaz ve odaklanamaz. Birbirleriyle uyum içinde yaratılan karabatak gözlerinin su ve havada farklı bir odaklanma özelliğine sahip olması ve gözlerin farklı ortamlarda gönderdiği sinyallerin, yine büyük bir uyum ile yaratılan beyin tarafından değerlendirilmesi sonucunda kusursuz bir görüntü elde edilir. Böyle bir sistemin varlığını tesadüflerle açıklamaya imkan yoktur.

Kuşlarda Uçuş Teknikleri


Ad:  uçuş.jpg
Gösterim: 2449
Boyut:  19.0 KB
Albatroslardan akbabalara kadar tüm kuşlar, rüzgardan yararlanmalarını sağlayacak uçuş yöntemleri ile birlikte yaratılmıştır.
Uçmak çok fazla enerji gerektiren bir iştir. Bunun için kuşlar, gelişmiş göğüs kasları, büyük bir kalp ve hafif bir iskelete sahip bir bedenle yaratılmıştır. Kuşlardaki üstün yaratılış örnekleri sadece bedenleri ile sınırlı değildir. Çoğu kuşa uçmak için gerekli olan enerjiyi azaltacak yöntemler de ilham edilmiştir.
Kerkenez, Avrupa, Asya ve Afrika'da çok bilinen yırtıcı bir kuştur. Kerkenezin çok ilginç bir özelliği vardır: Rüzgarla karşılaştığı zaman kafası görünmeyen bir el ile tutuluyormuşçasına tamamen hareketsiz kalır. Gövdesi rüzgara göre yalpalanmasına rağmen, kafası sabittir. Bu sayede kuşun görüş yeteneği her türlü sarsıntıya rağmen hep mükemmeldir. Bu yöntem savaş gemilerinde kullanılan ve denizdeki çalkantılara rağmen silahları hedefe bağlı tutan jiroskoba benzemektedir. Bu neden kerkenezin kafası, bilim adamlarınca "jirostabilize kafa" olarak adlandırılır.

Zamanlama Tekniği


Kuşlar uçarak avlanma sürelerini azami verim alacak şekilde düzenler. Kerkenezlerin ana besin kaynağı tarla faresidir. Tarla faresi toprağın altındaki oyuklarda yaşar ve beslenmek için her iki saatte bir yeryüzüne çıkar. Kerkenezler de avlanmalarını tarla faresinin beslenme vaktine göre ayarlar. Gündüz avlanmalarına karşın, avlarını bekletir ve akşam karanlığında yerler. Bu sayede gün boyunca boş mide ile uçar ve dolayısıyla ağırlıklarını azaltmış olur. Bu yöntem uçuş için harcanan enerjiyi azaltır. Kerkenezin bu sayede %7'lik bir enerji tasarrufu yaptığı hesaplanmıştır.

Rüzgarda Süzülme


Kerkenezler avlanırken, harcadıkları enerjiyi rüzgarı kullanarak da azaltır. Kanatları üzerindeki hava akımını artırmak için rüzgarda süzülür ve eğer yeterli rüzgar varsa havada kanatları açık şekilde "asılı" kalabilir. Hava akımının yerden yukarıya doğru olması da onlara ayrı bir avantaj sağlayacaktır.

Hava akımlarından yararlanarak enerji sağlayıp, bunu uçarken kullanmaya "süzülme" denir. Kerkenez, bu yeteneğe sahip birçok kuştan sadece biridir. Süzülebilme özelliği bu türlerin havadaki üstünlüğünün bir işaretidir.

Süzülerek uçuşun başlıca iki yararı vardır


Birincisi, yiyecek ararken ya da avlanma alanını diğer kuşlardan korurken, havada kalabilmek için gerekli enerjiyi azaltır. İkincisi, kuşa çok daha uzun uçuşlar yapabilme olanağı verir. Süzülerek uçan bir martı, kanat çırparken harcadığı enerjinin %70'ini tasarruf eder.

Hava Akımlarından Gelen Enerji


Bir kuş, hava akımlarından farklı şekillerde enerji elde edebilir: Bir yamaçtan süzülen kerkenezin ya da denize inen sarp kayalıklardan aşağıya süzülen bir martının yukarı çıkan hava akımını kullanarak yaptığı uçuşlar "eğimli süzülme" diye adlandırılır.
Bir tepenin üzerinden kuvvetli bir rüzgar estiği zaman, hava akımı hareketsiz dalgalar şekline dönüşür. Kuşlar bu dalgaları kullanarak da dalga süzülmesi yapabilir.
Sümsükkuşu ve diğer deniz kuşları, adaların neden olduğu bu çeşit hareketsiz dalgaları kullanır. Ender olarak kuşlar, gemilerin üzerinde süzülen martıların yaptığı gibi, daha küçük engellerin oluşturduğu havayı kullanarak da süzülür.
Kuşun yukarı doğru süzülmesini sağlayan akımlar, daha çok hava cephelerinde görülür.

