Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
04:27, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Salı, 16 Aralık 2025 - 04:27
Arama
MaviKaranlık Forum
Hikayeler ve Öyküler -2-
-
Tek Mesaj #941
Guest_ASU
Ziyaretçi
23 Mayıs 2007
Mesaj
#941
Ziyaretçi
Öykü
Biri olmadan, öbürü olmazmış. Bu böylece yazılsınmış.
Bir Rus köyü'nde iki balık yaşarmış. Biri turuncu ve
İri, öbürü korkak ve İnce. Bütün çiftler de böyledir
biraz düşününce.
İri sormuş birgün. 'Madem bütün bu denizler birbirine
bağlı, niye biz seninle sadece bu kıyıdan ötekine
yüzüp duruyoruz? Kendimizi bir akıntıya bıraksak, yeni
sularda yüzsek, başka balıklar yesek daha mutlu olmaz
mıydık?' Hak verdi İnce. İnceliğinden sırf. Çünkü onun
mutluluğu için, İri ve o kıyı yeterlidir. Gerisi hava
su değişikliğidir ki, insan bundan beslenemez.
Balıklar hiç...
Katıldı yine de, düştü İri'nin peşine. Akıntıya
bıraktı kendini. Bunlar beraberce, İstanbul ve
Çanakkale boğazlarını geçtiler. Geçerken eğlendiler.
Fakat bir balıkçı, akşam yavrularına balık götürmek
için suya ağ atmıştı. Ve bizimkiler farkına varmadan
bu ağa takıldılar. Daha doğrusu İri takıldı. İri ya.
İnce de sıyrılıp çıktı. İnce ya, bırakıp gitmedi. Hem
inceydi hem aşık. Kemirip ağları, kurtardı İri'yi. 'E,
tabi, ben bu ağlara takılacak kadar güçlü kuvvetli
değilim, eriyip gidecek gibiyim' diyerek, onun
gururunu da okşadı. Aşkta, en yanlış şeyler bile
mantıklı gelir insana. Tabi balıklara da... Çünkü aşk,
suyun içinde de aşktır.
Derken, bizimkiler soğuk denizlere kavuştular. Fakat
İnce, alışık değildi bu serin sulara ve hastalandı.
Pulları dökülüyordu hergün ve gün geçtikçe daha da
yavaşladı. Hatta durdu birgün. Atlantiğin ortasında.
Ya döneceklerdi ve İnce kurtulacaktı. Ya da tek bedene
düşeceklerdi. Çünkü herkesin Küba'ya kadar yüzecek
nefesi kalmayabilir. Hele hastaysa. İri, Küba'ya
gitmeyi seçmeden önce, biraz düşündü. O düşündüğü süre
kadardı sevgisi, ki o da çok sayılmazdı. En başta
sıkılan oydu köyün kıyısından. Demek aslında gitmek
istiyordu İnce'sinin yanından. Ama bizimki bu durumu
anlamadı. Ve onunla Küba'ya varmak için son çabalarla
yüzdü. İnsan, sevdiğiyle geçen zamana doyamadığı kadar
aşıktır. Balıklar da...
'İki dakika daha beraber yüzmek, tek başına sağlığına
kavuşmaktan iyidir' bile dedirtir aşk insana.
Dedirttiği gibi İnce'ye. İki dakika kadar yüzdü ve
öldü. Yukarı doğru çıkarken zayıf gövdesi,
kılçıklarına kadar mutluydu ve gülüyordu. Koca bir
balina onu yuttu, bunu da biliyordu. İri, tek kaldı
ama, suyun ucunda Küba vardı. Var gücüyle yüzdü.
İnce'yi unuttu. İnce'yi unuttuğu kötü oldu. Çünkü
onlar birbirlerine 5 saniyede bir, nereye gittiklerini
hatırlatıyorlardı ve şimdi 10 saniye geçmişti ve
katiyen hatırlamıyordu. Ne İnce'yi, ne Küba'yı ne de
adının İri olduğunu. İnsana adını başkaları
hatırlatır, balıklara da...
O yüzden kayboldu derin sularında Atlantiğin. Ve koca
bir balina onu da yuttu. Fakat mucize bu ya, balinanın
midesinde İnce'yi buldu. Meğer onları yutan aynı
balinaymış, İnce ölmemişmiş, tam tersi midenin
sıcaklığında dirilmişmiş. Ama oradan çıkarsa ölecek.
İri de oradan giderse, nereye gittiğini ve adını
unutucak. O yüzden, artık ikisi de buradalar. Ne fark
eder. İnsana sevdiğinin yanı cennettir. Sevmeden
hiçbir şeyin tadı olmadığını, bu hikayeyi bilen bütün
balıklar bilir.
Ya insanlar?
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 04:27
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...