GERİDE KALAN
o tren gitti
ben kaldım
bir güz yaprağıydı hüzün
döne döne
indi önüme
yerde ezik bir karanfil
gözlerimde son gülüşün
ve belki hâlâ sallanan elin
o tren gitti
ıpıssız kaldım
yaslandığım ağaç gövdesi
nasıl anlasın beni?
gittikçe daha uzaksın
ses yok kulak dayadığım raylarda
kim duyacak içimde kopan çığlığı
kim görecek beni
kör karanlığında gecenin?
gökte akan bulut
varır mı senin gittiğin topraklara
benden sana taşır mı bu yağmuru?
rüzgara bıraktım kendimi
sürüklenip gidiyorum
bir şiir seni fısıldıyor
boşluğa düşüyor adımlarım
sigaram söndü ateşim yok
meyhaneler çoktan kapanmış
kendime çekilsem
limanım belirsiz
pusulam kayıp
o tren gitti
ben kaldım
bir güz yaprağıydı hüzün
döne döne
indi önüme
Hüseyin Yurttaş
YANLIZLIK
Dışımda yağmur yağıyor, sessiz
İçimde yalnızlık öyle yorgun
Gökyüzü genişler birazdan, yağmur diner
Mindere uzanır misafir güneş
Camlarda ışıldayan altın aydınlık
Masadaki sürahiye yansır
Bütün tazeliğiyle yeniden
Cömert bir gün doğar şehrin üstüne.
Güzeldir bu tabiat güzelliğine
Oysa insanları da sevmek isterdim
Böyle uzak oldukça kendimden bile
Tad alamıyorum canım dünyadan
Mustafa Şerif Onaran
YANLIZIM YANLIZSIN YANLIZIZ
kimse içimdeki boşluğu görmüyor
bir adresi yitirmek neler hissettirir insana
kalp atışlarından uzak olmak
soluğunda duyamamak mevsimleri, düşünmüyor
çok şey bilmenin hoş karşılanmadığı zamanlardayız
ciddiye alınmıyor sorularımız
gün afrikalı kalmaya kararlı
bu dünyadan olmamak da yetmiyor
ve siz geliyorsunuz, sarı elbisenizle bir silüet
hayatımdaki eksikleri gösteriyorsunuz
küçülüp silikleşiyorum, hafifliyor bedenim
yalnızlığım dağılıp çoğalıyor sesinizde
ben artık sadece kuşların şarkısını dinliyorum
Metin Celal
Yanlızsan Eğer
hayatın devraldığı
sessiz bir özsudur acı
birikir yüreğinin kıvrımlarında
ve ağar gözlerine ağır ağır
bulutlar yere inmiştir artık
ya da gurbettesindir
unutma
bir hayalet gibi kapındadır
yalnızlık denen şey
ufkun kararabilir birden
için çölleşebilir
kaçışın bile bir adımdır
ya da dönüşündür kendine
unutma
Her sayfası kederle kararan
bir hüzün defterine döner günler
ve her sabah "merhaba hüzün"
"merhaba yalnızlık"
diyerek başlarsın hayata
ama hayat bağışlamayacaktır seni
unutma
Üstelik günlüğü yoktur hüznün
hiç bir zaman da tutulmayacaktır
serüvenlerin yorgun yeniği
elleri titreyen yaşlı bir kadındır hüzün
ya da hasta bir tanıdıktır ancak
hepsi o kadar
unutma
Ahmet Telli