Bu ne şimdi????.... Ay daha asılı dururken gecenin içinde ben güneşin meyve veren bahçeleri nasıl aydınlatacağını düşünüyorum.
Elimde okumaya çalıştığım saçma sapan bir kitap tüm o saçmalıkların ortasında sen çıkıveriyorsun aklımın orta yerinde.
Bilmem kaçıncı sayfaya geldiğimde fark ediyorum ben senin o bana gülümserkenki son halini düşünüyorum.
Bu sayfaya ne zaman geldiğimi de şimdi fark ediyorum.
Kitabı diğerlerinin yanına bırakıyorum, oda yarım kalıyor tamamlanmayı bekleyen diğerleri gibi.
Bugün bu kaçıncı karşılaşmamız bilmiyorum.
Fikrimin fikri uğramamalısın buralara. Ben gidiyordum sen çıkageldin.
ben gidecektim ama....
Tamda toparlamıştım iç dağınıklığımı yoksa daha da mı çok dağıtmıştım da sen gelmiştin.
Ya şimdi daha da dağıtıyorum yada topluyorum hangisi bilmiyorum.
. Fikrimin fikri rahat edemedin aklımda oradan oraya gidiyorsun.
Bir sigara yaktım karanlığa da bana da aklımdaki sana da iyi gelecek.
Ordasın işte aklımın ortasındasın bir tarafım yok ol diğer tarafım yok olma diyor.
Bu iyiye mi yoksa kötüye mi işaret bilmiyorum.
Hani bir dağa tırmanırsın ya dağın orta yerinde nereye düşeceğini bilmeden bırakırsın kendini.
Bıraksam aklımı sana nereye düşersem düşeyim.
Ama ya çok canım acırsa, kırılırsa kalbim aklımın sana düştüğü yerde.
Bu ilk olmayacak olsa da korkuyorum.
Tam bırakıyorum aklımı, sana düşmesine az kala bir yerlere tutunup asılı kalıyorum. Asılıp kalıyorum ortalarda bir yerde.
Aklım bende değil senin dağının yamaçlarında, düşeceğim yerde.
Belki de düşmek için iyi bir gün değil, aydınlık bir saati seçmeliydim belki de kim bilir..
Gecenin içinde asılı duran Ay'a değil,
meyve bahçelerine düşecek olan parlak güneşe de değil,
senin o bana gülümserkenki son haline aldandım.
Umarım aklımın kaçtığı dağ yamaçların yanıp kül olmaz.
Bunu da senden niye umuyorum bilmiyorum.
Sen biliyor musun? Vazgeçesim geliyor ama biliyorum aklım vazgeçmeyecek.
Ben vazgeçmek istedikçe aklım daha çok kaçacak sana.
Seni umuyorum düştüğüm o yerde.
Gitmeliyim belki de.
Seni hiç misafir etmemeliyim aklımın yetmediği yerde.
Korkuyorum çünkü.
Korkuyorum elim kolum olacaksın.
Sol anahtarım olacaksın ve tüm bunlar olduğunda sende diğerleri gibi gideceksin.
Ve yine yeniden düştüğüm o yerde senin dağının yamaçlarında kırıklıklarımı topluyor ve açık yaralarımı sarıyor olacağım.
Ve beni yine kan tutacak.
Kan beni tutmadan, belki de ben aklımda seni hiç tutmamalıyım...
AHMET ARİF