Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Tek Mesaj #3902

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
6 Haziran 2007       Mesaj #3902
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Uzak, Sehir ve Hayal


. Yedi sükût sakladim cennet oldu rüyama,
Adini kim koydu ey sonsuzlugun yarisi!
Hayal satiyor zaman sis konuyor hülyama,
Çigliklar bestelendi sana olsun darisi!

Nedir yalnizlik suda, ya da sende adalar?
Düsleri fayton tasir sükûnetin kâtibi!
Kimin kalbinde yesil derin uykuya dalar?
Kimdir bu manzaranin kus yürekli sahibi!

Köprü kurdum tarihle buz kesti ayaklarim;
Meger sükût tutarmis gölgelerde avcilar!
Kaç güvercin sitemi isittin kulaklarim!
Sadakatin ecrini kimden alir acilar?

Sirtinda yük mü dersin sur kokan bulutlara?
Kim asti kirpigine bu destansi yazgiyi!
Müjde dedin duydum ben göz kirptin umutlara,
Çöz at artik kanasin gül yaran su sargiyi!

Ey çok sesli hayatin çok renkli solgun yüzü:
Al senindir zaten öpülmemis bir bahar...
Sende kaybettim en son ey topraktan gökyüzü!
Kalbim yine bahari senin avcunda arar...

Kaç sigin sularina günesin Kiz Kulesi;
Öpsün seni alnindan sesin renkli Üsküdar!
Adin kokuyor tarih bu bahçenin lalesi,
Dalgalar kulagina söyle neyi fisildar!

Iki yakasi açik uslanmaz bir çocuksun!
Var git yollar senindir istedigin hayale...
Seni bulan gönlünde sonsuzlugu okusun,
Merhem olsun yüregin gül kokulu melâle...

Çok isikli yasama nazar eder galata:
Kalbindeki gözün mü, ya da nedir niyeti?
Yalnizlik senfonisi besteliyor hayata;
Kim kirdi yüregini ya bu neyin diyeti!

Haliçin sol yaninda kimin kalbidir atan?
Herkes bilir utanma fatih senin sevgilin!
Sana güzel yâr seçmis seni böyle yaratan,
Adini vustlat koymus kurdelesi gül gelin!

Meshur bir düs mü dersin uzagindan kurulan?
Yaradan yüregine hangi ruhu üfledi!
Seni görüp kaderce gözlerine vurulan,
Mecnun olup zamandan hayalini eledi!

Ey hayale ruh olan, ey zamanda can sehir!
Kelimeler müptela mana üfleyen ney’e!
Güllerin damarinda kan diye akan sehir:
Hangi dilde okusam ask çikiyor sen diye!

Sir tutan ellerine yagmur kurusu düstü;
Alnin kime sadakat kime verdin sözünü!
Yedi sükût demistim ne de güzel bir düstü:
Mihrimah avucunda rüzgâr öpsün yüzünü!

Kaç minare yemindir günes sirtinda batan?
Saçlarina kizili sarmak da nerden çikti!
Yine seher olunca sessizligi unutan,
Hangi dervisin ki o, sesi hala ilikti!

Sesi hala ilikti bogazin ve zamanin,
Kim koydu söyle bana cebine bu öyküyü!
Bilirim egik boynun önünde bu fermanin,
Sen kadar agir olsun, isterse de kus tüyü!

Gözü yasli yasamak ve gülistan ve gülzâr.
Sen eski bir saatin eskimeyen vaktisin!
Aksam sana gelirken elde hep aydinlik var;
Çift yürekli gülzârin ebediyet aktisin!

Için dolu Ibrahim, ates yükün yanmakta...
Kaç ogul kurban ettin adin oldu Istanbul!
Issizinda bir sair söyle neyi anmakta?
Al üstüne de aski, nefes al öyle durul!

Durul sen ve sen kalbin masiva yumaginda;
Hatirla da de bana gemiler nerde yürür!
Kelime sana mebni siir ören aginda,
Güvercin mi hicret mi hangisi seni bürür!

Yakin sana sen ve o, fetih estiren rüzgâr!
Kus kanadi tadinda muhâcir esen hasret!
Diner bir gün demisti, dua kabule mazhar...
Simdi gamzen mi Fatih sen mi Fatih’te sûret!

Zihni soru gülzârin: Kaç bülbüllü bir gül bu?
Toprak desen kül tutmaz, içi rüzgâr yemini!
Aksam dedigin serin, serin sende ask ve su!
Sözü eskimez ahdin, eskise de zemini...

Zaman sende seyyahken, mülteci zaman sana;
Ey peygamber müjdesi, kaç dualik aminsin!
Sana dogar günes, bil; ay, yildiz her an sana...
Tut elimi tarihim tut da feryadim dinsin!

Günes gitmez korkma sen, gitmeden kalbin senin!
Güzelim saçlarinda gül tutarken sadakat!
Binbir renkli sirri bu sonsuzlugu çizenin...
Sana uzak düs kurmak inan kalbe mesakkat!


. Yahya Kurtkaya