Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden
Ömrümün en uzun
Ömrümün en kısa
Ömrümün en çocuk
Ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum
Çünkü sonunda annem oluyordun
Babam kokuyordum sonunda
Soğuk ve şehirler arası otobüslerde vaz geçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Vandaki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği bir yol üstü lokantasında
Ben seninle Ağrı dağının mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğu Beyazıt ın herhangi bir toprak damında
Ben senin herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
BEN SENİN BENİ SEVEBİLME İHTİMALİNİ SEVDİM Yılmaz Erdoğan