Arama

Hikayeler ve Öyküler -2- - Tek Mesaj #1019

RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
21 Haziran 2007       Mesaj #1019
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
En zor olanda bir şeylere başlamaktır hep. aynı bu yazıda olduğu gibi,çünkü bazı şeyler vardır ki bunlar çok derin ve sözlerle ifade edilmeyecek kadar zordur. sevginin en kesin ifade biçimlerinden biri, düşünceleri ve duyguları paylaşmaktır.

başkalarını sevmek demek, onların nasıl düşündüğünü, kendilerini ve yaşadıkları dünyayı ne gözle gördüklerini anlamak istemek demektir. konuşamadığım zamanda en iyi anlatım yolunun yazı olduğunu düşünüyorum.

en güçlü bellek bile, en zayıf mürekkepten solgundur.

benim için mühim olan iyi düşünmek değil,iyi hareket edebilmek ve duygunun karaktere dönüşümünü sağlayabilmektir. !

hayatında varolabileceğim zaman ve mekanları düşünüyorum ama cevabını bulamıyorum. tıpkı senin gibi benimde hayatım sayısız ayrıntılarla, çalan telefonlarla, ertelenen sorumluluklar, kaçtığım insanlar,kovalayanlar ve zorunluluklarla dolu. ve hayatıma dahil ettiğim kişinin bir “ nasılsın ?“demesi veya onun yüzü bunların hepsini unutturabilir. endişem şu;sadece yazmak yetmiyor. kendini tanımadan, ne istediğini bilmeden ciddi ilişkilere girmek, bir insanın hem kendisine, hem de karşısındakine yapabileceği en büyük haksızlıktır. çünkü ne istemediğini bilmek kolay,fakat ne istediğini bilmek güçtür! en ağırı duyguların harcanması, yaşanabilecek paylaşılabilecek güzelliklerin sadece zamanının gelmesini bekleyerek kovalamak ne kadar doğru?yaşananlar yaşanılan an sürecince önemlidir.

fiziksel ve duygusal aşk oyunları dedikleri oyunlara katılacaksan benim bundan haberim olmayacak. sadece sözüne güvenmekle yetinebilirim. şu anda kiminle berabersin, ne yapıyorsun onu bile bilmiyorum. aynı şekilde sende beni... bunların dışında tüm yaşayabileceğin zevklerin yanında, benimle konuşmanın hiçbir ağırlığı,hiçbir önemi olmaması gerekirdi. şu anda her şeyin duygu ve düşünceye dayalı, saf ve arınmış niteliğine hayranlık duyuyorum. oysa bu ilişki aslında bütünleşmemiş,belirlenmemiş, biçimlenmemiş durumda. bütünü sen tamamlayacaksın.

aslında korkuyorum. uzun zamandır kimseyi hayatıma sokmuyorum ve bunun için haddinden fazlada çaban gösterip, katı ve kuralcı davrandım insanlara. çünkü sevmek bana acı getiriyor ve ilişki bittikten sonra uzun bir süre kendimi yeniden düzenlemem zaman alıyor. eğer tüm şartlar istediğim gibi gelişirse biranda bağlanıyorum. hayatımın anlamı ve merkezi o oluyor. o”nunla uyuyup, onunla uyanıyorum. gün içinde anımsayıp, hafif tebessümlerle ayrıntılarımı aydınlatıyorum. hayatımda hiç aldatmadım ve sanırım böyle bir genim yok!

