Mostar Köprüsünün üstünde
kaçıncı yakılışıdır Roma’nın
Kudüs’ün kaçıncı işgali
kaçıncı cehennemdir Srebrenica
sen kaçıncı hitlersin
Slobodan Miloseviç
insan kasabı.
*** oğlu ***!..
orada ırzına geçildi
gözyaşlarının bile
yeniden çarmıhlandı spartaküs
Nesimi’nin derisini yüzdüler
Bedreddin’im bir ağaca asıldı
kaçıncı kez kirlendi
barış simsarlarının
kof sözleri orada. . .
masallardaki iyiler
yıldızlı göğün sırları
yorulmuş yaşamların çiçeklenen kırları
yamaçlarda dinlenen
eski zaman yatırları
katledildi orada...
annelerin parçalanmış memelerinden
sütleri toprağa damlıyor
öldürülmüş çocukların
oyulmuş gözlerinden
anneleri kanıyor
artık ellerimi tutamazsın anne
ellerim yok.
bir daha sevinci koşamam sokaklarda
bacaklarım kopuk
sokaklar yıkık
bir sesim vardı
gülüşüme şarapneller düştüğü anda
bütün çocuk sesleriyle birlikte
insanlığın suratına haykırdı
misketime benziyordu öldüğüm kurşun
yağarken gökyüzünden yanık et-kopuk bacak
insanlık kördü anne
insanlık sağırdı
bir çığlığım kaldı benden
tarihin vicdanında yankılanacak
gayri gözyaşlarını biriktirsin
dünyanın dört yanında yalnızca ağlayanlar
sonra da oturup içsin
senin yazdığın yaldızlı dizeler
öfkeye-kınamaya-yasa dair
artık durdurmaya yetmez
bitmiş bir soykırımı ey şair
isyana kesmedikçe kederin
kalemin yüreğine saplanıp
ateşle yazılmadıkça dizelerin
daha çok
vampirler sokaklarda uluyacak
başka Bosnalar kanayacak
insanlık zulüm soluyacak
çocuklar soracak ey insanlık
çocuklar sizden soracak
sevinçler ne kadar az
azrail ne kadar çok
artık ellerimi tutamazsın anne
ellerim yok !..
l995- Balçova
Adnan Durmaz