Su üzerinde alçaktan uçuş


Skimmerlar (kırlangıç benzeri bir kuş) da alışılmadık bir şekilde avlanırlar. Skimmer'ın alt çenesi, üst çenesinin iki katı büyüklüğündedir. Suya çok yakın uçarken bu uzun alt çenesini suya daldırarak avlanır. Gaganın ucuna bir cisim değdiğinde hemen üst çenesini
de kapatarak avını yakalar. Bazen bunlar suda yüzen sert cisimler de olabilir. Skimmer'ın gagasını bu sert cisimler ağzındayken aniden kapatmasıyla oluşacak şokun kendisine zarar vermesi gerekirken, böyle olmaz. Çünkü Skimmer'in başında ve boynunda şok emici güçlü kaslar vardır. Skimmer ilk taramada nadir olarak başarılı olur. İkinci atakta kuş tekrar havalanır ve biraz önce farkettiği ava doğru tekrar uçar. Su yüzeyinde hala kabarcıklar vardır ve bu kabarcıklar genellikle suyun üstünü araştırmak isteyen balıkları çeker. İşte bu Skimmer'ın ikinci atağıdır ve bu defa çok daha başarılı olur.

Kanat açıklığı 3 metreyi bulan albatros dünyanın en büyük kuşlarından biridir. Böylesine büyük bir gövdenin uçması için de büyük bir enerjiye gereksinim vardır. Ancak Albatros eğimli süzülme metoduyla kanat çırpmadan ustaca uçabilir. Bu uçuş tekniği, canlıya büyük bir enerji tasarrufu sağlamaktadır.

Skimmer kuşu, suyla temas ettiğinde tüylerinin birbirine yapışmasını önleyen yağdan yoksundur. Bu nedenle diğer su kuşları gibi avlanmak için dalış yapmaz. Ancak alt gagası üsttekinden daha uzun olarak yaratılmıştır ve uçları dokunmaya karşı hassastır. Öte yandan kanatları öyle tasarlanmıştır ki, suyun hemen üstünde hiç kanat çırpmadan uzunca bir süre süzülebilir. Alt gagasını suya sokarak bu teknikle uçar. Gagasına bir av temas ettiğinde ise hemen onu yakalar.

Yaban kazları 8000 metre yükseklikte uçabilir. Ancak atmosfer, 5000 metrede bile deniz seviyesine kıyasla %65 daha seyrektir. Atmosferin bu denli seyrek olduğu bir yükseklikte uçan kuş, daha hızlı kanat çırpmak zorundadır. Ama çok kanat çırpmak için de daha çok oksijen yakması gerekir. Nitekim bu hayvanların ciğerleri, yükseklerdeki seyrek oksijenden maksimum oranda faydalanabilecek şekilde yaratılmıştır. Memeli hayvanlarınkinden farklı şekilde çalışan akciğerler, kuşların seyrek havadan normalden fazla enerji almalarını sağlar.

Albatroslar


Albatroslar açık denizlerde yaşarlar. Kanatlarını rüzgara karşı tamamen açarak havada durmak albatrosun uçması için yeterlidir. Kuş bunu kanatlarını olabildiğince geniş açarak gerçekleştirir ve bu esnada kuşun kanatlarının genişliği "3.5 m.'ye" ulaşır ki bu, kuşlar arasında en geniş kanat uzunluğudur. Albatrosların kanat kemiklerinde kanatlarını açık pozisyonda tutmaya yarayan bir çeşit kilit sistemi vardır. Böylece günlerce, haftalarca hatta aylarca minimum seviyede enerji kullanarak hiç durmadan uçabilirler. Albatros yukarıya doğru yükselen dalgaları ve rüzgarı kullanarak, onların yönünde ilerler ve rüzgarın içinden zigzaglar çizerek bir dalganın tepesinden diğerine geçer. Bu şekilde albatros tek bir kanat bile çırpmadan saatlerce su üstünde uçabilir.
Son düzenleyen Safi; 16 Haziran 2016 00:19