aldatma lafı saçma gelir bana sorun varsa konuşulur,eğer başka biri hayatına girdi ise o zamanda dürüstçe gerçeği açıklamak daha mantıklı hem o an üzülsen bile karşındakinin dürüstlüğü ve saygısını er geç kavrarsın. zaten değer veren insan dürüst olur. eğer seni önemsemiyorsa basit şeylere yönelir buda onun tercihidir. haddinden fazla özverili bir insanım. aslında sert bir yapıya sahibim, katı ve kuralcı dediğim dediktir ama söz konusu duygular olunca her şey uçlarda seyrediyor. en yakın arkadaşım hep şöyle der “her şeyi en uç noktalarda yaşıyorsun severken de üzülürken de en uçtasın ama sadece kendine yapıyorsun “

bu benim tercihim. kırmak ve incitmek istemem karşımdakini. çünkü o zaman daha çok acı çeken ben olurum. yenileyemeceğim tek şey görüş ve düşüncelerimdir. ilişkide strateji oyunlarından hoşlanmam şöyle davranırsam aşık olur, şöyle yaparsam özel olurum gibi. neysen osundur taktiklerinde sonu var. gerçekle elbet karşılaşırsın o zaman ne olacak?
çok küçük şeylerle mutlu olabilirim. verdiği sevgi, yaşattığı huzur ve bana kazandırdıkları için teşekkür ederim.

her ilişki bir armağan niteliğindedir. bize ruhumuzun eşini tanımamız ve buna kendimizi hazırlamamız için fırsat verir. birisinin sinirlenmeden her şeyini olduğu gibi kabul etmek yanında olmak istemek, ayrılınca özlemek ve sadık olabilme duygusudur ilişki.

başarılarıyla mutlu olup, eksiklikleri ve başarısızlıklarıyla üzülmektir.

sevmek iki ruhun birlikteliğidir, el ele vermesidir!

kedileri pek sevmem ama siyam kedileri yapıları değişik hayvanlardır. ve siyam kedilerine benzetirim kendimi. sahiplerinden başkasına vermezler kendilerini ve sevgilerini. yabancılara karşı haşin ve yırtıcıdırlar.

seni değiştirmek istemekten vazgeçebilirim. eğer seni hayatımda istiyorsam, ikimiz içinde iyi olanı seni olduğun gibi kabul etmektir. nede olsa sevgi demek, bir arada büyümek ve ilerlemek demektir.

kimseye suç yüklemeye ihtiyacım yok. kararları kendi tecrübelerine dayanarak veren bir yetişkin olduğuma göre, kötü bir kararımdan da yalnız ben suçluyum. sevgi, sorumluluğu gerekli yere yükler.

beklentilerimden vazgeçebilirim. dilek başka şey, beklemek başka bir şeydir. birincisi umut verir, öteki ancak acı verebilir.

sevgi beklentilerinden arınmıştır...


eğer mesajları işitebilme yeteneğine sahip biriysen, yüreğimin güçlü sesini duyduğunu ümit ediyorum. bunları okurken umarım sözünü ettiğim duygular seninde yüreğine dokunabilirler. artık bitiricem çok uzun oldu ama koca bir yaşam deneyimini, ilişkiye bakış açımı sadece birkaç satıra sığdırmak aslında daha da saçma olurdu.

ama şunu unutma ;ben kusursuz bir insan değilim. hiç kimse kusursuz olamaz zaten. ama sana hiçbir zaman yalan söylemeyecek, seni düş kırıklığına uğratmayacağım. sözüm ona seni seven insanların yaptığı gibi maske takıp yağda çekmeyeceğim. biz değişik iki insanız ve bu değişiklik içinde birbirimize saygı göstermeliyiz.

her güne birbirimizi daha iyi tanıyabilmemiz için, sana üzüntümün yanı sıra sevincimi de iletmeyi düşünerek başlayacağım. ikimizin de yüzlerce farklı şekilde gelişip değiştiğimizi anımsayarak, seni can kulağıyla dinleyip görüş açını öğrenmeye çalışmayı ve kendi görüş açımı sana en az korkutacak biçimde aktarma yolunu bulmayı kendime anımsatarak, her güne bir insan olduğumu ve ben kusursuz oluncaya dek senin kusursuz oluncaya dek senin kusursuz olmanı istemeyeceğimi anımsatarak başlayacağım.

her güne ellerimi uzatıp sevecenlikle sana dokunmayı arzulayarak kendime anımsatarak başlayacağım. çünkü seni duyumsamaktan yoksun kalmak istemiyorum...


ÖZGE RONA