Arama

Dostluk Üzerine - Tek Mesaj #183

sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
30 Mayıs 2007       Mesaj #183
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye
ÇIKARLAR
Onu yıllardır tanırım.Halen de görüşüyoruz.
Kendine ait ufak bir işyeri var,geçinip gidiyor.
Yaşantısı boyunca paylaşım için sert kavgalardan kaçındı.
Ama kendisinin ve başkalarının çıkarlarını dengede tutmasını da biliyordu.
Dünya görüşünde bencilliğin yeri yoktu.Gene öyle düşünüyor.
Tabii ki dünyadan elini eteğini çekmiş birisi değil.
Yıllar önce,henüz kendi işini kurmadığı günlerde bir şirkette çalışıyordu.
Yönetim kadrolarının birinde idi.
Daha çok hafta sonlarında bir araya geldiğimizde anlatırdı.
Şirkette işler iyi gidiyormuş,şefler ve müdürler arasında uyum varmış.
Gerçekten arada sırada onu ziyaret için gittiğimde ben de öyle görmüştüm.
Daha doğrusu öyle görünüyordu.
O zamanlar anlatmıştı,şimdi sebebini unuttum.
Patronları şirketi başkalarına devretti.
Yeni patronlar elbette yönetim kadrolarında değişiklik yapacaklardı.
Nitekim temsilci ve gözlemciler işe giriştiler.Herkesle görüşmeye başladılar.
İşte o zaman onun açısından inanılmaz olaylar başladı.
Ben okuduklarım ,duyduklarım ve gördüklerimden menfaat için rekabetin ne olduğunu biliyordum.
Özellikle işyerleri ,çalışanlar açısından sanki can pazarı gibi yerlerdir.
Hele ülkemizde bu durum daha da belirgindir.
Gerçi o da bunları biliyordu.
Ama insanın somutlaşan olayları bizzat görmesi başka oluyor.
Heyecanla anlatmıştı.
O güne dek tanıdığı insanlar, sihirli değnek değmişçesine değişivermişler.
Herbir kişi diğerinin ne kadar kabiliyetsiz,yetersiz ve hatta ahlaksız olduğunu söylemeye başlamış.
Elbette bu sözleri birbirlerinin önünde sarf etmiyorlarmış.
Olanlar onun dünyaya bakış açısı dışında kalan şeylerdi.
Herkes,geçmişte yaptığı hataların suçunu başkalarına atma yarışına girmişti.
Şirket içindeki davranış ve konuşmaları yeni patronların kulağına gidecek şekilde oluyordu.
Derhal istifa edeceğini söyledi.Nitekim dilekçesini ertesi gün verdi.
Onu anlıyordum.Üstelik tanıyordum da.
Başka ne yapabilirdi ki?Şirkette kalacak olsa bu insanlarla mı çalışacaktı?
Hatta onlardan biri onun kaçtığını,oysa mücadele etmesi gerektiğini söylemiş.
Bana,başkasını kötüleyerek para kazanmak istemediğini,rekabetten bunu anlamadığını anlatmıştı.
Hemen başka bir iş bulup orada çalışmaya başladı.
Aradan birkaç ay geçtikten sonra görüşmelerimizden birisinde söylemişti.
Onun istifasından üç hafta sonra yeni patronlar herkesi işten çıkarmış.

BİR AY SÜREN DOSTLUK
Öğrencilik yıllarımdı.Babamın işi dolayısı ile şehrin en uzak semtinde idik.
Lojmanımız bağımsız bina halinde olup bahçe içindeydi.
Bir gün okul dönüşü bahçemizde bir köpek gördüm.
Beyaz tüylü,orta boyda sevimli bir hayvandı.
Ben o zamanlar köpeklerin cinsi hakkında bilgi sahibi değildim.
Ama bugün hepimizin gördüğüne benzer bir sokak köpeği idi.
Hiçbir korku davranışında bulunmadı.İlk kez karşılaşmamıza karşın bakışları sıcacıktı.
Ben de onu hiç yadırgamamıştım.Bir-iki saatte birbirimize alıştık.
Yakınlığımız çok hızlı başlamıştı ve bu şekilde süreceği belli olmuştu.
Bahçe içinde ona derme çatma bir barınak hazırladım.
Birkaç gün içinde tüm ailemi tanımıştı.Hepimiz onu benimsemiştik.
Ve de benim en iyi dostum olmuştu.
Ben,o zamanlar da yurt ve dünya olaylarını takip ederdim.
Dünya üzerinde bugünkü gibi acı olaylar sürüp gitmekte idi.
Savaşlar,haksızlıklar,açlık ve sömürü ne zaman azaldı ki?
İşte o ilk gençlik günlerinde bu acıları paylaşma ihtiyacı daha fazladır.
O köpek bana yardımcı oldu.En iyi arkadaşım gibiydi.
Bahçede hep onunla idim.Sevinçlerimi,mutluluklarımı her şeyimi ona aktarırdım.
Şaşılacak şey:Herşeyi anlardı.
Sanki beynimden yayılan duygu frekanslarını yakalıyordu.
Ve aynı dalga boyunda cevap verircesine hareket ediyordu.
Sevinçli olduğumda o da neşeyle etrafımda dönüyordu.
Üzüntülü isem o da mahmur bir halde duruyordu.
Doğal içgüdüsü sevgi ile kaplanmıştı.
Kısacası o sessiz semtimizdeki en iyi dostum olmuştu.
Ancak bir huyu vardı.
Okula gitmek için evden çıkıp tren istasyonuna giderken hep yanımda yürüyordu.
Ben istasyona girince de eve dönüyordu.
Beni istasyona kadar takip etme huyundan vazgeçiremedim.
Ben yokken aynı şeyleri aile fertlerine de uyguluyordu.
Okulda iken hep endişeliydim.
İstasyon ile ev arasında başına bir şey gelmesinden korkuyordum.
Bir gün eve döndüğümde onu göremedim.
Annem şehre inmek için istasyona gitmiş,tabii peşinde gene o.
Sonra eve dönüşte onu görememiş.
Ben hemen isyasyona koştum.Saatlerce etrafta aradım.Yoktu.
Bir daha göremedim.Günlerce bekledim.
Ama gelmedi.
Ne olduğunu bilmiyorum.
Dostluğumuz bir ay sürmüştü.
Ama onun sevgi ve sadakatını hiç unutmadım.
Son düzenleyen sedat sencan; 31 Mayıs 2007 00:04 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi