Arama

Sizin Yazılarınız - Tek Mesaj #46

Pasakli_Prenses - avatarı
Pasakli_Prenses
Ziyaretçi
12 Haziran 2007       Mesaj #46
Pasakli_Prenses - avatarı
Ziyaretçi
Senden ayrılalı kaç yıl oldu, kaç asır geçti, kaç yaz, kaç kıs, kaç gün, kaç ay..? Saymadım.. Sen giderken ardında bir dagbası yalnızlıgı bıraktın bana. Sehrin ıssızlıgını, yoklugun kimsesisligim oldu, yoklugun kederim …
Simdi kar içinde bedenim, buza döndü dünya...

Sen gittin kar yagıyor bu kente! Gökyüzü yere dökülüyor sanki, bembeyaz bir gülücükle, nazla... Bir eski hikaye geziniyor sokakları gözlerimin içinde... Insanlar farkında degil, bilmiyorlar bu hikâyeyi…
Kar yagıyor bu sehire, üsüyorum!.. Ve sen yoksun! .. Kar yagıyor... Kahretsin!..

Giderken ardından son bir çıglıgımı ekleyebilmistim sadece... Giderken "beni de al" diye bagırabilmistim sadece... Ama nafile duymamıstın...

Yıllarca hayalinle yasadım bu kahrolası yerde, hayalinle avundum senden uzaklarda, bir tatlı sözüne, bir tebessümüne hasret kaldım…. Sen bir serap gibi yıllardır içimin çöllerinde; yaklastıkça uzaklastın, uzaklastıkça yaklastın... Bilki hayalin bile serinliktir kavrulan ruhuma, üsüyen yüregime sıcaklıktır…

Gel ey sevgi melegim, “Can Gülüm”, bir bahar sabahı topragıma can olmak için gel!.. Damarlarıma kan olmak için gel!.. Hasretlik boyu uzayan raylarda gönlünün sıcaklıgına muhtacım.

Bilki, kaynagı sendedir mutlulugumun, ç****i sendedir yüregimin. Uzaklıgın çekilmiyor, uzaklıgın iskence… Ne zaman seni düsünsem siirler dökülüyor kar gibi kaldırımlara, sarkılar aglıyor yokluguna..

Uzak dagbaslarının serin seherlerinde gökyüzünü süsleyen gözlerini aradım kaç kez. Seni ararken ırmaklara döktüm derdimi, rüzgârlara döktüm. Bin 'âh'la iniledi daglar, bin 'âh'la aktı pınarlar, 'âh'ımdan kan damladı gül yapraklarından, yaralı bülbüller figan etti…

Ozlemin bir bulut gibi sardı beni, bir yagmur gibi üstüme yagdı her gece. Damlalar yüregime vurdukça, seni sevmek her gün biraz daha büyüdü içimde.

Gel ey gül-i rana; gel ey Can gülüm, ayakların kanasa da dikenlerden, binbir pusu kurulsada yollara, prangalar vurulsada ayaklarına, kırıp zincirleri gel… Gelmezsen yok olurum, tükenirim. Gelmezsen bil ki, ölüme savurur beni hayat…

Geceler boyu hayalinin pesinden kosarken sasırdım yolumu... Bir uçuruma düştüm, canım yandı, kanadı her yerim...

Gel ki, uzak dagyollarında küçük bir su olup, sevda pınarı gönlüne akayım… Ürkek ceylanlar gibi sokulayım yanına. Gel koru beni zamanın zulmünden, merhametinin gölgesine al… Kucakla beni sefkatinle, yüregime bıraktıgın o kutsal ask için kucakla…

Her gece ismini anarım gecenin en ıssız saatlerinde. Korkuyorum senden uzaklarda sensiz, yüregim sensiz dagbaşı ıssızlıgı, yüregim sensiz en karanlık gece... Sana dogru kayıyor gönlümün bütün yıldızları, sana dogru akıyor gönlümün ırmakları…

Uykusuzum her gece böyle, yorgunum sensiz.
Hani diyorum bir gece hasretini yüklenerek çıkıp gelsen, ısınsa üsüyen duygularım. Sonra basımı koysam dizlerine kapansa kirpiklerim; bir daha hiç uyanmasam…

Ey öksüzlere yüreginden merhamet pınarları akıtan sevgili!
Gel tut ellerimi, beni sensiz bırakma.

Gel, adını ‘’Can Gülü’’ koydugum can’ımın gülü...
Gel, zamansız da olsa, kimseciklere görünmeden, bir gölge gibi, sır gibi, rüya gibi, rüzgar gibi, meltem gibi... Gel...
Bir daha gitme…