Arama

Hikayeler ve Öyküler -2- - Tek Mesaj #916

MaLiNBeR - avatarı
MaLiNBeR
Ziyaretçi
18 Mayıs 2007       Mesaj #916
MaLiNBeR - avatarı
Ziyaretçi

yürüdü ve düşündü..
Bıyıkları yeni terlemiş iki delikanlı geçti yanından..

Biri ötekine:

--hayatın anlamı nedir-- diye sordu..

Şaşırdı..hayatın anlamını düşündü..yürüdü..

İki genç kız geçti yanından bir ötekine

–Onu aldatıyorum işte,aşk dediğin eskidenmiş—diyordu..

sahi aşk dedikleri neydi...eski neredeydi ne zamandı ve nasıldı…

dudak büktü.. aldatanı düşündü,aldatılanı ;

yürüdü..

köprüden geçti...sağa baktı..sola baktı…

binalara,insanlara,dolmuşlara...

Yol-kıyısında bir meyhane önünden geçti..

içerden duyduğu hüzünlü şarkı ağlıyordu..

--Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş,Tanrı istemezse insan ölmezmiş>

Tanrı’yı düşündü..kullarını..ve içerde talihsizliğiyle aynı masada oturan adamı..daldığı kederi,düşündü..yürüdü..

5 yaşlarında gamzeli bir kız çocuğuna rastladı parkta..

gamzesi bana gülümse diyordu..

Annesine –anne çiçekler hiç konuşur mu—dedi

Annesi—konuşmaz kızım

Çocuk---ama bu sarı çiçek bana benimle oynar mısın deyip duruyooor-dedi..

Gülümsedi çiçeğe,

çocuğa gülümsedi..yürüdü..

Şehreküstü istasyonunda bir dilenciye rastladı..

Dua ediyordu dilenci para verene

--Allah sevdiğine kavuştursun— diyordu

Bir sevdiği olmuştu eskiden..fakat şimdi kavuşulacak biri var mıydı..düşündü..boş verdi para vermedi, yürüdü..

Ön koltukta oturan kadın,yanındaki adama

--bu ay kirayı vermezsek ev-sahibi bizi kapı dışarı eder

Ayşe nin dershane taksitini de yatıramadım..

Yeter artık dayanıyorum Kamil,iş bul.—

Pencereden baktı…orada yoksul bir evin zayıf ışıkları…

Geçim sıkıntısını düşündü,ekmek derdini,yoksulluğun yurt edindiği gecekonduları..

İstasyondan çıktığında bir adam ötekine –a partisi barajın dibinde kalır görürsün—diyordu..

A partisini düşündü..barajları..barajların altından akan suları..ve o barajlarda yüzen balıkları..düşündü ve yürüdü..

Evine giden sokağın başındaki cami köşesinde biri bastonlu öteki bastonsuz ve sakallı; iki ihtiyara rastladı...önünde ağır aksak yürüyorlardı..

--ölürsem beni memleketime gömsünler diye vasiyet ettim

Mezar taşıma da şunu yazsınlar..

<-Geldim..dolaştım dünyayı..yürüdüm..ağladım…güldüm…düşündüm..

Mutluydum kimi..kimi mutsuz…-bir bulut gibi gelip geçti- her şey..

Bir ara uyandım uykudan..bir cırcır böceğinin cırıltısıydı tek duyduğum..--->

Yürüyüp geçti iki ihtiyarı…

Anahtarı yerleştirdi kapı deliğine itti ve çevirdi..

Kapı açıldı..içeri girdi..uzandı yatağına..kumandaya bastı..

Vivaldi nin –dört mevsim--i dolaştı ruhunda..

bir cıgara yaktı..

Üfledi gri dumanı..

hayatın anlamına...aldatan kadına..meyhane köşesindeki kula…

gamzeli kıza..

dua eden dilenciye…İşsiz Kamil’e..bastonlu ihtiyara..

ve o gri duman halkası yükseldi yükseldi..tavana dek yükseldi…

sonra ansızın kayboldu ..